Sal. Nis 16th, 2024

“Mısır ve Tunus’ta yaklaşan seçimlere damgasını kimin İslamcı ve kimin daha İslamcı olduğu üzerine yürüyecek tartışma damgasını vuracak”


Mısır, Tunus ve Libya‘da sonuca ulaşan ayaklanmaların ardından, şimdi de Mısır‘da Kasım Tunus‘ta da Ekim aylarında gerçekleştirilecek seçimlerin ardından ortaya çıkacak siyasi tablo tartışılmaya başlandı.

New York Times’tan Anthony Shadid "Activists in the Arab World Vie to Define İslamic State"(Arap dünyasındaki aktivistler İslami devleti tanımlamak için mücadele ediyorlar" adlı makalesinde, aktivistlerin bütün bölgede siyasi düzlemde karar verici düzeyde bir güç kazanma ihtimalinin belirmesiyle birlikte oluşacak yeni düzenin niteliği hakkında daha daha önce görülmemiş düzeyde tartışmalar içine girdiklerini söylüyor.

EN ACİL SORU: AÇIK TOPLUMDA İSLAM KAİDELERİ NASIL UYGULANACAK
Aktivistlerin cevap bulması gereken en ciddi ve aciliyet taşıyan soruların ise, çok somut ihtiyaçlara seslenen daha açık toplumlarda İslami kaideleri nasıl uygulayacakları olduğunu, bu sorularla yüzleşeklerini söylüyor. Bunun ise devirdikleri otoriter ve görünüşte seküler olan eski rejimler ile uzun ve bazen de kanlı çatışmalar yaşayan aktivistler için kolay olmadığını da ima ediyor.

Sonra da Türkiye, Mısır ve Tunus karşılaştırmalarına geçiyor;

"Türkiye ve Tunus‘ta,İslami prensipler üzerine kurulan kültürel olarak muhazafakar partiler daha demokratik ve torelaranslı gördükleri vizyona sahip çıkmak için İslami tanımlamasını ret ediyor."

Mısır’da benzer bir itkiden hareketle giderek artan sayıda politikacının ve partinin Türkiye‘den esinlenen bir modeli tartışmaya başlamasıyla Müslüman Kardeşleri için bir bölünme başladığını söylüyor, buna ters tepki olarak da bu grup içinde yer alan gelenekselcilerin faizsiz bankacılık sistemi ve zorunlu dini vergileri uygulamak ve dinsiz söylemleri sansürlemek gibi eski İslamcı fikirlerle de ‘flört ettiğini’ söylüyor.

TARTIŞMA ARTIK KATI VE DAHA LİBERAL İSLAMCILAR ARASINDA
"Tartışma o kadar derin ki bölgedeki pek çok kişi artık artık en önemli mücadelenin İslamcılar ve seküleristler arasında olmadığını, daha ziyade daha katı ve daha liberal yaklaşımlara sahip İslamcılar arasında meydana gelebilir" diyor Shadid.

Ve yakın gelecekte yapılacak seçimlerde etkin rol oynayacağını düşündüğü Tunus‘lu siyasetçinin sözüne yer veriyor;

"Yeni Anayasa çalışması amacıyla oluşturulacak kurucu meclis içinde yapılacak seçimlerde en büyük oyu alması düşünülen partinin lideri Tunuslu İslamcı Reşit Gannuşi’nin biyografisini yazan akademisyen Azzam Tamimi, ‘Gelecekteki mücadele bu"…" Gelecekte gerçek mücadele dindar bir toplumun arzularını kimin yerine getirebilme kapasitesine sahip olduğu üzerinden yürüyecek. Kim İslamcı kim seküleristten ziyade kim İslamcı, kim daha islamcı üzerinden yürüyecek." dedi

MISIR VE TUNUS‘TAKİ GİRİŞİMLERE KARŞIN…
"Bölge, Mısır‘da ve Tunus‘ta İslamcıların seçimlere ve siyasete yönelik girişim örneklerine şahitlik ediyor olmasına karşın, Libya‘da devleti tepeden(ilk basamaktan) kurma girişimleri ve Suriye‘deki diktatörlüğe alternatif bir devlet tasarlama onların bölgenin henüz embriyonik düzeydeki siyasetine en güçlü girişi."

Ardından, Kahire’deki Notre Dame Üniversitesi’nde İslam hukuk ve siyaseti öğretim üyesi olan İmad Şahinin " bu bir dönüm noktası" sözüne yer veriyor.

BÖLGEDE POST İSLAMCI NOSYON VE TÜRKİYE FAKTÖRÜ
Makaleden;

Tartışmaların merkezinde İslamcı bir muhitten çıkma fakat seküler devletin gerekli olduğunu da kabul eden yeni bir siyasetçi tipi var. Bazı akademisyenler bu mevcut durumu tanımlamak için "post İslamcı" tabirini kullanıyor. Bunun önde gelen örneklerinden biri başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve entellektüellerinin Mısır‘daki Müslüman Kardeşler ve Tunus‘taki Ennahda Partisi’nin genç üyleri ile paylaşılan deneyim ve ortak miras’tan bahsettiği AK Parti.Türkiye’de olduğu gibi Tunus da on yıllarca kendisini asla muhfazakar nüfus ile uzlaştıramayan. devlet güdümlü bir sekülerizm ile karşı karşıya kaldı

Tunuslu İslamcı Gannuşi Erdoğan’ın partisinin başarabildiği bazı şeyleri ortak arzu olarak söylüyor ve öneriyor: özgürlükleri koruyan bir sistemin içind faaliyet gösteren fakat derin bir şekilde dindar bir parti tarafından yönetilen zengin demokratik bir Müslüman devlet.

