Baba oğul cinayeti birlikte işledi
MUSA KESLER
Münevver Karabulut cinayetine ilişkin iddianamede şok suçlama: Cem, Münevver’i kameranın olmadığı kapıdan eve soktu. Ardından aynı kapıdan baba girdi. Baba ve oğlu içeride genç kıza kesici aletlerle işkence yaptılar
Başı testereyle kesilerek öldürüldükten sonra cesedi Etiler’de bir çöp konteynerine atılan lise öğrencisi Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili soruşturma tamamlandı. Savcıların hazırladığı iddianameye göre, katil zanlısı olarak tutuklu bulunan Cem Garipoğlu cinayeti tek başına işlemedi, bahçe kapısından kameralara görünmeden eve giren babası Mehmet Nida Garipoğlu da oğluna iştirak etti. Baba oğul birlikte önce Münevver Karabulut’u bıçakladı ardından canlıyken testereyle kafasını kesti. Daha sonra eve gelen anne Tülay Garipoğlu da kanları temizledi.
Ağırlaştırılmış müebbet
Savcılar baba oğul hakkında, “Tasarlayarak çocuğu canavarca bir hisle, eziyet çektirerek öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Cem Garipoğlu cinayet tarihinde 18 yaşını doldurmadığı için en fazla 24 yıl hapisle yargılanabilecek. Baba Nida Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu ve 3 kişi hakkında da 5 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Cem’in dosyası ayrıldı
Cumhuriyet savcıları Faruk Erşen Yılmaz ve Mustafa Öztürk, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili olarak yürüttükleri soruşturmayı tamamlayıp, iddianameyi hazırladı. Cem Garipoğlu’nun dosyası cinayet tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için ayrılarak İstanbul Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Garipoğlu ailesi ile onlara yardım eden 3 çalışan hakkında hazırlanan iddianame ise, Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.
‘Çok büyük planlar’
İddianemede, cinayetin işlenmesine giden süreç ve sonrası tüm detaylarıyla anlatıldı. İddinameye göre olay şöyle gelişti:
Cem Garipoğlu ile Münevver Karabulut olay tarihinden bir yıl kadar önce arkadaş ortamında tanıştı. Garipoğlu ile Karabulut arasındaki 27 Şubat tarihli MSN yazışmalarına göre, Garipoğlu, Karabulut’u bir sonraki gün için evine davet etti. Garipoğlu “Çok büyük planlar içinde olduğunu, bu planların tarihin en büyüklerinden olacağını, duyunca ağzının açık kalacağını, eve girerken güvenliğin görmemesi için arka bahçeden gireceklerini” söylerek buluşmalarıyla ilgili detayları anlattı. Savcılara göre, işleyeceği cinayete ilişkin önceden plan yaptığının adeta haberini verdi. Fakat bu buluşma tespit edilemeyen bir sebepten dolayı gerçekleşmedi.
Önce testere aldı
Garipoğlu 3 Mart’taki cinayet günü saat 12.23 sıralarında Bahçeşehir’de bulunan taksi durağından bir taksi çağırdı. 12.47 sıralarında evinin önüne gelen taksiye binerek nalbur dükkânına gitti ve testere satın aldı. Saat 13.08’de içinde poşet olan testereyle eve girdi. 13.10’da evden çıkarak dışarda bekleyen taksiye bindi ve evden ayrıldı.
Yine kamera kayıtlarına göre, baba Mehmet Nida Garipoğlu, saat 10.19 civarında elinde bir bavulla “bir yere gidecekmiş ya da yolculuk yapacakmış gibi” evden ayrıldı.
Baba gizlice eve girdi
Cem Garipoğlu, 14.09’da Münevver’le okuduğu lisenin bahçesinin dışında buluştu. Karabulut ve Garipoğlu yoldan çevirdikleri bir ticari taksiye binerek Bahçeşehir’deki villaya geldiler. Garipoğlu, 14.55’te Karabulut’u güvenlik kameralarının görüntülememesi için bahçe kapısından içeri soktu. İddianameye göre, baba Garipoğlu da, Cem ve Münevver’in eve girdiği saat 14.55 ile evden gitar kutusuyla ayrıldığı 18.36 arasındaki cinayet saatinde daha önce Cem’in açtığı alt bahçe kapısından kameralara gözükmeden, gizlice eve girdi. Baba Garipoğlu cinayete katılarak, oğlu Cem’le birlikte Karabulut’u bıçakla yaraladı.
