Sal. Kas 5th, 2024

Tuncelililer, Dersim katliamı konusunda devlet adına özür dileyen Erdoğan’ı cesaretinden dolayı kutlarken aynı kararlılığın mezarlar ve sürgün listesi konusunda gösterilmesini istiyor.


Halk, yıllardır oy verdiği CHP‘nin tavrına ise anlam veremiyor. Hemşehrileri Kemal Kılıçdaroğlu‘nun Başbakan’a yönelik ‘bölücülük’ suçlamasına katılmayan Dersimliler, CHP liderinin aynı cesareti göstermesini temenni ediyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet tarihinin en trajik olaylarından biri olan Dersim katliamı için özür dilemesi, Tuncelililer tarafından memnuniyetle karşılandı. Bir başbakanın 73 yıl önce yaşanan olayları bütün çıplaklığıyla dile getirmesi Dersimlileri umutlandırdı. Kentin yaşlıları, yaşadıkları travmanın etkisiyle konuşmaya çekinirken, gençler Başbakan Erdoğan’ın çıkışının önemli olduğunu söylüyor. Asıl şaşkınlık, CHP‘nin tavrı konusunda yaşanıyor.

Olayın siyasi rant aracı olarak kullanılmaması gerektiğini belirten vatandaşlar, devlet arşivlerindeki diğer belgelerin de ortaya çıkarılması gerektiği konusunda hemfikir.

Munzur Nehri kenarındaki Kışla Meydanı’nda bulunan Seyit Rıza heykelinin gölgesinde oturan Hasan Bayındır, Başba-kan’ın çıkıp özür dilemesini belgeli itiraf olarak görüyor ve atılan adımı hangi açıdan bakılırsa bakılsın önemli bulduğunu söylüyor. Bayındır, yıllardır destek verdikleri CHP‘ye ise sitem ediyor: "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu konuda karşı tarafta olmamalıydı. Bu memleketin çocuğu olarak kendisi de araştırmalıydı. Gönül arzu ederdi ki eksikleri varsa tamamlamalıydı."

Mercan Müzik işletmesinin sahibi Hıdır Mercan, Başbakan Erdoğan’ın ‘özür’ dilemesine alkışla karşılık verdiğini belirtiyor. Özürle beraber kamuoyunda Dersimlilerle ilgili genel kanının değiştiğini vurguluyor. Diğer yandan CHP liderinin olayın gündeme getirilmesini ‘bölücülükle’ itham etmesinin kendisini üzdüğünü kaydediyor: "Biz CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da buna destek vermesini umut ediyorduk. O da diğer belgeleri ortaya çıkarmalıydı. Kabirleri belli olmayan kişilerin nerede yattıklarını ortaya çıkarmalıydı. Burada bir gerçek vardır. Türkiye‘nin Başbakan’ı bizzat kendisi açıkladı. Dersimlilerle ilgili olumsuz düşünceler yıkıldı. Kılıçdaroğlu’nun olayın açığa çıkarılması konusunda Başbakan’a yardımcı olması gerekir."

Hasan Kaplan da geç de olsa Türkiye‘nin en yetkili ağzından özür duyulmasının sevindirici olduğunu dile getiriyor. 13 binden fazla kişinin öldürüldüğünün belgelerle açıklandığını hatırlatan Kaplan, "Olayları yaşayanlar bize 50-60 bin kişinin öldürüldüğünü söylüyor. Benim sırf birinci derece akrabalarım katledildi. 86 kişi öldürüldü. Hamile kadının ne suçu var? Bunlar devlete baş mı kaldırdı? Bunlar aydınlanmalıdır. İnsanlar gerçekleri bilmeliler. Türk kamuoyuna bu olayların her yönü açıklanmalıdır. Herkesin buna destek vermesi gerekiyor." görüşünü dile getiriyor.

‘CHP’NİN TEMELİNDE IRKÇILIK VAR’

Emeklilik günlerini Seyit Rıza heykelinin çevresinde geçiren yaşlılardan biri olan Enver Devletli ise, "Dersim’le ilgili özür dilenmesi iyi bir şey. Ancak Alevilerle ilgili verilen vaatlerin yerine getirilmesi gerekir." ifadelerini kullanıyor. Özür karşısında tavır alan CHP‘nin Tunceli‘de bitmeye başladığını savunan Devletli, "CHP, kuruluş politikasını sürdürüyor. Türkleştirme çalışmasına devam ediyor. CHP, kendini yenileyen bir parti değil. Tunceli‘de bitmişti. Kılıçdaroğlu’nun Tuncelili ve Alevi olması partiye oy kazandırdı. Bitmesi gerekiyor bu partinin. Temelde ırkçılık var." diyor.

Katliamın canlı tanıklarından Ahmet Gedik (80), olayların en hararetli döneminde 7-8 yaşlarında olduğunu, ölmekten son anda kurtulduğunu anlatıyor. Tarif edilemez acılar yaşandığını söyleyen Gedik, yıllar sonra gelen özrü önemli bulduğunu ifade ederken, 85 yaşında olan Ali Demir, o dönemde yaşadıklarını unutmasının mümkün olmadığını anlatıyor. Demir, "Bence olayların sorumluları o zamanki hükümet. Meclis’te karar alınıyor. Atatürk siroz hastalığı ile boğuşurken İsmet İnönü yanına gidiyor. ‘Pertek suyundan yukarısı için Dersimlilerin fermanı çıkarılmış. Hiç kimse kalmaz’ diyor. Atatürk bunun üzerine, Fevzi Çakmak’ı çağırarak ‘git bunu durdur’ diyor. Biz öyle biliyoruz." şeklinde konuşuyor.

Avrupa’daki Alevilerden Başbakan’a takdir, Kılıçdaroğlu’na tepki

Avrupa’da yaşayan Dersimli vatandaşlar, Başbakan Erdoğan’ın Dersim katliamından dolayı devlet adına özür dilemesini ‘bir milat’ olarak görüyor. Yaşanan acı olayların üzerindeki kara perdenin kalktığına dikkat çekerken, 73 yıldır hiçbir başbakanın bu cesareti gösteremediğinin altını çiziyor. Dersimliler, özür dilemeye yanaşmayan hemşehrileri CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na ise öfkeliler. Dersimli vatandaşlar, Tunceli‘ye yeniden Dersim adının verilmesini ve Sabiha Gökçen Havaalanı’nın adının değişmesini de istiyorlar.

Nijat Bakış (Köln Dersim Cemaati Başkanı): İlk defa devlet, acımızı paylaştı
Erdoğan’ın açıklamalarını çok cesur bulduk. Başba-kan’dan bunu bekliyordum. Bugünkü açıklaması Dersimliler arasında büyük bir yankı oluşturdu, bu açıklama Dersimlileri çok rahatlattı, bizi mutlu etti. Hem kendim hem de Dersim cemaati adına Başbakan’a teşekkür ediyorum. Yaşanan acılardan sonra ilk defa devlet tarafından acımız paylaşıldı. Yazarlar arasında bile sol görünümlü değil de, muhafazakâr yazarların bize yardımı oldu. Yaşanan birçok şeyi Necip Fazıl’dan öğrendik. Bugün de daha çok muhafazakâr basın bu konuyla ilgileniyor. Hüseyin Bey’in açıklamasını destekliyoruz. Buna öncülük ettiğiniz için Zaman’a teşekkür ediyoruz. Elbette CHP‘nin de özür dilemesi gerekiyor. Tek tek kurumlar özür dilemese de CHP‘nin kendi geçmişiyle yüzleşmesi lazım. Ama ben hemşehrim Kılıçdaroğlu’na güveniyorum, partiyi değiştirecektir. Başbakan’ın bunu başlatması Kılıçdaroğlu’nun da partisinde elini güçlendirir.

Şeycan Şenol (Katliamın tanığı): Beni Bolu’ya, bir ailenin yanına evlatlık verdiler

Başbakan’ımıza teşekkür ediyoruz. Şimdiye kadar kaç başbakan geldi geçti, kimse bu katliamları açıklamadı, özür dilemedi. Benim abim Baba Şenol da orada öldü. Asker kurşuna diziyordu. Sonra ölmeyeni de sürgüne gönderme emri çıkardılar. Ben daha 4-5 yaşındaydım. Çocuktum, beni de Bolu’ya bir ailenin yanına verdiler. 5 sene yasak koydular, kimse bir yere gidemez diye. Bunları konuşmak da yasaktı, kimse konuşmuyordu.

Nazife Şenol (Katliamın tanığı): Çanakkale‘ye sürgün edildik

Benim kızlık soyadım Düzgünkaya. Babam tarlada çalışırken, annem ‘askerler halkı topluyor’ diye ona haber veriyor ve babam dağa kaçarak kurtuluyor. Amcam Türkçe bildiği için ona tercümanlık yaptırıyorlar ama kullandıktan sonra öldürmeyi planlıyorlar. Biz de sürgüne Çanakkale‘ye gittik. 9 sene orada kaldık. Başbakan’ın açıklamalarını dinlerken vallahi mideme kramp girdi, sancılandım. 73 sene sonra Erdoğan özür diledi.

Gülperi Çapar (Cafe Restorant Lyly’nin sahibi): Başbakan, bizim üzerimizdeki kara perdeyi kaldırdı

Türkiye’de Dersim katliamı konusunda bugüne kadar hiç kimse böyle yürekli bir açıklama yapmadı. (Ağlıyor) Bundan dolayı da Başbakan’ı kutluyorum gerçekten. Başbakan, bizim üzerimizdeki bu kara perdeyi kaldırdı. Kendimizi şu an ifade edebiliyoruz, onun mutluluğunu yaşıyorum. Başbakan’ımız madem bu kadar güzel bu konuyu açtı ve Dersimlilerden özür diledi, beklentilerimize cevap versin, memleketimizi rahatlatsın, geriye dönüşleri kolaylaştırsın. CHP sosyal demokrat, ben isterdim ki CHP öncü olsun. Erdoğan’dan önce özür dileyebilmeliydi. Özür dilemezlerse CHP bundan sonra Dersim’den oy alamaz.

Medin Bozdağ (Araştırmacı): Sabiha Gökçen ismi de bizim için travma

Dersimlilerin yoğun duygular yaşadıkları günler çoktur. O gün de öyle bir gün oldu. Devletin özür dilemiş olması bir milat. Başbakan’a yüz binlerce kez teşekkür ediyoruz. Devletin bunu söylemiş olması, bunu kabul etmesi anlamına geliyor, bizim istediğimiz de buydu. Evlatlık verilen çocuklar, sürgüne gönderilenler veya mezarlarının nerede olduğunun açıklanmasını da bekliyoruz. Sabiha Gökçen de bir travma bizim için, havaalanı ismi değişmeli. İstediğimiz tek şey, bize bunları yapanların tarih önünde mahkûm olması.

Şengül Şenol (Köln Belediye Meclis Üyesi): Umarım Kılıçdaroğlu da güç bulur, özür diler

Başbakan’ın özür dilediği gün, Dersimliler adına ve Türkiye için tarihî bir gündür. Bu ülke 73 yıl sonra özür diliyor. Bu Türkiye‘nin iç barışını sağlar, büyütür, önünü açar, kardeşliği pekiştirir. Süreç Hüseyin Aygün‘ün açıklamalarıyla yeniden başladı. Hüseyin Aygün ve onun haberini yayınlayan Zaman’a teşekkür ediyoruz. Umarız CHP de güç bulur, Kılıçdaroğlu da bir sosyal demokrata yakışır şekilde özür diler. Bir parti geçmişiyle hesaplaşabilmeli. Bu cesareti kendisinden bekliyoruz.

Hıdır Şenol (Tarih öğretmeni): Stockholm sendromu gibi sorgu-lamalar beni rahatsız ediyor

Başbakan Erdoğan’ın devlet adına özür dilemesi çok önemli bir olay. Geçen yıl açıklama yaptığında televizyonda gördüm, kendi milletvekilleri de ağlıyordu, bunu görmek güzel bir şey. Bu yönüyle etkileyici. Bazı şeyler beni rahatsız ediyor. ‘Neden Dersimliler CHP‘ye oy veriyorlar? Stockholm sendromu mu?’ gibi sorgulamalar beni rahatsız ediyor. Bunun Stockholm sendromu ile hiçbir alakası yok. Aleviler hâlâ muhafazakâr kesim tarafından dışlandığını hissediyorlar, böyle bir algı var.
Meclis’i ziyaret eden Dersimliler, CHP‘den umdukları desteği bulamadı
TBMM’ye dün çıkarma yapan Dersim Dernekleri Federasyonu üyeleri, AK Parti, CHP ve BDP yöneticileriyle görüşerek taleplerini dile getirdi. Federasyon üyeleri, görüşmelerde, "Dersim ismi iade edilmeli. Arşivler açılmalı. Sürgüne gönderilenlerin listesi ve akıbeti açıklanmalı. Ölenlerin mezar yerleri açıklanmalı. Sabiha Gökçen, Fevzi Çakmak, Abdullah Akdoğan gibi Dersimlileri rencide eden kişilerin isimleri konuldukları yerden silinmeli. Kültürümüzü ve inancımızı yok edecek Munzur Barajlar Projesi iptal edilmeli." gibi talepleri aktardı.

Federasyon Başkanı Özkan Tacar, Zaman’a yaptığı açıklamada AK Parti ve BDP görüşmelerinin kendileri adına çok olumlu geçtiğini, ancak CHP görüşmesinden tatmin olmadıklarını söyledi. CHP‘nin öncelikle Dersim olayları nedeniyle özür dilemesi gerektiğini, ancak bunun henüz gerçekleşmediğini kaydeden Tacar, "O dönemde tek parti olan ve devletin partisi olan CHP, bu sürecin önünü açmak için özür dilemelidir. Özür dilemesi durumunda iktidar partisinin de önünü açar. Ancak CHP bu konuda ketum davranıyor, tarihiyle yüzleşmek istemiyor, hâlâ statükocu yaklaşımını devam ettiriyor." diye konuştu. CHP Grup Başkan Vekili Akif Hamzaçebi’nin, ortaya koydukları talepler için "Bu konuları genel başkana anlatacağız, gerekli değerlendirmeleri yapacağız." dediğini aktaran Tacar, şöyle devam etti: "Biz CHP‘den bu konudaki sorumluluğunu yerine getirmesini, taleplerimizin karşılanmasını istiyoruz. Ancak CHP görüşmesi bizi tatmin etmedi. Parti yöneticilerinin söylem ve yaklaşımlarında kısa sürede çözüm üretecek bir yerde durmadıklarını tespit ettik. Ketum, mesafeli ve resmî bir görüşme oldu."

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen