İçişleri Bakanı Beşir Atalay, ”Ergenekon” soruşturması kapsamında bazı gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili olarak, ”Yargının yürüttüğü bir süreçle ilgili hükümetin ‘basının sesini kesiyor yada basın özgürlüğünü kısıtlıyor’ gibi suçlamalara maruz kalması haksızlıktır” dedi.
Atalay, Kanal 7 televizyonunda yayımlanan ve Mehmet Acet’in sunduğu ”Başkent Kulisi” programında gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
”Seçim öncesi Anayasa gereği görevini ne zaman bırakacağının” sorulması üzerine Bakan Atalay, Anayasa gereği seçim kararının yayımlanmasından beş gün sonra görevini bırakması gerektiğini, bu sürenin dolduğu Çarşamba günü görevini bırakacağını söyledi.
Atalay, ”Son Ergenekon dalgası, gazetecilerin tutuklanmasıyla sonuçlandı. Bir tarafta hedefi demokrasi olan örgütlere karşı mücadele, bir tarafta da demokrasinin olmazsa olmaz şartlarından birisi basın, ifade özgürlüğü. Bu son gelişmelerE neresinden tutarak bakıyorsunuz?” sorusu üzerine, basın, düşünce özgürlüğünün olmadığı bir yerde demokrasiden bahsedilemeyeceğini söyledi.
AK Parti Hükümetinin ekonomi politikalarından çok demokratikleşme politikalarına önem verdiğini, Türkiye’nin demokrasi açığını kapatmak için uğraştığını belirten Atalay, bu kapsamda 1950’de çıkan Basın Kanunu’nu yenileyerek çağdaş bir hale getirdiklerini, düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırdıklarını kaydetti.
Gelinen noktada İstanbul özel yetkili savcılığının aldığı karar doğrultusunda arama ve gözaltıların yapıldığını, basın özgürlüğüyle ilgili tartışmaların başladığını hatırlatan Atalay, Emniyet teşkilatının sadece savcıların verdiği kararı yerine getirdiğini, adli kolluk görevi gördüğünü söyledi.
Ergenekon soruşturmasını sürdüren savcılığın açıklama yaparak, ”Yapılan işlemin basın suçuyla ilgili değil. Kişiler basın mensubu ama yapılan işlem tamamen yasa dışı bir organize suç örgütüyle irtibatlıdır” dediğini anımsatan Atalay, soruşturmanın sonuçlarının beklenmesi gerektiğini kaydetti.
İçişleri Bakanı olarak, gözaltına alınma işlemlerinde geçmişteki yanlış uygulamaları düzeltmek için 2008’de bir genelge yayımladığını anlatan Atalay, bu genelgeyle gözaltına alınmaların en uygun şekilde yapıldığını dile getirdi.
Gözaltına alınmalarında gazetecilere kelepçe takılmadığını ifade eden Atalay, Emniyet görevlilerinin genelgeye uygun şekilde işlemlerini yürüttüğünü vurguladı.
Basının özgürce yazması, açık sistem mekanizması olarak işlemesinin Türkiye için çok önemli olduğunu, bu konuda yanlış görüntü verilmemesi gerektiğini belirten Atalay, Hükümet olarak, yargının bu konudaki yanlış anlaşılmaları önleyerek kamuoyunu aydınlatmasını ve soruşturmanın sonuçlarının çabuk alınmasını beklediklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, ”gazetecilerin gözaltına alınmasına” ilişkin değerlendirmelerinin hatırlatılması üzerine Atalay, bu açıklamalara katıldığını kaydetti.
