Sal. Kas 5th, 2024

Gate 27, güncel sanat üretimini odağına alıyor. Güncel sanat ise zanaat, tasarım, mimarlık, mühendislik, müzik, biyoloji gibi çeşitli disiplin ve bilim dallarıyla yakından ilişki içinde. Bu geniş kapsamın içinde Melisa Tapan’ın kurucusu olduğu Gate 27’nin odaklandığı konular ekoloji, sürdürülebilirlik, zanaat ve yerel yaratıcı ağlar etrafında bir diyalog kurmak, bu alanda çalışan kişileri bir araya getirmek, gerçekleştirmek istedikleri projeler için mekan, zaman ve bağlantılar sağlamak. Bu kişiler yalnızca Türkiye’den değil, kültürler arası etkileşimi artırmak amacıyla yabancı sanatçılardan da oluşuyor. Melisa Tapan “Sanatçıların uluslararası hareketliliği ve üretimleri artık sanatçı misafir programları aracılığıyla daha yoğun destekleniyor ve bu hareketlilik içinde gelişen üretim, canlılık ve kurulan yeni ağlar beni de heyecanlandırıyor” diyor.

Neden bir galeri yaratmak yerine sanatçıları ağırladığınız, üretimlerine destek olduğunuz bir yapı kurdunuz?

Bu fikir, İngiltere’de lisansımı tamamladıktan sonra Columbia Üniversitesi’ndeki Ekonomik ve Siyasi Kalkınma programında yüksek lisans eğitimim sırasında şekillendi. Her ne kadar ayrı dursalar da birbirini besleyen disiplinlerde çalışan insanların bir araya gelince yapabildiklerine şahit oldum. Gerek edindiğim gerek ailemin bana kazandırdığı kültür, sanat ve filantropi alanlarındaki bilgim ve farkındalığım, bu deneyimlerle birleşince sanat üretimini odağına alan bir sanatçı misafir programı oluşturma fikrini ortaya çıkardı. Bir araştırma sürecinin ardından daha somut adımlar atmaya başladım. 2019’un Kasım ayında danışma kurulunu sevgili Beral Madra, Dr. Nazan Ölçer, Doç. Dr. Selçuk Artut ve Prof. Dr. Ahu Antmen’in oluşturduğu konuk sanatçı programı Gate 27’nin pilot evresini başlattık.

Zanaat, ekoloji, sürdürülebilirlik… Devamlı vurguladığınız üç değer… Gate 27’de bunları nasıl destekliyorsunuz?

Düzenlediğimiz “Dünyadan Notlar” programı ile Gate 27’nin İstanbul’daki yerleşkesinde bir permakültür bahçesi ve Ayvalık’taki yerleşkesinde ise organik tarım yapılabilen bir bostan kurduk. Gıda atıklarını çöpe atmak yerine kompost yapıyoruz, katı atıklarımızı dönüştürüyoruz, su ve atık su kullanımını optimize ediyoruz. Bu program kapsamında “Dünya Notları Çalıştayları” düzenleyerek gelecek nesiller için sağlıklı bir gezegenin sürdürülmesinde sorumluluk üstlenmeyi amaçlayan atölyeler ve performanslara yer verdik. İstanbul Kültür Sanat Vakfı ve İstanbul Politikalar Merkezi işbirliğinde düzenlediğimiz “Keşif Konuşmaları” etkinlik serisi ile ekolojik dönüşüm konusunun katmanları ve kavramları hakkında diyalog oluşturmayı ve beyin fırtınası yapmayı hedefledik. “Yaratıcı Zanaatkar İş Birliği” programımız ise Gate 27’de konuk ettiğimiz Bilal Yılmaz ve Lydia Chatziiakovou tarafından geliştirildi ve yürütüldü. Bu kapsamda Gate 27, sanatçıları İstanbul’daki yerel zanaatkarlar ile ortaklaşa çalışması için ağırlayacak ve proje geliştirmelerini destekleyecek. Zanaat endüstrisinin göz ardı edilmiş, büyük bir kültürel ve ekonomik potansiyeli var. Bu programla “geleneksel” çağrışımlarından sıyırarak işbirlikleri aracılığıyla, yenilikçiliğini, ekonomik ve sanatsal potansiyellerini ortaya çıkarmayı hedefliyoruz.

Gate 27’nin mimarisi de dikkat çekiyor!

Geçmişte çok farklı karakterlerde insanlarla buluşan bu yer, David Chipperfield tarafından yenilenerek tekrar mesken olarak kullanılmaya başlanmış. Bu binada daha önce büyük babaannem de yaşadı. Benim için manevi anlamda önemli bir değeri var. Öncelikle elimdeki kaynakları kullanarak hareket etmeyi tercih ediyorum. Meskenin uzun bir dönem âtıl olması nedeniyle yaşamı tekrar buraya davet etmek istedim. Sanatçılara şehir merkezine yakın ama üretim süreçleri için ihtiyaç duydukları inziva ortamını sağlayan bir ortam.

Gate 27 bugüne kadar Yeniköy ve Ayvalık’taki konuk evlerinde farklı disiplinlerde çalışan toplamda 50’den fazla sanatçı, araştırmacı, akademisyen ve küratörü ağırladı.

Aralık ayında Akram Zaatari katıldı konuk sanatçı programına… Onu ağırlamak neler hissettiriyor?

