Çar. Nis 24th, 2024

“Yatıyoruz İran, kalkıyoruz İran. İsrail’de de nükleer silah var. Gazze’de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imha silahı”

Erdoğan, Davos’taki ‘One minute’ çıkışını New York’ta da sürdürdü: Ahmedinecad’ın açıklamaları bir nükleer silaha yönelik değil. Ortadoğu’da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Kaldı ki Gazze’de fosfor bombası kullanıldı. Niçin bunlar masada yok? Yatıyoruz İran, kalkıyoruz İran…

Dünyanın gözü, nükleer tartışmalar nedeniyle yeniden İran’a çevrilmişken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başka bir adres gösterdi: İsrail. Erdoğan “Sayın Ahmedinecad’ın yaptığı açıklamalar bir nükleer silaha yönelik değil, barışçıl amaçlı zenginleştirmeye yönelik. Biz Ortadoğu ’da nükleer silaha tamamen karşıyız. Ortadoğu ’da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Kaldı ki Gazze ’de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imha silahı. Bunun neticesinde 1400 kadın, çocuk öldü. Niçin bunlar konuşulmuyor? Yatıyoruz kalkıyoruz İran…” dedi. Erdoğan TSK’ya Kuzey Irak’a operasyon yapma yetkisi veren tezkere konusunda da açık konuştu: “İlk Bakanlar kurulu toplantısında tezkere konusunu görüşüp hemen Meclis’e sevk edeceğiz. Biz tekrar bir yıl daha uzatılmasından yanayız.”
Erdoğan, ABD temaslarıyla ilgili olarak düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi:

Ermenistan’ı konuştuk: Sayın Obama ile yaptığımız görüşmede Ermenistan’la ilgili devam eden görüşmelerle ilgili kısa bir karşılıklı değerlendirmemiz oldu. Bölgesel konuları, başta Ortadoğu olmak üzere görüşme imkânımız oldu. Bunların içinde Irak, malum en önemli konu. Terör örgütüne (PKK) karşı ortak düşman ilan etme olayı ve bu sürecin devamına yönelik görüşmelerimiz olmuştu. Ermenistan ile ilişkiler noktasında, azınlıklar da bunun içinde. Buna yönelik fikir alışverişimiz de oldu.

Yatıyoruz kalkıyoruz İran: Sayın Ahmedinecad’ın yaptığı açıklamalar bir nükleer silaha yönelik değil, barışçıl amaçlı zenginleştirmeye yönelik. Ve bunun da Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na bildirildiği yönünde açıklamaları var. Bunlar da bütün ortadayken, dünya bunu nasıl değerlendirir bilemem. Konuşanların hepsi de kendilerinde nükleer silah olanlar. Biz Ortadoğu’da nükleer silaha tamamen karşıyız. Ortadoğu’da da nükleer silahı olan ülke var, örneğin İsrail. Bir fark var, İsrail UAEK’ya üye değil, İran üye… Kaldı ki Gazze’de fosfor bombaları kullanıldı. Bu ne? Kitle imha silahı. Bunun neticesinde 1400 kadın, çocuk orada öldü, 5000 yaralı. Niçin bunlar masada yok, niçin bunlar konuşulmuyor? Yatıyoruz kalkıyoruz İran… Yani daha adil olmamız lazım. Dürüst davranmamız lazım. Eğer küresel barışı istiyorsak.

Tepki değil: (İran ile ilgili olarak yabancı gazetecilere, İran’ın nükleer meselesi konusunu çok ısrarcı bir şekilde sordukları için tepki gösterdiğine yönelik bir soru üzerine) Tepki değil canım. Ben gündem sadece bu mu? Yani başka gündem olmayacak mı? Dünyanın gündemi sadece İran’la meşgul edersek öbür tarafta çok daha farklı görüşülmesi gereken, görüşmediğimiz Gazze gibi bir kenara ittiğimiz konular var; bence Gazze hepsinden öte bir şey. Şu anda İran’da olan bir şey yok ki. Ama Gazze’de çok şey var, oksijen çadırında onlar adeta, oraya yönelik alınan bir tedbir var mı yok, konuşuluyor mu? Hayır. Biz konuşuyoruz, benim derdim bu.

Tezkerede uzatmadan yanayız
Tezkere ilk Bakanlar Kurulu’nda: Tezkere konusuna gelince, tezkere konusuyla alakalı bunu ben aslında geçenlerde cevapladım. Bu konuyla ilgili olarak ilk Bakanlar Kurulu toplantımızda bunu görüşüp, hemen Parlamento’ya sevk edeceğiz. Bu konulardaki gazetelerde çıkan olumsuz haberler kesinlikle yanlıştır. Biz tekrar bir yıl daha uzatılmasından yanayız.
Hristofyas’a yanıt: (Güney Kıbrıs Rum Lideri Hristofyas’a) Bunu bizzat şahsıma söylediği için ben burada açıyorum, bunu gizlemeye de gerek yok. Görüşmeler noktasında biz sayın BM Genel Sekreteri Ban Ki- Mun’un gerekirse riyasetinde de bu üçlü toplantıyı New York’ta yapmalarını söyledik, tabii buna yanaşmak istemiyorlar. Bizimle görüşmek istiyor, bizimle görüşmek istediğinde de biz kendilerine açıkça şunu söylüyoruz. Bu görüşme dörtlü olur, bu görüşmede garantör ülkeler olarak Türkiye olur, Yunanistan olur, sayın Talat ve bir de siz olursunuz. “Tabii sayın Talat hangi sıfatla olacak?” diye soru yönelttiğinde de kendisine şu cevabı verdik: Siz hangi sıfatla oradaysanız sayın Talat da o statüyle orada olur. Otururuz konuşuruz, o zaman kararımızı veririz, temenni ederiz ki anlaşırız ve bu işin artık bitmesi gerekir.

Irak ziyareti ekim ortasında: Irak seyahati ile ilgili, ekimin 15’i civarı, onun üzerinde çalışılıyor. Karşı tarafla görüşmek suretiyle mutabık kalınacak. Ve stratejik yüksek düzeyli toplantımızı orada gerçekleştirmiş olacağız. İcracı bakanlarımızla beraber orada olacağız. Karşılıklı olarak görüşmeler yapılacak. İşadamlarımızı da götürmeyi planlıyoruz. Belki iki tür olacak. İşadamlarımızı burada beraberimize almazsak, daha sonra Kuzey Irak’a göndermeyi planlıyorum. Talabani ile bunları görüştük.

Sarkisyan içeriye mesaj veriyor
Sarkisyan’a eleştiri: Bizim ön kabullerimiz, ön yargılarımız yok. Bizim cumhurbaşkanımız hiçbir ön koşulsuz, Ermenistan- Türkiye milli maçını gitti izledi. Dedi mi “Şunu yaparsanız gelirim” diye? Hayır, gitti izledi… Ama şimdi sayın Sarkisyan, “Eğer kapı açılırsa ben maça gelirim” diyor. Böyle bir yaklaşım tarzı olur mu? Bu zaten bir şeyi ortaya koyuyor. Demek ki içeriye bazı mesajlar verme gayreti var.

Açılım sadece Kürtleri kapsamıyor: Demokratik açılım neyi gerektiriyor denildiği zaman, içinde birçok başlıklar var. Bu sadece Kürt kökenli vatandaşların sorunlarını kapsayan bir açılım değil. Başta terör sorunu olmak üzere… Şu anda Alevi çalıştayları yapıyoruz, aynı şekilde Ermenistan’la ilişkilerimiz bu konu içinde, azınlıklarla ilgili konular bunun içinde. İşsizlik bunun içinde. Birçok sorun alanını burada tespit ediyoruz ve bunların üzerinde çalışarak bunları minimize etmenin gayreti içinde olacağız. Bu şekilde de halkımıza bu süreci mal etmeye gayret edeceğiz. Yaptırdığımız kamuoyu yoklamalarında halkımızın ilgisi gayet iyi.

1400 kişi terörist mi?
Yahudi lobisine eleştiri: New York’ta Yahudi cemaati temsilcileriyle bir toplantı yaptım. Tabii burada bir temsilcinin ifadesi beni üzdü. O da şuydu: “Orada teröristlere inşaat yapılacağından dolayı buna müsaade edilmiyor” gibi bir ifade… Yani buna adeta kodlanmış olan yapı tabii buradaki adımların atılmasına müsaade etmez. Şimdi sıkıntı buradan geliyor. Dedim işte, “Siz nasıl bunu teröristler olarak ilan edersiniz?” Bir kere yaralanan 1400 kişinin 1400’ünü de terörist olarak kabul ediyor. Böyle bir mantık olur mu, siz fosfor bombası atacaksınız “teröriste isabet etti, 1400 tane terörist öldürdüm” diyor. Bizim hastanelerimize gelen yaralılar var, çocuk, ufak çocuk, kadın, kollar kopmuş, ayaklar kopmuş, bu vaziyette bunları gördük. Gazze’de yaşayan her insana terörist gözüyle bakan bir anlayış var ortada. Tabii bunla bir yere varmak tabii ki çok zor.

