“Uçağımız Uluslararası Sularda Vuruldu”
Başbakan Erdoğan, Suriye’nin Türk savaş uçağını düşürmesinin ardından dünyanın merakla beklenen konuşmasını yaptı.
-
Bilim Adamları Panik Atağı Yok Ettiğini Açıkladı!
Erdoğan, partisinin Meclis Grubu toplantısında Suriyekonusunda “nihai tavır” açıklaması yaptı.
Konuşma, İngilizce ve Arapça simültane tercüme yapılarak canlı yayınlandı. Başbakan Erdoğan’ın konuşması birçok ülkede canlı olarak yayınlandı..
İşte Başbakan Erdoğan’ın konuşmasının satır başları;
“Umutların yeşerdiği her dönemde terör örgütü karanlık yüzünü gösteriyor, provokatif eylemlere başvuruyor. Kayıp vereceğini bile bile gençleri ölüme gönderiyor.”
“ALTINI ÇİZEREK SÖYLÜYORUM”
“22 Haziran’da RF-4 uçağımıza saldırı düzenlendi.Suriye kara sularında değil, uluslararası kara sularında vurulmuştur. Uçağımız vurulduktan sonra Suriye sahasına düşmüştür.
Pilotlarımıza yönelik arama-kurtarma çalışmalarını dört bir koldan yürütüyoruz. Önceliğimiz pilotlarımızı bulabilmek, evlatlarımıza sağ salim kavuşmaktır.
Pilotlarımıza yönelik arama-kurtarma çalışmalarını dört bir koldan yürütüyoruz. Önceliğimiz pilotlarımızı bulabilmek, evlatlarımıza sağ salim kavuşmaktır.”
TÜM DÜNYAYA HATIRLATMA
“Dış politikada aktif bir politika sergiledikçe ekonomi büyüdü. Kimse Türkiye’nin içine kapanmasını beklemesin.
Türkiye merkezinde bulunduğu geniş coğrafyada akrabalarıyla aynı gönül dilini konuşan bir ülkedir.
Türkiye, aktif dış politika sonucu bölge halkıyla kardeşlik bağlarını güçlendirmiş, dünyada saygınlık kazanmıştır. Türkiye dostlarıyla el sıkışmış, akrabalarıyla hasret gidermiş, kardeşleriyle kucaklaşmıştır.
Türkiye’nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur, hiçbir ülkenin iç işlerine karışmamıştır. Türkiye’nin dostluğu çok değerlidir. Türkiye’nin dostluğunu alan her ülkenin arkası sağlamdır, emniyet içindedir.
Bizim için önemli olan komşuluk, dostluk ve kardeşlik hukukudur. Hiç kimse bizi yanlış anlamasın. Türkiye; Bosna, Kosova, Kabil, Bağdat, Basra, Kerkük, Halepçe için yüreğini ortaya koymuştur.
Bugün Şam, Halep, Hama, Humus dediğimizde hesap peşinde değil, kanı akan kardeşlerimiz için haykırıyoruz.”
“TÜRKİYE’NİN GAZABINDAN KORKSUNLAR”
“Türkiye’nin dostluğu ne kadar değerli ise herkes bilsin ki gazabı da o kadar şiddetli ve kahredicidir. Yumuşak başlılığımız uysal koyun olduğumuz anlamına gelmez.
Bunu hamaset olarak görenler bu milletin tarihine baksınlar. Biz tarihi yaparız, onu kimin yazacağına, kimin okuyacağına, kimin ders alacağına karışmayız.
Bu coğrafyada masumlara kast eden her senaryoyu boşa çıkarmak için Türkiye devam edecektir. Türkiye kadastro mühendisliğine göz yummayacaktır.
Hedef saptırmaya yönelik bazı köşe yazarlarını görüyorum; Sanki bu ülkenin evlatlkarı değil bunlar. Bunu bu kadar insafsızca yapıyorlar. Suriye’nin uluslararası hava sahasında silahsız üzerinde silah yok, kimliği açık olan tek başına uçan tehdit oluşturmayan bir keşif uçağını düşürdükleri bu olayda Türkiye sonuna kadar haklıdır.
Doğu Akdeniz artık Türkiye için hassasiyet taşıyan bir bölge. Doğu Akdaniz’de haklarımız var. Bölgede diğer ülkelerin oluşturduğu sıkıntılar var. Rutin olarak bu bölgede bizim çalışmalarımızın yapılması bizim en temel hakkımızdır. Yenilenmiş radarlarımızın test edilmesine yönelik bir uçuştur. Suriye tarafından en ufak bir ikaz bir nota tarafımıza yapılmamıştır. Sonra da utanmadan sıkılmadan dost olduklarını söylüyorlar.
Bu hasmane bir tutumdur. Kısa süreli bir sınır ihlalini kimse maazeret olarak gösteremez. Biz olayın olduğu ilk andan itibaren sağduyulu davranarak durumu net anlamaya çalıştık. Fotoğrafı net olarak gördük. Dışişleri Bakanımız tüm uluslararası kuruluşlara diplomasi teması başlattık. Muhalefet davetimize icazet ettiler. Gösterdikleri hassasiyet ve nezaket sebebiyle muhalefet liderlerimize teşekkür ediyorum.
Saldırı sonrasında dış politikamızı sorgulayan acımasız değerlendirmeler değerlendirmeye tabidir. Türkiye’nin hedefe konulması aymazlık, sorumsuzluk olur.
Kimsenin karnından konuşma, lafı geveleme lüksü yoktur, olmamalıdır. Doğu Akdeniz’de uluslararası sularda AK Parti’nin değil, aziz milletimizin uçağı hedef alınmıştır. Türkiye’yi sorgulayanlar, Suriye’deki rejime destek verenler tarih önünde mahcup olacaklardır.”