"Eğer Bin Ladin’den Erdoğan’a bir İslami yelpaze varsa, Hangisi İslam?" diye soruyor Gannuşi sekülerlik eleştirisi üzerinden son zamanda yürüyen bir tartışmada. "Niçin Taliban ya da Suudi modeli gibi bizim düşüncemizden uzak bir modeli koyalım, modernlik ile İslamı kaynaştıran Türkiye, Malezya ve Endonezya modelleri gibi bize daha yakın başka başarılı İslam modelleri var iken." diyor.

POST İSLAMCI VİZYON SADECE TUNUS‘LA SINIRLI DEĞİL
Arap post İslamcılığı nosyonu sadece Tunus ile sınırlı değil. Libya‘daki en önemli İslamcı politik lider Ali Salabi ki Gannuşi’yi alıntılıyor büyük bir etki olarak. eski bir Müslüman Kardeşler lideri olan ve Mısır‘da başkanlık için yarışan Abdel Ebu El Foutuh devlet islam hukukunu yorumlamaktan ya da bu hukukun uygulanmasını zorlamaktan, dini vergiler yürürlüğe koymaktan ya da bir kişiyi cinsiyeti ya da dininden dolayı başkanlık seçimlerine katılmaya alıkoymaktan kaçınmalıdır diye tartışan gruptan yeni kopan siyasi partiler ile birleşti.

‘SUUDİ ARABİSTAN’IN KATI DİNCİLİĞİ TÜRKİYE‘DEN DAHA AZ İSLAMCI’
Müslüman Kardeşlerin gençlik kanadından üç lider tarafından kurulan bir parti, Mısır bölgedeki ortak Arap ve İslam kültürünü paylaşırken, ortaya çıkan politik sistem Batı’da olduğu gbi bireysel özgürlüklerin korunmasını güvence altına almalıdır dedi. Bu liderlerden biri olan İslam Lütfü ile yapılan bir röportajda, Lütfü görünüşte Kuran’ın anayasa olduğu Suudi Arabistanın katı dini krallığı Türkiye‘ye göre daha az İslamcıdır"… "o İslamcı bir devlet değil, diktatörlük" dedi. Lütfü kısa bir süre önce Müslüman Kardeşlerden, yeni bir parti kurmaya başladığı, için kovuldu.

MISIR MERKEZ PARTİSİ KENDİSİNİ AK PARTİ‘NİN EN YAKIN MUADİLİ OLARAK GÖRÜYOR

"Ne seküleriz ne de İslamcıyız ikisinin arasındayız"
Mısır’ın Merkez partisi, ki 16 yıldır devrilen hükümetten siyaset yapmak için onay alma mücadelesi vermişti, onlar post İslamcı nosyonu detaylandırmak( nosyana katkı sunmada) daha ileri de gidebilir. Kurucusu olan Abul- Ela Madi uzun zamandır dini ve liberal güçler arasında arabulucuk yapmaya çabalıyor, hatta bir takım ortak prensipler ile çıktı geçen ay. Tunus‘taki Ennahda Partisi gibi, İslamcı terimini kabul etmiyor ve diğer ilerici İslamcı aktivistleri gibi kendi grubunu Erdoğan’ın partisine Mısır‘a en yakın eşdeğer olarak nitelendiriyor.

Diyor ki" biz ne seküler ne de İslamcıyız".."ikisinin arasındayız".

Lütfü Mısırlı İslamcıların da Türkiye‘deki benzer, seçim odaklı bir evrime girmesini umuduğunu söyledi, aktivistler kendilerinin bu karşılaştırmada çok yakın tasvir edilmesinden kaçınmakta dikkati olsalar da. "Caddelere çıktılar ve toplumun sadece türbandan değil yolsuzluktan da kaygı duyduklarını anladılar dedi.

FAKAT KATI SÖYLEMDE DEĞİŞİKLİKLER YAPMAYI İNATLA SÜRDÜRENLER DE VAR
Fakat Mısır‘daki en güçlü akım hala Müslüman Kardeşler tarafından temsil ediliyor ve söylemde bir takım değişiklikler yapmaya karşı koymayı inatla sürdürüyorlar.

Örneğin Mahmud Gozlan adlı bir Müslüman Kardeşler sözcüsü Türkiye‘yi zinayi suç unsuru olakar görmekte başarısız kalarak İslam hukukunu ihlal etmekle suçluyor. "Seküler sistemde, bu kabul görür ve zina yapanı hukuk korur."… "şeriat kanunlarında bu bir cezadır." dedi.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen