Afganistan ile Irak işgalleri ve Libya’ya saldırı: Yeni Haçlı Seferleri…
ABD/Bush ne demişti: “Haçlı Seferi!” Fransa/Sarkozy’nin İçişleri Bakanı Libya saldırısı için ne dedi: “Haçlı Seferi!” Rusya Lideri Putin bile, “Bu (Libya saldırısı) Ortaçağ dönemindeki Haçlı savaşlarına benziyor.” dedikten sonra; bugünkü ‘Zalim ve Vahşi Batı Düzeni’ni tanımlamak için uzun söze ne hacet!
Bu durumda, devlet deneyimleri olan Türkiye ve İran‘a büyük görevler düşmekte…
1- Zalim ve Vahşi Batı Düzeni, yani sömürü sermayesi şimdi Müslümanlar arasında mezhep kavgaları fitnesi çıkarmak istemekte… Başsız kalan halkların bölünmesi kolaydır. Bu fitneyi Türkiye ve İran önleyebilir. Mâzideki tarihi birikim değerlendirilir, sıkı dostluk yapılır ve mezhepler uzlaşmasına gidilirse, mezhep kavgaları fitne ve fesadı engellenebilir.
2- İran ve Türkiye, içinde bulundukları bu dikta rejimlerinden kurtulmaları için İslâm âlemindeki ülkelere destek vermeli, yol göstermelidir. İran ve Türkiye ile D-8 ülkeleri, İslâm âlemine “hakim” olmak yerine, onlara “hadim” olmayı hedef yapacaklardır.
3- Türkiye ve İran‘ın yapacağı bir diğer iş ise; mübadelede gidecekleri yeri kalmayan kimseleri ülkelerine mülteci olarak kabul etmeleri, onların eskisine yakın hayat seviyesinde yaşamalarını sağlamalarıdır. Bu sadece onlara iyilik değildir, bu aynı zamanda o ülkelere iyiliktir. Böylece yeni döneme, yeni düzene geçişi daha kolay sağlarlar.
4- İran ve Türkiye‘nin yapacağı diğer iş; tüm dünyanın ilim adamlarını toplayıp o ülkelerde yapılması gereken yeni düzeni (Yeni Bir Dünya Düzeni) tesis etmeleri için proje hazırlamaktır. Bu arada “Adil (Ekonomik) Düzen Çalışanları”nı da unutmamaları gerekir. Bunlar dünyada bu işleri en üst seviyede kendilerinin bildiklerini iddia ediyorlar…
5- Mısır gibi önemli ve büyük ülkelerde “yeni demokratik düzen” oluşuncaya, “yeni anayasa” yapılıncaya kadar ordunun yönetimde kalması desteklenmelidir. Türkiye‘nin bu hususta önemli deneyimleri vardır. Türkiye’de yapılan yanlış, hazırlatılan anayasalarda Müslüman âlimlere yer verilmemesidir; bu sebeple yapılan anayasalar daima eksik olmuştur. Anayasayı askerler değil âlimler hazırlamalıdır. Bu âlimler yalnız bir ülkenin âlimleri olmamalı, tüm insanlığın âlimleri olmalıdır.
6- Avrupa Birliği bir Hıristiyanlık birliğidir. Bu durum insanlık için kötü değildir, dinin hakim olduğu düzen daima nurla dolar. Avrupa’nın insanlığa zulmettiği asırlar dinden uzaklaşma ve ayrılma asırlarıdır. Sömürü sermayesi dindarlığı çok kötü göstermekte, “karanlık çağ” demektedir! Oysa Müslümanların hükümran olduğu o çağ, insanlık için “ilim, huzur, barış ve adalet çağı”dır. Bugünkü uygarlık o uygarlığa dayanmıyor mu? İran ve Türkiye, “İslâm/barış birliği”ni oluşturmalıdır. İnsanlığın muhtaç olduğu barışı, silmi, yeni medeniyeti dinler ve dindar insanlar getirecek ve muhafaza edeceklerdir.
7) Yeni düzene geçmekte olan devletler, geçiş dönemlerinde yönetimlerinde birçok yönden sıkıntılar geçireceklerdir. Krizlerin ve ekonomik sıkıntıların ortadan kalkması için tüm İslâm ülkeleri gümrükleri ve vizeleri geçici de olsa kaldırmalıdır. Bu sayede mallar ve emekler serbestçe hareket edecek, böylece o ülkeler sefaletten kurtulmuş olacaktır.
8) Şimdiye kadar insanlığı fitne ve ifsatlarıyla kana bulayan sermaye artık tevbe etmeli, bu huyundan vazgeçmelidir. Onlara gerçekler anlatılmalı, bu gidişatın kendileri için de iyi olmadığı hatırlatılmalı, dünya pazarlarında da onlara yer verileceği ifade edilmelidir.
9) Putin ve Obama dünya için bir şanstır. Türkiye aracı olmalı, ABD ve Rusya’nın da bu geçişte Türkiye’nin yanında yer almaları sağlanmalıdır. Böylece Türkiye, İran, Mısır ve diğer Ortadoğu İslâm ülkeleri, “huzurlu ve adil bir dünya düzeni”nin kurulmasında, adalet ve tarafsızlıkları ile tüm dünyanın barışında “denge unsuru” olacaklardır.
10) Türkiye, Avrupa (AB) ile olan gümrük (Gümrük Birliği) anlaşmalarını durdurmalı, Türkiye, İran ve D-8 ülkeleri gümrükleri sıfırlamalı; sonra bunlar dünyadaki bütün ülkelerle gümrükleri sıfırlamalıdırlar. İslâm/barış ülkeleri bundan yararlanacaktır.