Türkiye’nin Suriye politikasını acımasızca cahilce eleştirenlere kendi tarihimizden bir kaç olayla anlatmak istiyorum.
9 asır önce komşu ülkeler yaşanan katliamlara gerekli tepki göstermezken Anadolu’da bir bir kahraman Selçuklu lideri Kılıçarslan Şam ve Kudüs’ün güvneliğini Anadolu’dan destansı bir mücadele verdi. Selçuklu dönemind Osmanlı döneminde Şam en az Mekke Medine kadar önemli bir şehir olmuştur.
İstanbul ile Şam tıpkı Kürtler ve Türkler gibi iki kardeş şehirdir. Suriye’nin cetvelle çizilmiş sınırları kardeşliğimizi engellemez. Suriye’nin despot liderleri kardeşliğimizi törpüleyemez. Biz bir elin parmakları kadar birbirimize yakınız. Biriz beraberiz.. Kendi tarihlerinden haberdar olmayanlar bu kardeşlikten anlayamazlar. Suriye’deki zalim yönetime sessiz kalanlar kendi tarihinden bihaberdar olanlardır.
Bundan 100 yıl önce çil çil latınlar karşsında Kudüsü satanlar bizim kardeşlerimizi temsil etmiyorsa Esed rerjimi de bizim kardşelerimizi temsil etmiyor. Oğul Esed bölge ülkelerine Türkiye’ye umut verdi. Değişeceğini söyledi. Hasmane tutum içinde olmayacağını söyledi. Oradaki Kürt vatandaşlarınıza da haklarını ver dediğim de ‘Ne demek vereceğim’ dedi. Haksız yere tutuklanan insanları bırak dediğimizde ‘Bırakacağım’ dedi.
12 yıl mahkemeye çıkarılmadan orada duranlar var. İçeride binlerce kişi bu şekilde var. Biz de verilen sözlerden memnuniyet duyduk. Ama umutlarımız hep boşa çıktı. Ama Esed’in babasının izinden gitmekte ısrar etti. Günlerce telefon diplomasisi yaptık. Özel temsilcilerimi gönderdim. Bakın en son BM ve Arap Ligi temsilcisi Annan Planı’nı da bugüne kadar oyaladı. ”
KÖŞE YAZARLARINA SERT TEPKİ
Bazı köşe yazarları ‘Başbakan çok sert konuşuyor’ diyor. Biz, köşenizde yaptığınız dalkavukluğu yapamayız. Kalemleriniz satılmış olabilir ama bu siyasi idare hakka ve halka teslim olmuş bir iradedir.
Biz kimsenin maşası, taşeronu değiliz. Biz kendi gücü, kendi iradesi ve tarihiyle hareket eden bağımsız bir ülkeyiz. Hz. Ali’nin dediği gibi; ‘Haksızlık karşısında dilsiz şeytandır. Biz Türkiye’yiz, büyük devletiz. Biz kendimizden sorumluyuz.”
“YARDIM UÇAĞIMIZI DA VURDULAR”
Uçağımız uluslararası sularda vurulduğu kesindir. Önceden planlanmış bir test görevini tek başına silahsız tanımlanma sistemi açık olarak yapmaktaydı. Suriye karasularına uçağımız kısa bir süreyle girmiş ve uyarımız sonrası ihlal bitirilmiştir. Kamuoyunda teknik detaylara haiz olmayanlar tarafında uçağımızınSuriye sularının ihlal ettiği sorusu sorulmaktadır.
1 Ocak 2012 tarihinden itibaren Türkiye hava sahası 114 kez ihlal edilmiştir. 5 kez de Suriye helikopterleri hava sahamızı ihlal etmiştir. Bunlar kısa süreli ihlallerdir ve gerekli uyraılar yapılmıştır.Suriye makamları hiç bir uyarı yapılmamıştır. Uçağımız kastı mahsusa ile hedef alnımıştır. Suriyeli yetkililerin ortaya koydukları tavır uçağımızın hasmane bir tutumla vurulduğu en bariz delildir.
Arama kurtarma sırasında bir uçağımıza yapılan taciz Suriye’nin kastının kanıtıdır. Ancak Türkiye’nin soğukkanlı tavrı devam etmiştir.
NATO 4 madde kapsamında toplanmış durumda. Bu olay karşısındaki diplomatik temaslarımız devam ediliyor. Rusya, İran ve Çin’le görüşülmüştür. ABD, Körfez Ülkeleri ve AB üyesi ülkelerine gerekli diplomatik adımları attık. Bundan sonra hakkımızı saklı tutarak uluslararası haklardan kaynaklanan hakkımızı yeri ve zamanı geldiğinde kullanacağız.”
“TÜM İHLALLERE KARŞILIK VERİLECEKTİR”
Artık yeni bir sürece geçilmiştir. Sınır ihlalleri hiç bir şekilde tolere edilmeyecektir. Suriye’den Türkiye sınırına güvenlik riski ve tehlikesi olarak şekilde yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak görülecek ve muamele edilecektir. Suriye rejimini bir hata yapmaması yönünde uyarıyoruz.
Bu olay karşısında vakur tutumumuzu muhafaza ediyoruz ancak Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu test edilecek bir ülke değildir. Eğer bugüne kadar bunu anlamayan bir ülke varsa bunu çok açık ve net şekilde bunu test ederiz ve de edeceğiz. Ne yaptığımızı da gayet iyi biliyoruz. Türkiye olarak savaş çığırtkanlarının tuzağına düşmeyiz. Uluslararası sularda uçağımıza yapılan saldırı karşısında elimiz kolumuz bağlı bir şekilde oturacak değiliz. Suriye halkı bizim kardeşimizdir.