”HÜKÜMETİN SUÇLANMASI HAKSIZLIK”
Bakan Atalay, ”Gazetecilerin bir kısmının ‘biz endişeliyiz, korkuyoruz, özgürlüğümüz tehlikede’ diye düşünmelerini önemsiyor musunuz?” sorusuna, ”Çok önemsiyoruz. Ve böyle düşündürtmeme durumundayız ve yargıya da iş düşer” yanıtını verdi. Atalay, ”Yargının yürüttüğü bir süreçle ilgili Hükümetin ‘basının sesini kesiyor ya da basın özgürlüğünü kısıtlıyor’ gibi suçlamalara maruz kalması haksızlıktır” diye konuştu.
Türkiye’nin gittikçe normalleştiğini, aydınlandığını belirten Atalay, ”Türkiye basın özgürlüğünü kısıtlayan bir ülke değildir. Bu görüntüyü bizim vermemiz doğru değildir” dedi. Atalay, hangi meslekte olursa olsun yanlış yapıyorsa organize suç örgütü içindeyse bunlarla ilgili yargının gerekeni yapacağını vurguladı.
Bakan Atalay, ”Türkiye’nin imajının yaralandığı kanaati var mı sizde bu olaylarla ilgili?” sorusu üzerine, Türkiye’nin olumlu imajının daha da güçlenmesine herkesin katkı vermesi gerektiğini, uluslararası alanda ülkenin imajını zedeleyici haksız suçlamalarda bulunmanın bir şey kazandırmayacağını kaydetti.
Atalay, ”Türkiye’deki basın özgürlüğü ABD’dekinden fazla” sözünün hatırlatılması üzerine, ABD’nin 11 Eylül terör olayı öncesi daha özgürlükçü bir ülke olduğunu, terör olaylarının özgürlüklerin daralmasına yol açtığını kaydetti. Atalay, AK Parti hükümeti olarak terörle mücadele etmelerine rağmen demokratik standartlardan vazgeçmediklerini, 2002’den bu yana özgürlük alanlarının sürekli genişlediğini dile getirdi.
”TERÖRLE BİR YERE VARILAMAZ”
Atalay, ”Terör örgütü PKK eylemsizliğe son verdiğini açıkladı. Bu nedir?” sorusu üzerine, Hükümetin, terörle mücadele, demokratikleşme, demokratik açılım, milli birlik kardeşlik projesi çalışmalarının olduğunu hatırlattı.
Vatandaşı kazanmak için bir süreç yürüttüklerini ve bunun içinde terörün olmadığını belirten Atalay, ”Terörle şiddetle varılabilecek bir yer yok. Türkiye şimdi artık siyasetin içinde her sorununu konuşmaya çalışıyor” dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın ”Bölge patlama noktasında. Kesintisiz isyan bölgede başlarsa bunu hiç kimse durduramaz” sözlerinin hatırlatılması üzerine de Atalay, şunları kaydetti:
”BDP Genel Başkanı’nın açıklamaları bir siyasi parti genel başkanının açıklamaları gibi değil. Siyasete inanmayan, siyasetin içinde hiçbir rol oynamayı düşünmeyen birinin açıklaması gibi, siyaset dışı açıklamalar. BDP siyasi partidir, esas onların çaba sarf etmesi lazım. Bütün bunlar artık siyasetin içinde konuşulsun. ‘Her an bölge patlayabilir’ bilmem ne, bunlar siyasete inanmayan adeta terörün gölgesinde siyaset yapmak isteyen, terörden medet uman ve Türkiye’deki bu güzelim demokrasi ortamına başka türlü müdahaleleri arzu eden bir kişinin ifadeleri.
Bizim beklentimiz Türkiye açık toplum olsun, konuşulamayanlar konuşulsun, öz eleştirilerimizi yapalım, hatalar düzeltilsin, yapılması gerekenler, alınması gereken yeni kararlar alınsın ve yolumuza devam edelim. Bu tehditlerle şiddetle falan olmaz. Bunlar açık açık konuşarak olur.”
Türkiye’de terörü kimsenin istemediğini belirten Atalay, ”Kimse terörü siyasette kendine desteğe falan çağırmasın bugün BDP’nin yaptığı yanlışlık budur” dedi.
Bakan Atalay, ”Doğu ve Güneydoğu bölgesinde nasıl bir iklim var? Demirtaş’ın dediği gibi çok gergin, patlamaya hazır bir ortam var mı?” sorusuna, ”Hayır, hiç gergin falan değil. İnsanları germek istiyorlar. Tekrar seçim ortamını terörle bulandırmak istiyorlar” yanıtını verdi.
”EV HAPSİ GÜNDEMİMİZDE YOK”
Huzurlu, güvenli bir seçim ortamı için her türlü çalışmayı, hazırlığı yaptıklarını ifade eden Atalay, özellikle güvenlik boyutunda önemli çalışmalar yaptıklarını, güvenlik birimlerinin görevlerinin başında olduğunu söyledi.
Bakan Atalay, Nevruz’u da herkesin istediği gibi kutlayabileceğini dile getirdi.
Atalay, ”Bazı Kürt aydınlara yönelik ölüm tehdidi var. Bu bilgiler sizde de var mı?” sorusu üzerine, tehdit alan kişilerin endişesiz yaşaması için gerekli tedbirleri almaya çalıştıklarını söyledi.
Atalay, ”terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a ev hapsi tartışmalarının” hatırlatılması üzerine, bu konunun gündemlerinde olmadığını kaydetti.
İçişleri Bakanlığını üstlendiği süreci de değerlendiren Atalay, vatandaşın işlerini kolaylaştırıcı çalışmalar yaptıklarını ifade etti. Atalay, Türkiye’de pasaportların yenilendiğini, 2011’in Aralık ayında herkese çipli yeni kimlik verileceğini, araç alım satımını kolaylaştıran uygulamalar geliştirdiklerini bildirdi.
Bakan Atalay, ”Keşke şu olmasaydı, dediğiniz şey var mı?” sorusu üzerine, trafik kazalarında ciddi bir proje uygulamalarına karşın istedikleri kadar bir azalma sağlayamadıklarını söyledi.
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’nin iyi gittiğini, Türkiye’nin bu konuda iyi mesafe aldığını belirten Atalay, ”Bu süreci sabırla götürmeliyiz. Bu büyük bir sabır sınavıdır” dedi.
”PARTİ OLARAK İYİ DURUMDAYIZ”
Seçim çalışmalarına başladıklarını, yapamayacakları hiçbir şeyi seçim beyannamesinde söylemediklerini ifade eden Atalay, ”Seçim beyannamesi bizi bağlar” diye konuştu.
Türkiye’nin 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisi içinde olmayı, işsizliği düşürmeyi, kişi başına milli geliri 25 bin dolara çıkarmayı hedef aldıklarını belirten Atalay, seçim ortamının en önemli gündeminin Anayasa olacağını söyledi.
Gelecek yıl ilk sivil anayasanın yapılması gerektiğini kaydeden Atalay, bu zeminin doğduğunu, bütün partilerin bu düşünce içinde olduğunu dile getirdi. Atalay, Anayasanın milletin anayasası olmasını istediklerini vurgulayarak, ”Yani sadece belli kesimlerin bir araya gelip yaptığı falan değil, milletin düşüncesini yansıtsın. Milletin tamamının katıldığı, büyük konsensüsle sağlanan bir anayasa olsun” dedi.
ANKETLERDE SON DURUM
Atalay, ”Anketlerde durum nedir?” sorusuna da Şubat ayındaki dört araştırma sonucunun da AK Parti’yi yüzde 49-50’lerde gösterdiği yanıtını verdi. Atalay, parti olarak iyi bir durumda olduklarını ifade ederek, ”Bu bizi yanıltmamalı. Seçime daha çok var. Çok çalışacağız” diye konuştu.
Bakan Atalay, siyasi partilerin en asgari düzeyde mutabakat sağlasa bile bunun sivil anayasa olacağını, buna gayret edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
AA