Cts. Nis 20th, 2024

Keçeci, euronun, dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle Avrupa pazarının cazip pazar olmaktan çıktığını, ihracatçıların yeni alternatifler üzerinde durması gerektiğini söyledi.


Denizli Sanayi Odası (DSO) Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Keçeci yıl sonu değerlendirmesinde, 2012 yılının Türk sanayicisi için önemli bir yıl olacağını ifade etti.

Başta Yunanistan olmak üzere İspanya, Portekiz gibi Avrupa ülkelerinde yaşanan kriz nedeniyle AB ekonomisinde önemli dalgalanmaların olduğunu belirten Keçeci, şöyle dedi:

”Krizde olan ülkelere gelecek yıl dikkat edilmesi gerekiyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde şimdiden değerlendirilmesi gereken meseleler var. Bu ülkelere satmak durumunda olduğumuz ürünlerimizin parasının garanti altına alınması gerek, satacağımız ürünlerin geçmiş yıllardan daha az olacağı hatırdan uzak tutulmamalı. Bu pazarda gelecek yıl büyüme söz konusu olmayacağından artık Türkiye‘nin Avrupa pazarında önemli küçülmelerden söz edebiliriz.”

Keçeci, Türk sanayisi ve finans sektöründe ”Avrupa kaynaklı para kullanıldığını” ifade ederek konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Avrupa bankalarından gelen paralarla finans sektörümüzün ayakta kaldığını hepimiz biliyoruz. Özellikle Avrupa bankalarının derecelendirilmelerinde önemli düşmeler ve önemli statü eksilmeleri söz konusu. Bu şartlarda gelecek yıl Avrupa’dan Türkiye‘ye aktarılan kaynakta önemli azalmalar söz konusu olacak. Bu nedenle yurt dışından kaynak kullanımı zorlaşacak. Yurt dışından gelen paranın faizi yükselecek. Bunun gözardı edilmemesi gerekir. Geçmişte avronun gücü nedeniyle ihracatımızda önemli avantajlar sağladık. Fakat avronun özellikle son zamanlarda dolar karşısında değer kaybetmesi nedeniyle Avrupa pazarı cazip pazar olmaktan çıkıyor. O nedenle ihracatçımız ya dolar bazında ürün satacağı yeni pazarlar bulmalı ya da bu pazardaki riskini azaltıcı farklılıklar yaratmalı.”

Türkiye’nin 2012 yılın daha da büyüyeceğini dile getiren Keçeci, ”Büyüme içerisinde ve kapasitesini kullanmakta her geçen gün artıran bir ülke durumunda olan Türkiye‘nin gelecek yıl için risklerini planlamalı ve bu planlamalar içerisinde kendisini konumlandırmalıdır. Sanayicinin farklı ve heyecanlı oyunlara girmeden tedbirli ve kararlı bir şekilde şirketlerini yönetmeleri gerekiyor” şeklinde konuştu.

2012 KRİZİN GÖLGESİNDE

Denizli İhracatçılar Birliği (DENİB) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Kocasert ise 2011 yılının ”ekonomik anlamda iyiliklerin de kötülüklerin de yaşandığı bir yıl” olduğunu söyledi.

Kocasert, 2012’nin Avrupa’da baş gösteren küresel krizin gölgesinde sürebileceği öngörüsünde bulunarak şunları kaydetti:

”2011 yılında ihracatımızda büyük bir artış yaşandı ama aynı oranda cari açıkta da artış yaşandı. Cari açığımızı kapatabilseydik şu an olduğumuz konumdan daha farklı bir noktada olurduk. Avrupa pazarında yaşanan olumsuz gelişmelerin ardından kendimize yeni ihracat pazarları aradık ve bunda da önemli ölçüde başarı sağladık. 2012 yılında 2011 yılında verdiğimiz mücadelenin 2 katı daha fazlasını vermek zorundayız. Avrupa’da daralanan pazar payımızı başka ülkelerle telafi etmek için gecemizi gündüzümüze katarak mücadele edeceğiz. 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedefine ulaşabilmek için ihracatçılar olarak elimizden geleni yapacağız. 2012 yılında yapacağımız alışverişlerde tedbiri elimizden bırakmadan çalışmamız Türk ihracatçıların lehine olacaktır.”

”ÖNEMLİ MEGA TRENDLERİN MERKEZİ”

Denizli Tekstil ve Giyim Sanayicileri Derneği (DETGİS) Yönetim Kurulu Başkanı İsal Dal da 2012 yılında Türkiye‘nin sanayide ”önemli mega trendlerin merkezi” haline geleceğini kaydetti.

Sanayinin geleceğini daha önceki yıllarda İngiltere, Almanya, ABD’nin belirlediğini ifade eden Dal, ”Ama artık bu geleceği Türkiye belirleyecek. 2012 Türkiye için ekonomik sıçrama yılı olacak. Bu sıçrayış Türk ekonomisini dünyanın ekonomik liderliğine taşıyacak. Kriz düşüncesinden sıyrılarak sanayicinin kabuğunu kırmasının vakti geldi. Turizm, tekstil, otomotiv gibi sektörlerde Türkiye‘nin taklit edilmeye başlanan bir ülke olacağından kuşku yok” dedi.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen