Başbakan Erdoğan ve Libya Ulusal Geçiş Konseyi Başkanı Mustafa Abdulcelil ortak bir basın toplantısı düzenledi.
Başbakan Erdoğan, Fransa‘nın gündeminde olan Ermeni soykırımı ile ilgili tasarıyı sert bir dille eleştirdi. Erdoğan, Ermeni iddialarının reddedilmesini suç sayan yasa teklifini Perşembe günü parlamentoya getirmeye hazırlanan Fransa‘ya sert tepki gösterdi.
Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar şöyle:
42 Yıllık bir diktatörlük rejiminin yıkılması sonucunda hayatını kaybeden Libya‘lı özellikle devrimin şehitlerini rahmetle anıyorum. Şuanda bir geçiş hükümeti kuruldu, yeni hükümetin iç barış, huzur, istikrar ve parlamenter sistemin tesis edilmesi için samimi gayret içerisinde olacağına inanıyorum. Libya‘da ki bu geçiş sürecini Türkiye olarak destekleyeceğiz. UGK’ye yönelik hibe ve kredi taahhütlerimiz şuana dek 300 milyon dolara ulaştı, Libya için ilaç tedarikini de aynı şekilde sürdürüyoruz. Libya‘ya ziyaretimde Misrata’da hastane kurulması ve çeşitli sözlerim oldu, bu çalışmalarımız Libya genelinde hızla devam ediyor ve bunları tamamlayacağız. Türk Hava Yolları’mızın haftada bir çok seferi var, 3 şehire olan uçak seferlerimizin arttırılması yönünde ki müzakerelerimiz devam ediyor.
Libya, fiziken ne kadar uzak olsa da Türkiye‘nin tarihinde, milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. Misrata, Trablus gibi şehirler adeta kendi şehirlerimiz kadar tanıdığımız, bildiğimiz, derin bir muhabbet duyduğumuz şehirlerdir. Libya‘nın kimi şehirleri örneğin Fizan, Türkçe deyimlere girmiş, günlük hayatımıza da dahil olmuştur. Türkiye ile Libya‘nın ortak tarihleri asla ama asla çıkar ilişkileri üzerine kurulmamış, kardeşlik, dayanışma temelleri üzerine inşa edilmiş ve kurulmuştur. Başta Osmanlı Ordusu olmak üzere Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘te Libya için omuz omuza durmuş ve savunmuştur. Bizim tarihimizde dost ve kardeş halklara zulüm, baskı, sindirme yoktur. Bunun en güzel şahidi ortak tarihe sahip olduğumuz kardeş Libya halkıdır, aynı Libya halkı son yüz yılda bazı Batılı ülkelerin nasıl soykırım işlediklerini, kaynakların nasıl sömürüldüğünün şahididir. Cezayir‘de 8 Mayıs 1945’ten itibaren katledilen masum sivillerin tam sayısı bugün dahi bilinmiyor, maalesef Batılı kaynaklar 100 Fransız askerini öne çıkarırken Cezayir‘li şehitlerden bugün hiç kimse bahsetmiyor. Hiç bir tarihçi, hiç bir siyasetçi bizim tarihimizde soykırım göremez, soykırım görmek isteyenler dönsünler kendi kirli tarihine baksınlar.
Tarih, parlamentolarda yapılan oylamalarda yazılmaz. Tarih, popülizm uğruna, oy toplamak uğruna çarpıtılmaz, hele hele parlamentolar tarihin incelenmesini, konuşulmasını, tarihi yalanların eleştirilmesini engelleyemez. Tarihte ki yalanları inkar etmek isteyenleri cezalandırmak istenmesi son derece vahim, kaygı verici hatta utanç vericidir. Nitekim Sarkozy’e bir mektup göndererek bu yönde ki kaygılarımı ilettim. Bu konunun Fransa ve Türkiye arasında kalıcı hasarlara yol açacağını ilettim, eğer Fransız Meclis’i tarihle ilgilenmek istiyorsa gitsin Afrika’da yaşananları aydınlığa kavuştursun, Cezayir‘i aydınlığa kavuştursun ve Fransız askerlerinin kimleri katlettiğini araştırsın. Fransa parlamentosu gitsin 8 yüz bin kişinin katledilmesinde ki rolünü araştırsın, biz bu belgeselleri kendi televizyonlarımızda izledik gayet iyi biliyoruz. Yaklaşan Fransa Başkanlık Seçimleri sebebiyle böyle bir adım atılması bizim üzüntümüz olmuştur.