İşkence mahiyetinde…
Garipoğlu ve babası, Karabulut’un vücudunda “işkence mahiyetinde” yaralar açtılar ve daha ölmeden testereyle kafasını kestiler. Baba oğul, Karabulut’un kafasını poşete koyarak gitar kutusuna; başı olmayan cesedi ise bavula yerleştirdi. Daha sonra da kan izlerini yok etmeye çalıştılar. Nida Garipoğlu daha sonra çıkarak evine 5-10 dakikalık mesafede bulunan Avcılar’daki işyerine 17.21’de gitti. Cem Garipoğlu ise 18.36’da cep telefonuyla bir taksi çağırdı ve cesedi evden çıkardı. Etiler’e giden Garipoğlu burada cesedi çöp konteynerine atıp, saat 19.50 sıralarında Akmerkez’e gitti, saat 21.40 civarında da evine geri döndü.
Anne Tülay Garipoğlu saat 19.00 sıralarında kızlarıyla birlikte eve dönünce, villada bulunan kan izlerini silmeye çalıştı. Nida Garipoğlu ise 22.30 civarında eve gelerek, oğlu Cem’i aldı ve adamları Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt ile birlikte Beylikdüzü’ndeki bir daireye götürdü. Nida Garipoğlu bu arada ağabeyi Hayyam Garipoğlu’nu da arayarak durumu anlattı ve Cem’in kaçırılması ve saklanması için yardım istedi. Hayyam Garipoğlu da kendi kullandığı otomobile bindirerek Cem’i Edirne’ye doğru götürdü. Savcılar, toplanan delillere göre olayın farklı bir şekilde gerçekleşmiş olmasının mümkün olmadığını vurguladı.
Anne ve amcaya 5 yıla kadar hapis
Savcılar, Cem Garipoğlu ile babası Nida Garipoğlu hakkında, “Tasarlayarak, çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek” suçundan “Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” talep etti. Garipoğlu suç tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için cezası TCK’nın 31. maddesi gereğince düşecek ve 18 yıldan 24 yıla kadar ağır hapis cezası istemiyle yargılanacak.
‘Anne delilleri gizledi’
İddianamede anne Tülay Makbule Garipoğlu’nun “suç delillerini yok etmek, gizlemek veya değiştirmek” suçundan 5 yıla kadar, diğer şüpheliler amca Hayyam Garipoğlu, Mehmet Karakayalı, Habib Kurt, Ahmet Batur’un ise “suçluyu kayırmak” suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Cem’in ağabeyi Levent Garipoğlu, kuzeni Fatih Garipoğlu, Mehmet Nida Garipoğlu ile ilişkisi olduğu ileri sürülen Gülşah K. ve gazeteci Cemil Baran’ın da bulunduğu toplam 55 kişi hakkında takipsizlik kararı verildi.
Teğmen: Aramızda hiçbir şey geçmedi
İddianamede, Cem Garipoğlu’nun cinayete neden olarak gösterdiği Münevver Karabulut’un cep telefonuna gelen mesajların sahibi Teğmen Cihangir Y.C.’nin tanık olarak başvurulan ifadesine de yer verildi. Münevver ile 2008 yaz sezonunda Ayvalık Sarımsaklı’da plajda şezlonglarda otururken tanıştığını, bir iki kez daha görüştüklerini, ancak aralarında duygusal ve cinsel hiçbir temas olmadığını belirtti. Teğmenin 26 Şubat 2009 tarihinde kıta stajı için İstanbul’a gittiğini, 3 Mart’ta 2009’da Münevver’in telefonuna mesaj çekip İstanbul’da olduğunu ve görüşmek istediğini bildirdiğini, Münevver’in cevap olarak akşam erkek arkadaşıyla buluşacağını daha sonra müsait bir zamanda görüşebileceklerini yazdığını söylediği ifade edildi.
Gömlekteki kanın sırrı
İddianame, baba Garipoğlu’nun banyoda bulunan gömleği üzerinde bulunan kan lekeleriyle ilgili çok önemli bir tespit yer aldı. İddianameye göre, Nida Garipoğlu’nun iki gömleği ve bir içliği üzerinde bulunan kan lekeleri, sanıkların ifadelerinin aksine, yerlerdeki kanları silerken bulaşmadı; sıçrama, dokunma ya da değme sonucunda oluştu. Bu tespit Cem’in cinayeti tek başına işlemediğinin delillerinden biri olarak iddianamede yer aldı.