Çar. Nis 24th, 2024

Şevval Sam’ın başörtüsü yorumunun videosu ortaya çıktı
Şevval Sam Tekin, Van’da Toplum gönüllüleri Vakfı tarafından öğrenciler için düzenlenen söyleşide açtı ağzını yumdu gözünü. Sistemi çarpıcı ifadelerle eleştiren Karadeniz türkülerinin güzel yorumcusu asıl çıkışı ise başörtüsü ve Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın tutuklanmasıyla ilgili yöneltilen sorulara cevap verirken yaptı.

Başörtüsü çıkışıyla gündeme oturan Şevval Sam’ın ‘Başörtüsü benim için tekstil parçasıdir” dediği iddia edildi. Sam’ın menajeri Harun BelenkoğullarıBeyaz Gazete’ye yaptığı açıklamada, Şevval Sam’ın böyle bir cümle kullanmadığının altını çizerek şunları söyledi:

“Bu konu hakkında çok fazla konuşmak istemiyoruz. Olay çarpıtıldı. Konuşulacak bir şey yok. Oradaki konuşmanın içeriği bu değil. Sadece içinden bir kelime alınmış, önü ve arkası yok edilmiş. Yayınladığımız basın bültenimiz çok açık ve nettir. İnsanlarımız aptal değil. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Daha fazla konuşmanın kimseye faydası yok. Şevval Hanım bu haberlere üzüldü. Çünkü Şevval Hanım’ın orada söylediği şeylerin ana teması inancımıza, fikrinize, düşüncenize sahip çıkın. Fikir özgürlüğü, inanç özgürlüğü, barışa dair cümleler kurun, birbirinizle konuşun. Bu ülke hepimizin şeklindeydi. Bu haber yapılması gerekirken konuşmaları çarpıtıldı.”

Şevval Sam’ın ‘Başörtü tekstil parçasıdır’ diye bir cümle kullanmadığının altını çizen Belenkoğulları,“Orada bir çok şey konuşuldu. Salonun 3’te 1’inde tesettürlü öğrenciler vardı. O salonda her kesimden üniversiteli arkadaşlarımız vardı. Şevval Hanım orada yanlış bir şey söylese zaten insanlar tepki verirdi. Böyle bir şey söylemedi. Konuşmadan sonra herkes alkışladı, teşekkür etti” şeklinde konuştu. 

BEYAZ GAZETE

İşte söyleşinin en çarpıcı bölümleri…

YYÜ’ de Toplum Gönüllüleri Vakfı tarafından düzenlenen söyleşiye katılan sanatçı Şevval Sam, uzun süre tartışılacak açıklamalarda bulundu.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde Soru-cevap şeklinde gerçekleşen söyleşide öğrencilerin özellikle gündemde sıkça yer alan KCK operasyonları ve siyasilerle ilgili sorularını yanıtlayan Karadeniz şarkılarının başarılı sesi Şevval Sam, üslup konusunda eleştirdiği siyasileri mizah anlayışından yoksun olarak nitelendirdi.

Tartışılacak Söylemler

Söyleşide birbirinden çarpıcı ifadeler kullanan Şevval Sam Tekin, KCK operasyonları ve Bekir Kaya’nın tutuklanması için ‘asimilasyon yapılıyor ‘ şeklinde yorum yaparken, başörtüsü ile ilgili gelen soruya da ‘o benim için tekstil ürünü, gün gelecek insanlar yaşayışlarıyla buna ihtiyaç duymayacak, ideolojik kesimler tarafından ortaya konan bir şekil ‘ dedi. Parlamentonun mizah ve uysallıktan uzak olduğunu da iddia eden Şevval Sam, Sırrı Süreyya Önder’in konuşmalarını beğendiğini ifade ederek hükümeti eleştirdi.

‘Siyasilerde mizah anlayışı çocukça esprilerden ibaret ‘

Mizahı siyasette en etkili araç olarak gördüğünü anlatan şevval Sam, siyasilerin mizahtan yoksun olduğunu ve bu yüzden üslup konusunda sınıfta kaldıklarını iddia ederek mizah dergileri okumalarını tavsiye etti.

‘Türkiye’de korku imparatorluğu ve mahalle baskısı var ‘

Sam, hükümete de yüklenerek ‘sistem kendi işine yarayacak adamları alıp kullanıyor. Düşünce özgürlüğü ve karşı sesler yok ediliyor. Gençler tutuklanıyor. Kimi poşu taktığı için, kimi konuşmasından dolayı, kimi eğitim hakkını ücretsiz almak için. Ama nerde bir ses, bir tepki olmuş sahibi içeriye alınmış. 600 civarında öğrenci içerde. Türkiye’de güç sahibi iktidar tarafından biraz klişe bir söz olacak ama korku imparatorluğu kurulmuş. Ayrıca belirgin bir mahalle baskısı var ‘ iddialarına bulundu.

80 sonrası apolitik bir kuşak sonrası yetişen bir nesilden olduğunu aktaran ve zor günler yaşadığını söyleyen Şevval Sam bu yüzden de erken dönemde politikaya yanaştırılmadıklarını belirterek ‘çok büyük bir aşk yaşadım, hayat beni zorladı, rahatımı bozdu. O yüzden yaşadığım her kötülüğe, beni zorlayan her insana teşekkür ediyorum. Bana gerçek anlamda hayatın ne olduğunu anlatan tüm insanlara başta kötüler olmak üzere teşekkür ederim. Paramı ve emeğimi verdim, gereken dersleri aldım ‘ dedi.

‘Türkiye’de düşünce özgürlüğü yok! ‘

‘Hayata hangi rolle geldiğiniz, onlara doğru odaklandığınız gibi konuları sorguladığınızda bir de bunları güzel bir hikâyeye çevirmek için biraz cesaretli olup, net ifade etmeniz gerekiyor ‘ diyen Şevval Sam Türkiye’de bunun çok zor olduğunu iddia ederek ‘Türkiye’de bu biraz zor, düşünce özgürlüğü olan bir memlekette yaşamıyoruz, var olan toplumsal özellikleri de siyah-beyaza çevirmeye çalışıyorlar ‘ diye konuştu.

Hayatı değiştirebilecek bireysel eylemlerle kişinin kendini değiştirmekle beraber dünyayı değiştirmeye başlanıldığını belirten Sam, kişinin kendi varlığına odaklanması gerektiğini savundu ve ‘Kariyer hiçbir zaman umurumda olmadı, kariyer denen şey size kapitalist sistemin hologram bir şekilde sunduğu pastadan ibarettir, sizi nefsinizden ve tutkularınızdan vuruyorlar ‘ dedi.

‘Elgajiye türküsüne Bozkurt işaretli destek ‘

Karadeniz konserlerinde Kazım Koyuncu’yu andığını ifade eden Şevval Sam, Karadeniz insanının en hassas noktası olan Kazım Koyuncu adını duyduğunda büyük bir saygıyla alkışlamaya başladığını ifade ederken ‘işte tam o tabloyu geride bıraktığımız anda diyorum ki, Kazım Koyuncu halkların kardeşliğini isterdi, halkların bir arada ve özgürce, kardeşçe yaşamasından yanaydı diyorum. Tabi bu arada Elgajiye okuyorum, o insanlar şarkıya bozkurt işaretiyle katılıyorlar, bu çok farklı ve enteresan bir durum ‘ şeklinde konuştu.

Kimseyi provoke etmek istemediğini ve kurduğu cümlenin barışa ve birleştirmeye dair olması gerektiğine dikkat ettiğini anlatan Şevval Sam, gençlere de doğru zamanda doğru hareketlerle ve provokasyona yol açmadan düşüncelerini ifade etmeleri çağrısında bulundu.

‘Deniz’ler asılmasaydı, Türkiye farklı bir noktada olurdu ‘

Kapitalist düzenin Rusya’ya erişmek için İslam dünyasını güçlendirmek niyetini geçmişten bugüne uygulamaya çalıştığını okuduğunu anlatan Şevval Sam ‘Birden fazla İslami partinin olmasını istemiyorlar ve tek bir partiye her dönem belli bir destek veriyorlar. Bu düzene kafa tutacak insanları zamanında astılar. Deniz’ler yaşasaydı, bugün belki bu tablolar yaşanmayacaktı. Ama memleket daha 48’lerde satılmaya başlandı, bu proje İnönü dönemine dayanıyor, Amerikan generalleri Komünizm için mücadele ederek İslam’ı buna karşı olacak şekilde yükseltmek ve güçlendirmek istiyorlar. ‘ iddiasında bulundu.

‘Sistem, kolay yönetebileceği insanları istiyor ‘

Halkın devlet politikası olarak yoksul bırakıldığını ve çok göç olduğunu söyleyen Şevval Sam ‘İnsanlar çok kötü şartlarda hayatta kaldı, aile eğitimleri bile gerçekleşmedi. Böyle olduğu zaman insanları yönetmek kolay, bu yüzden çoğalsın istemiyorlar. Daha fazla yönetebilecekleri insan istiyorlar. Bu noktada demokrasi ne kadar işlevsel olur, onu bilemiyorum. Demokrasinin işlemesi için bunu bilen bir toplumun olması gerekiyor ama Türkiye’de bu ne kadar var, emin değilim ‘ dedi.

‘Başörtüsü benim için tekstil malzemesi, insan dünyaya çıplak geldi ‘

Türkiye’de iktidarların insanları kolayca yönetmek için önce parçalara ayırıp böldüğünü iddia eden Sam, başörtüsü takan bir öğrencinin sorusuna verdiği yanıtta başörtüsü konusunda ‘o benim için tekstil malzemesi ‘ tabirini kullandı.

Şevval Sam, iktidarları eleştirerek ‘İktidarlar tarafından bu parçalanmayı gerçekleştirmek için bir takım nesneler kullanılıyor. Birilerinin etnik kimliği, birilerinin başörtüsü, kiminin de ideolojik düşüncesi. Bunların hepsi aslında şekilcilik. Öyle bir gün gelecek ki, bir gün insanların başörtüsü takmadığı yani bunun şeklen gerekli olduğu ve insanlık düzeyinin değişmesiyle buna ihtiyaç kalmayacağını düşünüyorum. Örtünmeye karşı değilim, tek din vs bunlar bana uzak şeyler, benim inancım tasarımcıya dair. Bütün bunlar sonradan üretildi, o benim için tekstil malzemesi, dünyaya geldiğinde insan çıplaktı, bütün bunlar sonradan ortaya çıktı. Bazı çevreler tarafından başörtüsü ideolojik amaçlar için kullanılınca kadınlar kendi aralarında bölündüler. 20 sene önce bu gündeme getirilmeseydi, bugün bir problem olarak karşımıza çıkmazdı. İnsanlar bir Kızıldereli efsanesine göre içlerindeki iyi ve kötü kurtların kavgası arasında kalmışlar. İyi ve kötü kurtlardan hangisini beslerseniz devamı o yönde gelecektir. İnancınızın arkasında durun, ben özgür düşünce ve ifadeye destek veririm. Kimse kimseye bir şeyi zorla dayatmayacak ‘ diye konuştu.

‘KCK tutuklamaları asimilasyondur ‘

Gündeme dair konuşan bir öğrenci sözü KCK operasyonlarına ve geçtiğimiz günlerde tutuklanan Belediye Başkanı Bekir Kaya’ya getirdi.

Ünlü sanatçının yaşanan olaya yorumu ise yine çarpıcı oldu. KCK tutuklanmaları için ‘asimilasyon ‘ ifadesini kullanan Şevval Sam, sistemin bazen acımasız olduğunu ve bazı şeyleri anlatmaya mantıklı yanıtlar bulamadığını savundu.

Sadece Bekir Kaya’nın değil binlerce insanın içerde olduğunu söyleyen Sam ‘Bu bir asimilasyondur. Bunlar kaldırılır şeyler değil. Tarihte bazı şeylerin acılarını çekmiş insanlar var. Kötü bir benzetme tabi inşallah o kadar korkunç olmaz ama 2. Dünya Savaşı sonrası o ailelerin çocukları oraya gidip turistik eşyalar aldılar. Zaman çok enteresan bir nosyondur yeter ki ders alalım. Bir gün gelecek herkes kendi kimliğini ortaya koyacak, kendi dilini kullanabilecek. Ne devletler iktidarlar gelip geçti, bazı kültürleri yok etmeniz imkânsız. En yakınınızdakinden başlayarak insanları barışa davet etmenizi istiyorum ‘ diye konuştu.

Bu gelişme üzerine Şevval Sam, bir açıklama yaptı:

Van’da 18 Haziran 2012 günü Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın çağrılısı olarak katıldığım toplantıda öğrencilerle son derece içten bir söyleşi gerçekleştirdim. Konuşmamı tamamladıktan sonra bana yönelen soruları yanıtladım. Bu soru cevaplar sırasında ortaya çıkan diyalogun çok kısa bir bölümünü alıp “ilginç” hale getirmek için başlık yapılmasından sonra, oradaki konuşmamla hiç ilgisi olmayan bir “medya analiz” ortamı yaratıldı. Oysa Van 100. Yıl Üniversitesi’ndeki konuşmam öğrencilerin tamamı tarafından benimsendi. Tartışma çıkmadı. Alkışlandı. Onaylandı. Yapay tartışma, toplantının “haber” haline getirilmesinden sonra ortaya çıktı! Olayın gelişimi aynen aşağıdaki gibi oldu.Bir başörtülü kız öğrenci ayağa kalkarak şöyle dedi: Şevval Abla bakın ben başörtülüyüm. Yanımdaki en yakın arkadaşım ise başörtüsüz. Ama bu aramızda sorun olmuyor.-Ne güzel işin doğrusu da bu zaten…-Fakat ben başörtüsünden dolayı bu ülkede bazı yerlerde okuyamıyorum. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bunun üzerine ben de aynen şöyle dedim:-Ben düşünce ve inanç özgürlüğüne inanıyorum.

ÖRTÜNMEYE KARŞI DEĞİLİM!

Eğer 20 sene önce başörtüsü serbest bırakılsaydı bugün bu problemler yaşanmayacaktı, başörtüsü bir ideoloji haline gelmeyecekti. İnancınıza saygı duyuyorum. Sonra da şöyle devam ettim: Dünyada 7 milyar insan, 7 milyar farklı parmak izi varsa, bir o kadar da farklı düşünce olabilir. Farklılıklar, bu dünyayı renklendiren ve yaşanabilir kılan unsurlardır… Konunun gerçek içeriği ve özeti budur. Görüldüğü gibi konuşmamda “başörtüsü karşıtlığı” yok. Genelleme de bulunmuyor. Düşünce ve inanç özgürlüğü var. Eğer ifade özgürlüğü adına bir şeyler söylenecekse benim (başı açık ve örtülü) öğrencilere söylediklerim dikkatlice okunmalı. Sonra salonda bulunan öğrencilerin, sözlerim etrafında oluşturduğu dostluk-kardeşlik halkasına, özenle bakılıp saygı gösterilmelidir. Kaynak: Merkür Haber

ŞEVVAL SAM’IN BASIN AÇIKLAMASI

By Usta

“Seni çok seviyorum ama sana anlatamıyorum.”