Akram Zaatari gibi bir ismi Gate 27’de konuk edebilmek, Gate 27’nin üç yıl gibi kısa bir süre içinde pilot proje olmaktan çıkıp, uluslararası alanda program çıktıları ve ağırladığı sanatçıların üretimleriyle içinde bulunduğu ekosistemi besleyen bir noktaya ulaştığına işaret ediyor.

Yabancı sanatçıları Türkiye’de ağırlamak neden önemli?

Özellikle uluslararası alanda tanınmış isimlerin misafir sanatçı programımıza seçildiklerinde olabildiğince uzun bir süre konaklamalarını önemsiyoruz. Böylelikle, Türkiye’nin kültür sanat piyasası ve güncel sanat üretimiyle etkileşime girmelerine olanak sağlayabiliyoruz.

Konuk sanatçı programını düzenlediğiniz bir diğer konum da Ayvalık’ta… Burayı seçmenizdeki neden nedir?

Pandemi nedeniyle, Ayvalık yerleşkesi bizim için bir kaçış noktası oldu. Pandemiyle birlikte burası önemli yaşam merkezleri arasına girdi. Sosyal ve kültürel yaşam her zamankinden daha yoğun ve cazip hale geldi. Burası özellikle ekoloji üzerine düşünen, bölgenin yerel dokusuyla ilişki kuran, kariyerlerinde belli bir noktaya gelmiş ve projelerini inzivaya çekilerek derinleştirmek isteyen sanatçı ve araştırmacıların ağırlandığı özel bir yere dönüştü.

Gate 27’de bugüne kadar her şey hayal ettiğiniz gibi ilerleyebildi mi? 2023 planlarınızda neler var?

Şu anda birçok girişimin karşılaşabildiği hızlı büyüme evresindeyiz. Bu nedenle temkinli adımlarla ilerliyoruz. Yerel ağlarımızı güçlendirmek her zaman gündemimizde. Bu doğrultuda ilkini İPM ve İKSV işbirliğiyle gerçekleştirdiğimiz, “Keşif Konuşmaları Serisi”ne devam etmeyi planlıyoruz. Kültür kurumlarının ve girişimlerinin finansal olarak sürdürülebilir olmalarının önemini bu aşamada vurgulamak istiyorum. Bu kapsamda Gate 27’nin misyon ve vizyonu doğrultusunda çeşitli marka ve firmalarla işbirlikleri ve projeler oluşturuyoruz. Amacımız işbirliği içine girdiğimiz markalara da yeni bir değer ve farkındalık katabilmek. Machka, sanatçıların konuk edilmesi ve üretimleri için destekte bulunuyor.

Machka Couture koleksiyonunun da yüzüsünüz… Moda ve kıyafetler ne ifade ediyor?

Yaratıcı ifadenin bulunduğu her alan ilgimi çekiyor. Moda, uzun zamandır yaratıcı endüstriler arasında öncü rolünü sürdürürken popüler kültürü ve tüketim trendlerini belirleme gücü dolayısıyla büyük bir sorumluluk taşıyor.

En son sizi hangi eser/ sanatçı çok fazla etkiledi?

Bu yıl Haziran ayında Ayvalık yerleşkemize konuk ettiğimiz Ahu Akgün ile Levent Aygül, Gate 27’de geçirdikleri sürede gündelik hayatın detaylarını resmettiler. “Aynı Şeye Bakmak” adını verdikleri etkileyici çalışmalarında, iki sanatçının bireysel bakışları üzerinden aynı şeylerdeki farklı detayları görünür kılıyorlardı. Benzer hayat görüşlerine sahip olsalar da her iki bireyin hayata ne kadar farklı baktığını, bu farklılığın da birbirini nasıl beslediğini gözlemlemek ufuk açıcıydı.

“Gündelik ilham dozumu Gate 27 sanatçılarından alıyorum. Sanatçıların düşünce ve üretim süreçlerine dahil olmak bana çok şey katıyor” diyor Melisa Tapan. Fotoğraf Bilal Yılmaz ve Lydia Chatziiakovou’nun işlerinden bir kesit sunuyor.

Bu aralar size kimler, neler ilham veriyor?

İmkansız gibi görünen şeyleri başaranların, insanlığa katkı sağlamış bireylerin hikayeleri bana ilham veriyor. Ebru Baybara Demir, canım arkadaşım Ece Çiftçi, Özlem Türeci… Sabancı Vakfı’nın “Fark Yaratanlar” projesinde hibe kazanan projeler de bana büyük ilham veriyor. Uluslararası alanda etkileyici hayat hikayeleri ile Jane Goodall, Helen Keller, Anne Sullivan, Jane Fonda, Malala Yousafzai, Wangari Maathi, Chimamanda Ngozi Adichie. Bu isimler çocukların eğitimi, cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik üzerine çalışıyorlar.

En son neler okudunuz/ izlediniz/ dinlediniz?

Robert Levine’in “Zamanın Coğrafyası” ve Sir David King’in “Big Mind” isimli kitaplarını okudum. Dizi olarak yaratıcı düşünceyi besleyen “The Future Of” beni heyecanlandırdı.


Röportaj: Aykun Taşdöner

ELLE Türkiye Ocak 2023 sayısından alınmıştır.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen