Per. Nis 25th, 2024

2011 YGS sınav soruları ve cevapları (YGS puan hesaplama paneli)

YGS Puan Hesaplama,YGS giriş yerleri belgesi, YGS sınavı saat 10:00’da başladı 2011 YGS sınavı giriş yerleri ve belgesi ile ilgili tüm ayrıntılar. 2011 YGS sınav soruları ve cevapları.

YGS Puan Hesaplama,YGS giriş yerleri belgesi, YGS sınavı saat 10:00’da başladı 2011 YGS sınavı giriş yerleri ve belgesi ile ilgili tüm ayrıntılar. 2011 YGS sınav soruları ve cevapları.

YGS PUAN HESAPLAMA

YGS sınavı 27 mart 2011 pazar günü tüm yurtta yapılacak. 2011 YGS sınav soruları cevapları ve çözümleri hakkında ÖSYM’den yapılan açıklamada, Pazar günü yapılacak olan YGS soru ve cevaplarının, 29 Mart 2011 Salı günü saat 13.00’te ÖSYM’nin http://ygs2011-sorular.osym.gov.tr internet adresinden yayımlanacağını duyurdu.2011-YGS’de kullanılan soruların, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında eser niteliğinde olduğu, telif haklarının ÖSYM’ye ait olduğunun altı çizilerek, ÖSYM’nin yazılı izni olmadan hiçbir şekilde çoğaltılamayacağı, dağıtılamayacağı ve yayımlanamayacağı belirtildi.Açıklamaya göre, sınavın soru ve cevapları, 27 Mart 2011 tarihinde sınav tamamlandıktan sonra sadece Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) tarafından yayımlanacakSınav başladıktan sonra adayların ilk 120 dakika (2 saat) ve son 15 dakika içinde sınav salonunu terk etmeleri yasak olacak. Sınav sırasında adayların kısa bir süre için bile olsa tuvalete gitmeleri, sınav salonundan çıkmalarına izin verilmeyecek.Sınav salonundan her ne sebeple olursa olsun çıkan aday bir daha sınav salonuna alınmayacak ve sınavın ilk 120 dakikası dolana kadar sınav salonunda bekletilecek.

 YGS PUAN HESAPLAMA

YGS’de uygulanan testlere verilen cevaplar her test için ayrı ayrı değerlendirmeye alınacak.YGS’nin değerlendirilmesi sonucunda her bir aday için YGS-1, YGS-2, YGS-3, YGS-4, YGS-5 ve YGS-6 olmak üzere altı ayrı puan türü oluşturulacak.Sınavda 140-180 arası puan alan adaylar sadece meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açıköğretim programlarını tercih edebilecek. YGS puanlarının en az biri 180 olan adaylar LYS’ye girmeye hak kazanabilecekler.Sınavda 180 ve üzeri puan alanlar, hem meslek yüksekokulu ön lisans programları ile açık öğretim programlarını hem de YGS puanı ile öğrenci alan lisans programlarını tercih edebilecek.Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yükseköğretim programlarına başvurabilmek için ise YGS puanlarından en az birinin 140 ve üzeri olması gerekecek.

Star Gazetesi yazarı Eser Karakaş’in bugünkü köşe yazısı: Bugün, 27 Mart Pazar, 2011, YGS, Yükseköğretime Geçiş Sınavı yapılıyor.Ülkemizin her il merkezinde, çoğu ilçesinde, Lefkoşa’da, beş bin 727 sınav binasında, yaklaşık doksan bin salonda, yine yaklaşık bir milyon yedi yüz bin öğrencinin katıldığı 160 dakikalık bir sınav yapılıyor.İddiaya göre bu sınav bir milyon yedi yüz bin gencimizin yaşamını belirleyecek.Ben hiç de aynı kanıda değilim.Bu Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın öyle sanıldığı kadar belirleyici olduğu kanısında hiç değilim.

Çok sayıda nedenden.Yükseköğretime girmek isteyen gençlerimizin çok ama çok büyük bölümü bu süreci istihdam olanakları için istiyorlar; 21. yüzyılda, geçen onyıllardan farklı olarak, istihdam olanakları, istihdamın gerektirdiği beceri birikimi çok büyük oranlarda üniversitelerde oluşturulmayacak, verilmeyecek.Dolayısıyla, bugün, YGS sınavında istediği ölçüde başarılı olamayan, olamayacak gençlerin, şayet en temel beklentileri istihdam olanağı ise, o kadar üzülmelerine de pek gerek yok.

Gelelim çok daha ciddi bir konuya.Bu yazıyı, tahmin ediyorum, hiçbir YGS adayı sabah sınava gitmeden önce okumayacaktır; bu nedenle yazımın bir moral sorunu yaratacağını sanmıyorum.Bugün sınava yaklaşık bir milyon yedi yüz bin dolayında gencin girdiğini ifade etmiş idim.YÖK, ÖSYM çıkışlı bilgilere göre de bu yıl dört senelik örgün öğretim, açık öğretim, iki ve dört yıllık meslek okulları dahil olmak üzere yedi yüz elli bini bini aşkın genç yükseköğretime kayıt yaptırabilecek.

İlk bakışta, bizim standartlarımızda, fena bir tablo gibi durmuyor; yaklaşık iki adaydan biri yükseköğretime adım atacak.Ama, acaba gerçek manzara, işin altını biraz kazırsanız çıkacak görüntü aynı mı?Gençlerimiz çok büyük çoğunlukla yükseköğretime istihdam olanaklarını artırmak için gidiyorlar; çok küçük bir bölümü de iyi bir beşeri sermaye birikimi yapmak, evrensel kültürü bir ucundan yakalamak için.Söz konusu yedi yüz elli bini aşkın kontenjan içinde acaba yükseköğretime gidecek öğrenciye gerçekten istihdam (iyi, dünya standartlarında bir mesleki formasyon) ve nitelikli bir beşeri sermaye birikimi, genel eğitim formasyonu sağlayacak kontenjan miktarı ne kadardır?Çok uzun senelerini üniversiteler bünyesinde geçirmiş, başka bir iş de yapmamış biri olarak, bu kontenjan büyüklüğünün yani gencimize evrensel standartlarda beceri kazandıracak (tıptan matbaacılığa kadar) ya da daha entelektüel takılmak isteyenlere nitelikli bir beşeri sermaye, genel eğitim birikimi verecek kontenjan seviyesinin, çok da iyimser bir tahmin ve hesaplama ile, yirmi binin asla üzerinde olmadığını maalesef çok iyi biliyorum.

Bu yirmi binin içine girerseniz, yani İstanbul Tıp Fakültesi’ne, Hacettepe Tıp Fakültesi’ne, Boğaziçi ya da ODTÜ’ye, bir-iki vakıf üniversitesine kapağı atarsanız, durumunuz çok vahim değil demektir.Ama bu yirmi binlik kontenjanın dışında kalmış iseniz, çok net söylüyorum, üzülecek pek fazla şey pek yok, zira buraların sizlere katacağı, askerlik gibi bürokratik avantajlar dışında, gerçekten çok ama çok az.Yani bugün, 27 Nisan Pazar günü bir milyon yedi yüz bin gencimiz aslında, bürokratik avantajdan öte bir yararı olmayacak diplomalar dışında, yirmi bin kişilik bir kontenjan için yarışıyorlar.Korkunç bir yarış.Yükseköğretimde kabul aşamasından müfredatlara, öğretim üyesi profilinden finansman yöntemlerine kadar çok radikal reformlar gerekiyor.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen