Sal. Kas 5th, 2024

‘Game of Thrones’ serisinin geri dönüşü heyecan verici olduğu kadar ürkütücü! 2011 ve 2019 yılları arasında milyonlarca hayranı ekranlara kitleyen ‘Game of Thrones’ dizisi ‘House of the Dragon’ adında yeni bir uyarlama ile ekranlara geri döndü. George R. R. Martin’in devam eden kitap serisinden uyarlanan iki dizi de HBO tarafından yapıldı. ‘Game of Thrones’ final sezonu beklentileri tam anlamıyla karşılamazken, yeni seri ilk bölümü ile bizi meraklandırmayı başardı.

‘House of the Dragon’ ile hayranları yeniden ekrana kitlemeyi hedefleyen HBO, ilk bölümün yayınlanmasının ardından olumlu geri dönüşler alarak dizinin hayranlarını sevindirdi. Targaryen hanedanının birinci yüzyıldan ikinci yüzyıla girerken, eski kral I. Jaehaerys, tek biyolojik oğullarının ikisinin de öldüğü göz önüne alındığında bir halef seçmek durumunda kaldı. En büyük torunu Prenses Rhaenys Targaryen’i (Eve Best) seçmeyen kral, onun yerine en büyük erkek torunu Prens Viserys Targaryen’i (Paddy Considine) seçti. Daha sonra, Rhaenyra’nın atası, gelecekteki Kraliçe Daenerys Targaryen’in doğumundan 172 yıl önce, Viserys’in saltanatının 9. yılına bir zaman atlaması yapıldı. Çocukluk yıllarına geri dönen yetişkin anlatıcımız Rhaenyra (Milly Alcock), ejderha sırtında görüntülendi. En iyi arkadaşı Alicent Hightower (Emily Carey) ve dokuz aylık hamile olan annesi Kraliçe Aemma (Sian Brooke) ile tanıştığı King’s Landing’in tanıdık kırmızı çatılı evlerinin arasına indi. Aemma terler içinde bir sedyenin üzerine serilir ve genç Rhaenyra’ya ısrar ederek, “Bu rahatsızlığımız diyara hizmet etme şeklimizdir,” dediği duyuldu. Rhaenyra ise, “Bir şövalye olarak hizmet edip savaşa ve zafere gitmeyi tercih ederim” diye yanıtladı.

Tüm bunlar olurken, kral diplomasinin daha acil sorunlarıyla ilgilendi. Lord Corlys Velaryon (Steve Toussaint), son zamanlarda Bloodstone’a inişi bölgedeki korsanları zorlayan Triarchy olarak bilinen “özgür şehirler arasında büyüyen ittifak” konusunda endişeliydi. Viserys, bunun neden kötü haber olduğundan emin değildi ama Corlys, Prens Amiral unvanını alan Craghas Drahar’dan endişeleniyordu. Kraliyet pozisyonunda böylesine gayretli bir darbe, Targaryen monarşisi için bir tehdit oluşturabilir.

Konsey, belki de en acil olanı Prens Daemon’un City Watch komutanı olarak yeni pozisyonu olan diğer değerli tartışma konularına kendini adarken, Viserys’in kardeşi olN Daemon (Matt Smith) Iron Throne taht sırasına odaklanmıştı.

İlk bölümde karakter içgörüsüyle ilgili birkaç kısa ipucu da alıyoruz: King’s Landing’de bir kalp ağacının altında Alicent, Rhaenyra’nın Westerosya tarihinde ikincisini test ederken başını kucağına koymasına izin veriyor. Bir üstat, Kralın Eli Sör Otto Hightower’a (Rhys Ifans) “Zihnin kötü huyları vücudu ters şekilde etkileyebilir” diyerek kralın durumunu sessiz tutmakta ısrar ediyor.

HBO’nun dizinin lansmanına ilişkin endişeli beklentisi, ilk bölümün kendi havasında tekrarlanıyor gibi. Eşini banyo yaparken ziyaret eden Viserys dahil herkes tüm bölüm boyunca tuhaf bir gerginlik içerisinde. On yıl boyunca beş çocuğunu daha kaybettiğini ortaya koyan eşinin çocuklarından birinin beşikte, ikisinin doğumda diğer ikisinin de düşerek hayatını kaybettiğini öğreniyoruz.

Bu arada Daemon, şehre “altın renginden korkmayı” öğretmeyi amaçlıyor. King’s Landing’de Şehir Nöbetçilerini ortaya salan Daeoman, suçlu olarak gördükleri kişileri o kadar küçük bir sağduyuyla sakatlar, işkence eder ve öldürürler ki, atılması gereken vücut parçalarını taşımak için iki atlı bir araba gereklidir.

Akşam sevgilisi Mysaria’dan (Sonoya Mizuno) bir moral konuşmasından sonra Daemon, ertesi gün Viserys’in turnuvasına gelir ve burada kral, halkına Kraliçe Aemma’nın doğum yapmakta olduğunu duyurur. İlk mızrak dövüşünde her zaman küçümsediği, Sör Otto’nun atını ucuz bir atışla atın bacaklarına indirdiği oğluna meydan okuyan Daemon’un mücadelesi, Otto’nun Aemma’nın doğumunun iyi gitmediği haberini alması ve bu nedenle Viserys’in eşine koşması ile sona erer.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen