Yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Çetinsaya ilklerin ve değişimin başkanı olacak. Çetinsaya bir vakıf üniversitesinden bu göreve atanan ilk isim. En genç YÖK Başkanı. Kurumun düzenleyen değil, denetleyen bir yapıda olmasını istiyor. Öncelikleri arasında YÖK yasasının değişmesi var.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından görev süresi dolan Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan‘ın yerine Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın atanması ilkleri de beraberinde getirdi.
İstanbul Şehir Üniversitesi rektörü olan Çetinsaya vakıf üniversitesinden atanan ilk YÖK Başkanı. 1964 doğumlu olan Çetinsaya Ortadoğu uzmanı. Çeşitli ödülleri, Osmanlı ve Ortadoğu tarihine ilişkin araştırma, makale ve kitapları bulunuyor.
Akşam gazetesinin haberine göre; Bahçeşehir Üniversitesi Rektör Danışmanı Turgay Polat, yeni başkanın yapısını beğenmediği YÖK yasasının değişmesi için çalışma yapacağı görüşünde.
Polat, ‘Üniversiteleri her yönüyle düşünecektir. Özel üniversite yasasını çıkarmak isteyeceğini düşünüyorum. Devlet üniversitelerinin hantal olduğunu düşünüyor, dinamik hale getirmek, akademisyen-eğitim problemlerini çözmek için çalışacaktır. YÖK yasasının değişmesini, düzenleyen değil denetleyen bir kurum olmasını istiyor. Üniversitelerin alacakları öğrenci sayısını kendilerinin belirlemesini istiyor. Meslek yüksek okullarının 3 yıla çıkartılması çalışması da yapacağını düşünüyorum’ dedi.
İstanbul Üniversitesi Rektörü Yunus Söylet ise twitter’dan şu yorumu paylaştı:
‘Yusuf Ziya Özcan hoca da insani değerleri yüksek, renkli bir insandı. Akademisyenlerden klasik bürokrat olmaları zaten beklenmemeli. Yeni YÖK başkanımıza başarılar diliyorum. En az 1 yıl adaptasyon ve projelerini planlama süresi verilmeli.’
Prof. Dr. Çetinsaya’nın daha önce dile getirdiği görüşleri de yeni dönemin ipuçlarını veriyor.
Çetinsaya, rektörü olduğu İstanbul Şehir Üniversitesi’nde ‘ortak dersler’ modeli kurmuştu. İngiltere ve ABD’de uygulanan kategorizasyon modelinin de Türki üniversitelerinde uygulanmasını istemişti.
Çetinsaya bir konuşmasında ‘İngiltere ve ABD’de bulunduğum dönemde üniversitelerin belli standartlara göre ayrılmış olduğunu gördüm. Bizde her üniversiteye aynı hedefler konmuş. Bu nedenle istenilen sonuçlar elde edilemiyor. Potansiyel ve yeteneklere göre kategorileşme lazım’ demişti. Bir diğer konuşmasında ise şunları söylemişti:
‘Mükemmel mühendislik eğitimi nasıl olmalıdır? Sıkı bir teknik temel eğitim gerekli ama günümüzde yeterli değildir. Bugün dünyada mühendislik öğrencisinin iletişim, etik, bağımsız düşünme gibi birçok özelliğe sahip olması istenmekte.’
Üniversitelerin toplumsal sorunlara duyarsız kalamayacağını kaydeden Çetinsaya, YÖK yapısını da şöyle eleştirmişti:
‘İTÜ, bu nedenle 1996 yılından başlayarak değişime yöneldi. Bu değişim YÖK ile birlikte başlayan ve üniversitelerde içerikten çok biçimsel değişime yönelen, öğretim elemanları ile yönetimler arasında güvensizliğin giderek arttığı bir döneme tepkiydi’