Erdoğan, Uluslararası Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirilen Türk- Rus İş Formu Toplantısı’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin ikinci toplantısı dolayısıyla ziyaret ettiği Moskova’da iş dünyasıyla birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Erdoğan, iş adamlarının dün ve bugün çalışmalar yaptığını belirterek, ”Aldığım bilgilere göre de arkadaşlarımızı çok farklı bir heyecan sardığıdır. Bu da bizler için ayrı bir memnuniyet konusudur. Bizler de bu akşam Sayın Medvedev ile birlikte olduk ve ilgili bakanlarımızla birlikte dar çerçeve toplantı yaptık” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, 2010 yılı Mayıs ayında, Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev’in Türkiye’yi ziyareti sırasında, Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin kuruluşunun imzalarını attıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
”Bugün de burada, Moskova’da, konseyin ikinci toplantısını gerçekleştirmiş oluyoruz. Konsey, özellikle ekonomik ve ticari konularda zaman zaman ortaya çıkan meselelerin en üst seviyede ele alınmasını ve çözüm yollarının belirlenmesini mümkün kılıyor. Geçmişi çok eski olan Türkiye-Rusya ilişkileri, ekonomik, siyasi, askeri ve kültürel alanlarda çeşitlenerek geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyor.
Esasen, Karma Ekonomik Komisyon ve Kara Ulaştırması Karma Komisyonu gibi mekanizmalarla ekonomik alanda çok önemli mesafe katetmiştik. Şimdi, Türkiye ile Rusya arasındaki çok yönlü ilişkiler, konsey sayesinde artık yeni bir boyut kazanıyor.”
2-4 Mart 2011 tarihlerinde, Kazan’da, Karma Ekonomik Komisyonu 11’inci Dönem toplantısının gerçekleştirildiğini hatırlatan Erdoğan, ”Enerjiden tarıma, ikili ticaretten ulaştırmaya kadar geniş bir alanda, geniş bir perspektifle ekonomik ilişkilerimiz konusunda burada önemli kararlar alındı” dedi. İskenderun’da Türk-Rus ortaklığıyla yapılan demir çelik tesisinin açıldığını belirten Erdoğan, ”İskenderun da 2 milyar doları buldu yatırım. Bin 500 kişi çalışıyor. Dev bir yatırım bundan da ayrıca çok çok mutluyum. Çünkü Türk-Rus işbirliği dev bir yatırım. Limanıyla herşeyiyle örnek bir yatırıma ülkemizin kavuşmuş olması da memnuniyet vericiydi.
Enerji makineleri üretimi, otomotiv sanayi, kimya sanayi, gemi inşa sanayi, sağlık sanayi, havacılık sanayi, inşaat malzemeleri sanayinde işbirliğinin geliştirilmesi mutabakatına varıldı. Rusya Federasyonu;ndaki Özel Ekonomik Bölgeler ve ülkemizdeki Serbest Bölgelerde işbirliği de yine mutabakata varılan konular arasında. Bunlar, işadamlarımız için, özel sektörümüz için gerçekten önemli gelişmeler. Özel sektörümüzün, açılan bu yoldan güvenle ilerlemelerini arzu ediyoruz.”
-”MÜTEAHHİTLER BUGÜNE KADAR 32 MİLYAR DOLARLIK PROJE ÜSTLENDİ”-
Başbakan Erdoğan, Rusya ile Türkiye’nin ikili ticaret hacminin 2009 yılında küresel ekonomik krize bağlı olarak düşüş gösterse de 2010 yılında 26 milyar doları aştığına işaret ederek, şunları söyledi:
”Biz, Rusya ile dış ticaretimizde, önümüzdeki beş yıl için 100 milyar dolar hedefini belirlemiş ve bunu açıklamıştık. Küresel finans krizine rağmen, 2010 yılında 2009’a göre gerçekten büyük başarı kaydettik. Umuyorum ki önümüzdeki süreçte, önümüzdeki beş yılda, 100 milyar doları da yakalayacağız. Müteahhitlik firmalarımız Rusya’da şimdiye kadar 32 milyar dolar değerinde bin 200’e yakın proje üstlendiler. Rusya Federasyonu’nda bugüne kadar başarılı hizmetler veren müteahhitlerimizin 2013 Kazan Üniversite Oyunları ve Soçi 2014 Kış Olimpiyatları çerçevesinde yeni projeler üstlendikleri takdirde başarılı hizmetlerine devam edeceklerine inanıyoruz.”
-MEDVEDEV’İN ”TÜRK MÜTEAHHİTLER İHALEYE GİRSEYDİ…” SÖZLERİ-
Rusya’da otel, konut, iş merkezi, elektrik santrali gibi geniş bir yelpazede faaliyet gösteren Türk firmalarını sürdürdükleri başarılı çalışmalarından dolayı kutlayan Erdoğan, şunları söyledi:
”Ancak az önce Sayın Medvedev bizi misafir ettiği konutunda daha sonra ‘sizi bir gezdireyim’ dedi. Beni aldı şöyle bir gezdirdi, gezdirirken, ‘Buranın ihalesine maalesef Türk müteahhitler girmedi’ dedi. ‘Girmediği için fiyatı herhalde biraz fazla ödedik’ dedi. Demek ki bizim müteahhitlerden memnunlar ama işi biraz daha sıkı takip edeceğiz. Daha sıkı takip edersek demek ki Rusya’da müteahhitlerimize çok daha fazla iş çıkacak. Rusya’ya artarak yönelen yatırımlarımıza paralel olarak, son birkaç yıldır Türkiye;de telekomünikasyon, turizm ve demir çelik gibi çeşitli sektörlere yönelen Rus sermayesinden memnuniyet duyuyor ve bunun Rus Hükümeti tarafından daha fazla teşvik edilmesini bekliyoruz.”
-BANKACILIK ALANINDA ÇALIŞMA GRUBU OLUŞTURULMASI-
Erdoğan, iki ülke arasındaki ikili ticaret hacminin ulusal paralar ile yapılmaya başlanmasını son derece memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendirdiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
”Bu arzumuzun gerçekleşmiş olması hakikaten Türkiye-Rusya arasındaki o güvenin arttığının ve ne noktaya geldiğinin de çok çok önemli bir göstergesi. Bu bizi kur baskısından kurtarıyor. Bu kendi paralarımıza olan güveni arttırıyor, maliyetleri de düşürüyor. Bundan sonraki süreçte de şöyle her şey daha da kayıt altında devam edecek olursa bu rakamın çok daha fazla olduğunu göreceğiz. Karma Ekonomik Komisyonu toplantısında, iki ülke arasındaki ticarette ulusal para birimlerinin kullanılmasını yaygınlaştırmak amacıyla Türk-Rus Bankacılık ve Finans Alanında İşbirliği Çalışma Grubu’nun oluşturulmuş olması da ayrıca heyecan verici” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Nükleer enerjide Rusya ile birlikte attığımız adım (Mersin Akkuyu nükleer santrali) ki artık haftalar sayıyoruz, aylar diyemeyeceğim, bir an önce buna başlamak istiyoruz. Her şey tamam, kazma artık vurulacak ve 20 milyar dolarlık nükleer enerji yatırımına başlıyoruz” dedi.
Erdoğan, Uluslararası Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirilen Türk-Rus İş Formu Toplantısı’nın kapanış oturumunda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, Rus turistler açısından en çok tercih edilen ülke olmaya devam etmesine büyük önem atfettiklerini ifade etti.
Küresel ekonomik krize rağmen, 2008 itibarıyla yaklaşık 3 milyon olan Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısının, 2009 yılında 2,7 milyon, 2010’da ise 3,1 milyon olduğunu anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
”Ben 2011 yılında bu rakamın çok daha yukarılara, çevredeki gelişmeler sebebiyle ulaşacağına inanıyorum. Türkiye’nin turizm alanında en çok tercih edilen ülke olmasının nedeni sadece sahip olduğu deniz-güneş-kum gibi tabii güzellikler değil. Ülkemiz aynı zamanda kültür ve inanç turizmi, kış sporları turizmi hele hele son Erzurum’da yaptığımız yatırımlarla çok daha farklı bir öneme haiz oldu. Golf turizmi ve doğa sporları turizmi gibi alanlarda da dünyada sayılı merkezlerden biri haline gelmeye başladı. Bilhassa sağlık turizmi çerçevesinde Türkiye’ye, sadece bölge ülkelerinden değil, gelişmiş Batılı ülkelerden de hatırı sayılır miktarda ziyaretçi akını oluyor. Tabii bütün bunların yanında güven, istikrar, bunlar da turistin aradığı özellikler. Bunu da nerede buluyor, artık Türkiye’de buluyor. Rus dostlarımızı sunduğumuz bu imkanlardan, Türkiye’nin bu fırsatlarından da yararlanmaya davet ediyoruz.”
-”YILDA 5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM”-
Erdoğan, enerji konusunun iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin en önemli boyutunu teşkil ettiğine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Önümüzdeki 20 yıl boyunca Türkiye’de enerji alanında yaklaşık 100 milyar dolarlık yatırımın yapılması bekleniyor. Bu, yılda ortalama 5 milyar dolarlık yatırıma tekabül ediyor. Bu tür bir ortamın, Rus şirketlerine önemli fırsatlar sunacağı ve iki ülke şirketlerine işbirliği imkanları sağlayacağı kanısındayım. Bildiğiniz gibi nükleer enerjide Rusya ile birlikte attığımız adım (Mersin Akkuyu nükleer santrali) ki artık haftalar sayıyoruz, aylar diyemeyeceğim, bir an önce buna başlamak istiyoruz. Herşey tamam, kazma artık vurulacak ve 20 milyar dolarlık nükleer enerji yatırımına başlıyoruz. Rusya ile ekonomik ilişkilerde yakalanan bu ivmenin iki ülke menfaatine uygun olarak sürdürülebilmesi amacıyla öncelikle gümrük, ulaştırma, tarımsal, hayvansal ürün ticareti ve turizm alanlarındaki teknik temasların arttırılmasının yerinde olacağını düşünüyoruz.”
Başbakan Erdoğan, iki ülke arasındaki coğrafi yakınlık avantajının daha iyi kullanılarak Güney Rusya’da geniş çaplı bir Türk lojistik merkezi oluşturulmasına büyük önem verdiklerini vurguladığı konuşmasında, ”Samsun-Kavkaz Limanları üzerinden demiryolu feribotu taşımacılığı hattını tesis eden anlaşmanın imzalanmasından da çok büyük bir memnuniyet duyduğumuzu da ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
”Birbirimize çok yakın, birbirimize komşu iki ülkeyiz” diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
”Sadece aynı coğrafyayı değil, birbiriyle zaman zaman kesişen, birbiriyle ortak yönleri olan tarih ve kültürü de paylaşıyoruz. Önceki gün, İstanbul’da, bir Rus televizyon kanalıyla yaptığımız mülakatın ardından, benimle mülakatı yapan televizyoncu bana son derece anlamlı bir hediye takdim etti. Baktım ki bir semaver. Semaver dediğimiz, çay demlemekte kullanılan cihaz, aslında ortak kültürümüzün son derece anlamlı bir göstergesi. Tabii kendisine de söyledim, ‘bak dedim şimdi bu akşam eve gideceğim ailece burada çayı demleyeceğiz ve bundan böyle de bu semaverde demlenen her çayda da Dolmabahçe’deki ofiste bu anı hatırlayacağız.’ Bizde semaver aynı zamanda tasavvuf kültürünün içine de girmiştir öyle de bir özelliği var. Bizde Dostoyevski, Tolstoy ama burada da Nazım Hikmet şöhretleri sınırları aşmış yazarlar olmanın ötesinde, ülkelerimiz, kültürlerimiz arasında bir köprü olmayı başarmış ve bu sanatçılar, bu şairler yazarlar sebebiyle de birbirimizle, halklarımızın kaynaşması temin edilmiştir. Farklı dilleri konuşuyor olabiliriz, ama aynı istikamete bakıyor, ülkelerimiz, halklarımız için huzur, barış ve refah istiyoruz.”
Erdoğan, iş adamlarının karşılıklı olarak son dönemde başarılı işlere imza attıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
”Bu ivmeyi hız kesmeden sürdürmek zorundayız. Potansiyellerimizi azami ölçüde kullanmak, imkanlarımızı daha fazla halklarımızın refahı için kullanmak durumundayız. Biz, hükümetler olarak, iş adamlarımız için uygun zemini tesis etmenin, bunun yollarını inşa etmenin ve yollarda varsa bütün o engelleri temizlemenin samimi gayreti içindeyiz. İş adamlarımızın da bu yollardan geçerek, kimi zaman da bize yol göstererek, hedeflerimizi yakalama noktasında sorumluluklarını yerine getireceklerine yürekten inanıyorum. Ben bir kez daha, Türkiye Rusya İş Forumu’nu düzenleyen, katılan dostlarımıza, kurumlara şükranlarımı sunuyorum. Forum’un gelecek adına somut neticeler doğurmasını temenni ediyorum.”
AA