Brand Week Istanbul üçüncü gününe Cem Yılmaz’ın konuk olduğu “Ne Fark Eder?” oturumuyla başladı.
“Mesleğimle ilgili katıyım”
Cem Yılmaz, yıllar önce rol aldığı bir reklamla ilgili, “Eğitim Şart sloganı aslında olumlu bir cümle olmasına rağmen, zamanla bir boş vermişlik nidasına döndüğünü fark ettim. Bunu çok gözlemledim ve sonrasında kendi gösterilerimde bunu konu olarak işledim.” ifadelerini kullandı.
Gösterilerine hazırlık sürecinden de bahseden Yılmaz, “Gençken daha umarsızdım. Sahneye ilk çıktığım andan itibaren herkesi güldürmeli miyim? diye düşünüyorum. Tabii ki bunu düşünerek bir hazırlık yapmıyorum ama yine de bir çatı altındaysanız yani mesela bir dergide bir çizerseniz, derginin içeriği, duruşu ya da yaklaşımı bellidir. Bu size büyük bir konfor alanı sağlar. Siz de çizimlerinizi bu duruşa, bu içeriğe ve yaklaşıma göre yaparsınız. Fakat bireysel bir iş yaptığınızda taviz vermeden, kendi güldüğüm şeyi anlattığımda bana kim gülüyor, o çok daha fazla önem kazanıyor. Mesleğimle ilgili katıyım! Buna herkes güler dediğiniz şey aslında belki gerçekten komik olmayabilir ve siz koca bir kariyeri bu yanlış anlamanın üzerine kurabilirsiniz. O yüzden koca bir salonda herkes gülerken, bir kişi hiç gülmüyorsa bu benim konum olur.” şeklinde konuştu.
“Büyük ustaları taklit ederek başladım”
Aynı oturumda kendisini çizgi dışı olarak gördüğünden de bahseden Cem Yılmaz, “Ben de bu mesleğe herkes gibi çok küçük yaşlarda büyük ustaların çizimlerini, renklerini taklit ederek başladım. Fakat sahneye çıktığım anda, izleyenlerime bambaşka bir şey sunuyorum. O yüzden kendimi çizginin dışında buluyorum. Bunu ben marjinalim demek için söylemiyorum, çemberin içinde kalıp, orayı dönüştürebilmek asıl mesele. Bu bana her zaman kendimi çok daha iyi hissettiriyor.” açıklamalarında bulundu.