‘5’er Beşer’de oynayan Ali Sunal: “Bu proje bana terapi gibi oldu. Sahneye çıkıp yıkıyorum, döküyorum, kavga ediyorum” diyor.
Yer aldığı projelerle, esprili kimliğiyle ve oyunculuk yeteneğiyle son dönemlerin yükselen isimleri arasında yer alan Ali Sunal, şu sıralar ‘5’er Beşer’ adlı interaktif tiyatro şovuyla izleyici karşısına çıkıyor. Sunal bilinmeyenlerini, Esquire dergisinden Elçin Kaçar’a anlattı.
Sizinle röportaj yaparken; karşımda, ünlü biri değil de, ailemden biri varmış gibi hissediyorum. Sizce neden böyle?
Bu hislerin, bence babamdan ileri geliyor. Çünkü babam, halen evlerimizde yaşamaya devam ediyor. Sevenleri, babamı çok benimsedikleri gibi, onun ailesini de benimsiyor; ta ki bir hata yapana kadar… Ben, şu ana kadar iyi gittiğimi düşünüyorum. Mutlaka, hatalarım oluyordur; ancak, genel olarak baktığımda, insanların bana duyduğu bu sevgiyi hak ettiğimi sanıyorum.
‘PROPAGANDA’ MİLAT OLDU
İşletme eğitimi aldınız. Nasıl oldu da oyunculuğa başlamaya karar verdin?
ÖSS sonrasında pek çok arkadaşım, popüler bir bölüm olan işletmeyi tercih etti. Ben de onlarla birlikte olmak için, aynı tercihte bulundum. Okuldan sonra, babamla bazı projeler yaptık; ‘Şaban ile Şirin’ bunlardan biriydi. Ardından, ‘Propaganda’ geldi ve o filmden sonra, bu işi gerçekten yapmak istediğime karar verdim.
‘5’er Beşer’de çok farklı bir şey yapıyorsunuz. Her şey interaktif bir biçimde ilerliyor. Bu, yorucu olmuyor mu?
O seyircinin karşısına çıkıp oynamak, müthiş bir adrenalinle dolmamı sağlıyor. Sahneye her çıktığımda, yeni bir şey öğreniyorum. Ben o sahnede; yıkıyorum, döküyorum, düşüyorum, kavga ediyorum, bağırıyorum ve seyircinin karşısına, daha önce hiç görmedikleri taraflarımla çıkıyorum. Bu açıdan, ‘5’er Beşer’in benim için terapi olduğunu söyleyebilirim.
Peki, seyircileri senaryoya dahil etmek kolay oluyor mu?
Seyirci rahatlayana kadar, biraz sıkıntı çekiyoruz. Senaryo gereği, seyircilerin arasından birini seçmem gerekiyor ve bir de bakıyorum ki koca koca adamlar, kadınlar bir anda geriliyor ve yok olmak istiyor. Ancak, zaman içinde ısınmaya başlıyorlar ve her şey daha eğlenceli olmaya başlıyor.
Kemal Sunal’ın oğlu olmanın, size yüklediği sorumluluklar var mı? Hata yapmaktan korktuğunuz oluyor mu?
Hata yapmayı seviyorum. Mesela, ‘5’er Beşer’in montajı sırasında, özellikle hata yaptığım kısımların çıkarılmamasını rica ediyorum. Çünkü bence, böyle daha komik oluyor. Babama gelirsek; evet, çok güzel bir soyadı kaldı bana; çok temiz, çok başarılı… Ama ben, kendi yolumda ilerlemeye çalışan, kendi halinde bir adamım.
ALİ SUNAL HAKKINDA BİLMEDİĞİNİZ 5 ŞEY
Yasaklardan hoşlanmıyor. Biri ondan bir şey yapmamasını isterse, bunu kafasına takıyor.
Dostluklara değer veriyor. Kötü günlerinde onları yalnız bırakmıyor.
Ruh hâli aniden değişiyor. Kahkahalar atarken, hüzünlenebiliyor; çok hüzünlüyken, hemen neşelenebiliyor.
Tanıştığı insanların çoğu tarafından, Kemal Sunal‘a benzetiliyor.
Özel hayatından bahsetmeyi çok sevmiyor. Oyunculuk ve projeleri hakkında konuşmaktan daha çok keyif alıyor.
TELİF DAVASI BANA BABAMIN VASİYETİ
Babanızın filmlerinin telif haklarıyla ilgili bir dava açmıştınız. Bu dava devam ediyor mu?
Evet. Temyize gittik ve dava şu an Yargıtay’da inceleniyor. Yargı süreci devam ettiği için, bu konuda çok fikir beyan etmek istemiyorum ama bu davanın, örnek teşkil edeceğini düşünüyorum. Babamın emeğini taşıyan bu filmler, ‘Kemal Sunal Filmleri’ olarak değer görüyor; ama burada hak sahibi olmayan tek insan; Kemal Sunal. Böyle bir ayıbı düzeltmek gerekiyor. Bu dava bana, babamdan vasiyettir, bir borçtur, görevdir.