Çar. Kas 20th, 2024

18. Altın Koza Film Festivali, ‘Gerçeğin Çölü’ başlığı altında son dönemde dünyada ve Türkiye’de yıldızı parlayan belgesel sinemanın çağdaş örneklerinden esaslı bir seçkiye veriyor.


18. Altın Koza Film Festivali, bu yıl programında dünya sinemasının önemli belgesellerine yer açıyor.

Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zihni Aldırmaz, konuyla ilgili, ‘Festivalimizdeki tüm etkinliklerimiz konusunda çok titiziz. Ancak en çok üzerinde durduğumuz konu, izleyiciye zengin ve doyurucu bir program sunmak. Bu yıl festival kapsamında göstereceğimiz belgeseller, izleyicileri kolay kolay her yerde göremeyecekleri eserlerle buluşturacak’ dedi.

Necati Sönmez danışmanlığında hazırlanan Gerçeğin Çölü başlıklı bölümde Şili asıllı belgesel ustası Patricio Guzman’ın yanırısa Werner Herzog, Mika Kaurismaki gibi usta yönetmenlerin dünya festivallerinde ses getiren en son belgeselleri yer alıyor. Seçki kapsamında Türkiye‘den de son dönemin en başarılı iki belgeseli Adana seyircisiyle ilk kez buluşacak.

Adını “Matrix” filminin ünlü diyaloğundan ve Slavoj Zizek’in buna gönderme yapan bir yazısından alan Gerçeğin Çölü bölümünde yer verilecek başlıca filmler ve konuları şöyle:

“12 Kızgın Lübnanlı” (12 Angry Lebanese)
Yön: Zeina Daccache

Zarar görmüş ve travmatize olmuş insanlarla çalışmakta uzmanlaşan Zeina Daccache, Lübnan‘ın kötü şöhretli Rournieh hapishanesinde mahkumlarla bir oyun sahnelemeye koyulur. 15 ay boyunca, çoğu okur-yazar olmayan 45 erişkin erkek tutuklu, kendilerini ünlü tiyatro oyunu “12 Kızgın Adam”ın, burada “12 Kızgın Lübnanlı” adını alan bir uyarlamasına çalışır. Film, mahkumların bu çarpıcı yolculuğunu, oyun terapisinin faydalarını ve toplum tarafından en çok dışlanan bireyler üzerindeki olumlu etkilerini gözler önüne seriyor.

“Kapitalizm, Geliştirilmiş Formül” (Kapitalism: Our Improved Formula)
Yön: Alexandru Solomon

Ceausescu’nun devrildikten ve idam edildikten 20 yıl sonra geri geldiğini hayal edeleim ve Romanya‘nın bugünkü durumunu kendi dönemindeki durumla karşılaştırdığını varsayalım. Belgeselde yönetmen Alexandru Solomon, Komünist Romanya‘nın eski diktatörünü 1989 yılında idam edildikten tam 20 yıl sonra ülkeye yeniden davet ediyor. Doğu Bloku ülkelerinde kapitalizme geçtikten sonra yaşanan değişmi ele alan çarpıcı bir film.

“Işığa Özlem” (Nostalgia For the Light)
Yön: Patricio Guzman

Dünyanın dört bir yanından astronomlar Şili’de üç bin metre yükseklikteki Atacama Çölü’nde yıldızları gözlemlemek için toplanıyor. Dünyada gökyüzünün en saydam göründüğü bu bölgede kurulan uzay gözlem istasyonunun yanıbaşında ise bambaşka bir arayış sürüyor. Pinochet rejimi tarafından öldürülerek buraya topluca gömülen insanların kalıntılarını arayan acılı yakınların umutsuz arayışı… İki ayrı dünyayı şiirsel bir dille birleştiren büyüleyici bir belgesel.

“Unutulmuş Düşler Mağarası” (Cave Of Forgotten Dreams)
Yön: Werner Herzog

Bu olağanüstü filmde, Fransa’daki Chauvet Mağarası’nda bulunan, 32.000 yıl öncesinden kalma görkemli mağara resimlerini izliyoruz. Werner Herzog’un üç boyutlu filmi, mağaradan alınan görüntüler ile bilim adamları ve tarihçilerle yapılan söyleşilerden oluşuyor. 1994’te keşfedilen ve halka kapalı olan mağara özel izinle Herzog’a ve ekibine açıldı. Çekimlerde resimlere zarar vermeyecek bir ışıklandırma kullanıldı. Unutulmaz görüntüler yaratma konusunda bir sihirbaz olan Werner Herzog, bize insanlığın bilinen en eski görüntülerini getiriyor.

“Mama Africa”
Yön: Mika Kaurismaki

Hayatı boyunca doğru bildiği yolda adalet ve eşitlik için mücadele eden, politik görüşleri yüzünden 1959’da sürgüne gitmek zorunda kalan Miriram Makeba, Afrika’dan çıkıp uluslararası bir üne kavuşan ilk siyahi şarkıcıydı. Mika Kaurasmaki’nin filmi, 2008 Kasım’ında hayata gözlerini yuman bu efsanevi şarkıcının fırtınalı hayatının son elli yılını konu alıyor. Daha önce hiç kullanılmamış arşiv görüntüleri, sahne performansları ve onu yakından bilenlerin tanıklıklarıyla bir siyah divanın çarpıcı hayat hikayesi…

“Minik Sesler” (Little Voices)
Yön: Jairo Eduardo Carrillo

Savaşı, o dehşeti yaşamış çocukların gözünden anlatan çarpıcı bir animasyon-belgesel. Kolombiya‘da hükümet güçleriyle isyancı gerillalar arasından onyıllardır süren çatışmalar, en çok bu savaşta hiçbir çıkarı olmayan çocukların hayatını altüst ediyor. Film, savaş travmasını yaşayan çocuklarla gerçekleştirilmiş bir atölye çalışmasında bizzat o çocuklar tarafından anlatılan hikayeler ve yapılan çizimler üzerine kurulmuş. Küçüklerin rehberliğinde savaş cehennemi içinde yapılmış iç parçalayıcı bir yolculuk…

“Benim Tatlı Kanaryam” (My Sweet Canary)
Yön: Roy Sher

İstanbul’da doğan Roza Eskenazi nasıl yaşadıysa, öyle şarkı söyledi; tutkuyla ve aşkla. Bu film, Yunanistan, Türkiye ve İsrail‘den üç genç müzisyenin hikayesi. Bu üç müzisyen, Yunanistan‘ın en çok sevilen rembetiko şarkıcısının hikayesini ilk defa bir filme taşımak üzere müzikal bir yolculuğa koyuluyor. Eskenazi’nin geride bıraktığı müzikal izleri sürecekleri bu gezi onları İstanbul‘dan Selanik’e ve oradan da Atina’ya götürecek. Bu herşeyden önce, gözden kaybolmuş bir dünyaya yapılan gezinti, fakat sesleri Akdeniz Havza‘sı boyunca yankılanmaya devam etmekte.

“Kinşasa Senfonisi” (Kinshasa Symphony)
Yön: Claus Wischmann and Martin Baer

Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinşasa, 10 milyona yakın nüfusuyla Afrika’nın en büyük üçüncü şehridir. Dünyanın en yoksul insanlarının yaşadığı bu şehir, aynı zamanda Orta Afrika’nın biricik senfoni orkestrasını da barındırır. Bu bol ödüllü filmde, dünyanın en kaotik kentlerinden birinde, senfonik müzik gibi en çok disiplin ve uyum isteyen bir işi icra etmeye çalışan insanların etkileyici hikayesini izliyoruz.

“Anadolu’nun Son Göçerleri: Sarıkeçililer”
Yön: Yüksel Aksu

Yüzyıllardır süregelen bir geleneğin, konar göçerliğin son temsilcileri olan Sarıkeçililer atalarının izlerini takip ederek, tıpkı tabiat ananın döngüsü gibi, her mevsim kendilerine uygun bölgelere göç eder. Sarıkeçili çadırı, develerin göçe hazırlanması, yaylaya çıkarken izlenen göç yolları, kıl çadırda oynanan geleneksel oyunlar, bir yandan keçilerle ilgili kadim bilgiler ve şaşırtıcı ritüeller… Geçen yıl Antalya‘da belgesel dalında Altın Portakal ödülü kazanan Filmde bir yandan zorlu bir yaşam mücadelesine, diğer yandan zengin bir folklor ve etnografyanın varlığına tanık oluruz.

“Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir”
Yön: İmre Azem

Ekolojik eşikler aşılmış, ekonomik eşikler aşılmış, nüfus eşikleri aşılmış, sosyal uyum bozulmuş. İşte neoliberal kentleşmenin fotoğrafı: “Ekümenopolis”. Geçtiğimiz aylarda Documentarist Yeni Yetenek Ödülü ile Saraybosna Film Festivali’nde İnsan Hakları Ödülü kazanan bu ilk uzun metrajlı belgeseliyle İstanbul’a bütüncül bir yaklaşımla bakmayı amaçlayan ve değişim kadar onun dinamiklerini de sorgulayan İmre Azem, bizi yıkılmış gecekondu mahallelerinden gökdelenlerin tepelerine, Marmaray’ın derinliklerinden üçüncü köprünün güzergâhına, gayrimenkul yatırımcılarından kentsel muhalefete, bu uçsuz bucaksız kentte uzun bir yolculuğa çıkartıyor.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen