BM Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO), Selimiye Camii ve Külliyesi’ni, ”Dünya Mirası Listesi”ne dahil etti.
Edirne Valisi Gökhan Sözer, Selimiye Camiii ve Külliyesi’nin Unesco Dünya Kültür Mirası Listesine girmesinin çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, ”Edirne artık dünya kenti oldu” dedi.
Sözer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 6 yıllık sürecin olumlu sonuçlandığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
”Selimiye’nin listeye alınmasıyla ilgili çalışmalar karar aşamasındaydı. En son yapılan toplantıda bu gerçekleşti. Çok prestijli bir şey. Edirne artık dünya kenti oldu. Türk mimarisi için, Edirne için çok önemli. Ancak bu aşamaya kolay gelinmedi. Listeye girmek kadar listede sürekli kalmak da önemli. Bundan sonra istenenlerin yerine getirilmesi, kontrol ve denetimlerin başarıyla geçilmesi gerekiyor”
Edirnelilerin Unesco tarafından dünya kültür mirası listesine giren bir yapının bulunduğu kentte yaşadıklarını unutmamaları gerektiğini ifade eden Sözer, ”Bundan sonra Selimiye’ye Türkiye‘nin çeşitli illeri ile dünyanın her köşesinden gelen turistlerin sayısı artacaktır. Selimiye ilgi odağı olmaya devam edecektir. Bizlere bu eserleri bırakan atalarımızı da saygıyla anıyorum” diye konuştu.
UZUN SÜREÇ BAŞARILI BİTTİ
Selimiye Camii ve Külliyesi’nin UNESCO Dünya Mirası Listesi adaylık başvurusu çalışmaları kapsamında hazırlanan taslak yönetim planının geliştirilmesi çalışmaları uzun zaman aldı.
Edirne Selimiye Camii ve Külliyesi yönetim alanında kültürel koruma faaliyetlerinin planlanması ve kurumlar arası eş güdümün sağlanması yönünde çalışmalar yapılıp, UNESCO uzmanları çeşitli zamanlarda Edirne‘ye gelerek, incelemelerde bulunmuş, toplantılar gerçekleştirmişti.
SELİMİYE CAMİİ
Mimar Sinan’ın ”ustalık eserim” olarak nitelediği Selimiye Camii, Osmanlı-Türk sanatının ve dünya mimarlık tarihinin baş yapıtları arasında gösteriliyor.
Sultan II. Selim‘in emriyle 1569-1575 yılları arasında yaptırılan, Edirne‘nin tüm çevresinden dört minaresi görülebilen cami, yapıldığı yerin seçiminde gösterilen titizliği ortaya koyuyor.
Selimiye Camii, yerden yüksekliği 43.28 metre olan, 31.30 metre çapındaki kubbesiyle dikkati çekiyor. Ayasofya’dan daha geniş olan kubbesi, 6 metre genişliğindeki kemerlerle birbirine bağlanan 8 büyük paye üzerinde bulunuyor. Köşelerde dört, Mihrap yerinde bir yarım kubbe merkezi kubbeyi destekliyor.
Önünde 18 kubbe ve 16 sütunla çevrili revak, ortada mermerden bir şadırvan bulunan caminin, 3.80 metre çapında, 70.89 metre yüksekliğindeki üçer şerefeli dört zarif minaresi bulunuyor. Giriş yönündekilerle şerefelere tek yolla, diğer ikisinde ise üç şerefeye ayrı yollardan çıkılabiliyor.
Cami, mimari özelliklerinin erişilmezliği yanında taş, mermer, çini, ahşap sedef gibi süsleme özellikleriyle de son derece önemli eserler arasında yer alıyor. Mihrap ve minberi mermer işçiliğinin en önemli yapıtlarından olan Selimiye Camii’nin, ortasına 12 mermer sütuna oturan müezzin mahfili dikkati çekiyor. Mihrabın solunda bulunan Hünkar Mahfili’nin tavanındaki kalem işleri, ”muhteşem” olarak tanımlanıyor.
İznik’te yapılan çini süslemeleri 16. yüzyılın en güzel örneklerinden olan Selimiye Camii’nin taş duvarlarla çevrili geniş dış avlusunda, Darül-Sübyan, Darül-Kur’a ve Darül-Hadis yapıları bulunuyor.
Cami terasının altında yer alan Arasta Çarşısı, III. Murat zamanında Selimiye’ye vakıf olarak yaptırılmıştı.
TERS LALE MOTİFİ
Müezzinler Mahfeli’nin kuzeydoğu yönünde, köşedeki mermerin ayağında, küçük ters lale motifi bulunuyor. Rivayete göre, bu lale, cami arsasının sahibi olan ve burada lale yetiştiren kişinin, arsaya cami yapımı için çıkardığı güçlük ve ters tutumunu sembolize etmek için Mimar Sinan tarafından konuldu.
Çeşitli kaynaklarda, ters lale dahil Selimiye çinilerinde 101 ayrı lale motifi kullanıldığı belirtiliyor.
1913 yılındaki Bulgar kuşatmasında camiye isabet eden top izlerinden birisi, 1930 yılında Atatürk’ün Edirne‘ye yaptığı ziyarette verdiği emirle ibret olarak bırakılmıştı.