Saldırmak çılgınlık
Tek bahane nükleer silah: (ABD medyasındaki İran’ın nükleer tesislerine saldırmak gibi bir konunun gündemde olup olmayacağı sorusu üzerine) Biz böyle bir şeyi bölgede temenni etmeyiz, yani bu çok çok yanlış bir şey olur, yani bundan bu çılgınlığa teşebbüs edenler salt olarak zarar görmez. Bakın Irak’la ilgili sürecin bize ders olması lazım. Kendi kendimize soralım yani Irak’ta neyi hallettik? Şu anda bir ülke bir medeniyet bana göre çöktü, milyonu aşkın insan öldü. Ama daha bu bir yere oturmadan böyle bir şeyi çözemeyen dünya şimdi İran üzerinde devamlı böyle bir şeyi düşünüyor; tek bahanesi nükleer silah. Tamam da bu nükleer silahın bulunduğu başka ülkeler var, niye bunlar konuşulmuyor, bunların da konuşulması lazım. Yani burada bir haksızlık var gibi geliyor bana, hepsi konuşulsun ve kimde varsa nükleer silah hepsi bu konuyla ilgili adımlarını atsın. Çünkü bir şeyin tesirinin olabilmesi için önce onu kendinizin yapmaması lazım, yoksa karşı tarafa tesiri olmaz. Yapılan harcamalar da ne o nükleer silah yatırımını yapana bir şey kazandırıyor, ne de o korkuyu verdikleri topluma.

Koruma kavgası önemsiz
Korumalarla arbede: Bana göre çok çok basit bir olaydı. Bu sadece Washington güvenlik servisiyle, bize verilmiş olan güvenlik görevlileri arasındaki bir olaydı, olayın gazetelere yansıması da bizi üzmüştür. Yani bizim güvenliğimizle alakalı değil, tamamen kendi güvenlikleri arasındaki bir iletişimsizlikten gelen bir şeydir ve zaten ABD’nin yetkilileri açıklamalarını yaptılar. Tabii ben olay o boyuta gelince artık o toplantıya katılmayı da doğru bulmadım. Tabii katılamadığım için de üzüldüm. Böyle olmamalıydı, ama abartılacak bir şey yok. Aynı şekilde Clinton ailesi de bundan üzüldü ve eşleriyle ertesi gün yemekte görüştüğümüzde onlar da bu konuyla ilgili bize özür beyan ettiler. Bunu da çok samimi bir şekilde söylediler.

Hülya Avşar sorusu yanıtsız
Hülya Avşar’a açılım soruşturması: (Demokratik açılım konusunda savcılar dava açıyorlar hatırlatması üzerine) İç siyaseti konuşmayalım demokratik açılımla ilgili düşüncelerimi zaten söyledim. (Radikal)

***
‘Müdahale konuşulmadı’
Başbakan Erdoğan, dün New York dönüşü İstanbul Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada da İran’la ilgili şöyle dedi:

İran’a silahlı müdahale konusu: Silahlı müdahale konusu benim katıldığım toplantılarda gündeme gelmedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin gündemi olduğu halde o gündemde kimse ‘silahlı müdahale’ ifadesini kullanmadı.Ancak ekonomik yaptırımlar ya da ülkelerin onlarla diplomatik ilişkilerini kesme gibi yaptırımlar olabilir. Hemen silahlı müdahale denildiğini zaman… Bu tabii sadece İran’ı rahatsız eden bir konu olmaz. Dünya uluslarını da rahatsız eden bir konu olur. Irak’ta yaşananlar tüm dünya uluslarını rahatsız etti, bedeli de ağır oldu.

İran’da ne kadar var bilmiyorum: Bu konuda ifade edilen rakamlar çok yanlış. 7-8 milyar dolarlık alım söz konusu değil, ki henüz verilmiş bir karar da söz konusu değil. Savunma Sanayi Müsteşarlığı füze alımı konusunda çalışmalarını sürdüyor. Eğer böyle bir şey İcra Konseyine gelecekse, bu paket aslında dört rampalık bir pakettir ve 1.3 milyar dolarlık bir ihale söz konusudur. Bunlar da mobildir, sabit değildir. Konuyu burada da saptırıyorlar. Kimisi ’bu İran’a karşı mı, batıya karşı mı alınıyor’ gibi hedef saptıran başlıklar atıyor. Bunlar yanlış. Mobil olursa zaten nerede ihtiyaç duyulursa eğer alınması halinde orada kullanılır. Ama şu anda henüz bu işin talebi var. Görüşülme safhasındadır. İcra Konseyimize henüz böyle bir şey gelmemiştir. Söylendiği gibi bir rakam değildir. Mesela komşumuz Yunanistan’da altı tane füze rampası var. Türkiye’nin ona karşı böyle bir şeyi yok. İran’da ne kadardır bilemiyorum.”

By