Cum. Kas 1st, 2024

Bugün 18 Mart Çanakkale Şehitleri Anma ve Deniz Zaferi’nin 95’inci yıldönümü… Kutlamalar Cumhuriyet meydanında gerçekleşen ilk tören ile başladı. Törenlere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı bakanlar da katılıyor.

İçişleri bakanı Beşir Atalay, Vali Abdülkadir Atalık ve Kuzey Deniz Saha Komutanı Tümamiral Mehmet Otuzbiroğlu, saat 09.00′ da Cumhuriyet meydanındaki Atatürkanıtına çelenk sundu.

Törene, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere 20 CHP’li vekil de katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal marşının okunması ardından , tören Salih Reis Fırkateyni’nden Zafer anısına 21 pare top atışı yapılması ile son buldu.

Saat 10.00’da da 18 Mart stadyumundaki kutlama törenleri start aldı.

Şehitler Abidesi’nde ise saat 14.00’te ikinci bir tören düzenlenecek. Tören, Türk yıldızları Akrotim filosunun gösteri uçuşuyla sona erecek.

Törenlere, Başbakan Erdoğan’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Devlet Bakanı Egemen Bağış, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve birçok milletvekili de katılıyor. Zafer Bayramı etkinlikleri kapsamında Türk Silahlı Kuvvetleri savaş gemileriyle denizden resmi geçit töreni yapacak.

Kılıçdaroğlu’na büyük ilgi

Bu arada, zafer kutlamalarının ilk töreni sırasında  CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet meydanında töreni izleyen vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı.

Törene katılmak için Adana’dan gelen Gazi yakını Celal Dolaşır (55), Kılıçdaroğlu ile hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra, CHP li vekilin elini öpmek istedi.

Kılıçdaroğlu’nun buna engel olmak istemesine üzerine Adanalı Dolaşır, “Ben Adanalıyım, Allahın adamıyım” diyerek ısrarlı şekilde elini öpmek istedi. Ancak Kılıçdaroğlu, eli yerine yanağından öpmesini tercih etti.

Azeri Agayev’den tepki

Vali Abdülkadir Atalık , İçişleri bakanı Atalay ile birlikte tören alanından ayrıldığı sırada kısa süreli bir tartışma yaşandı.

Çanakkale Savaşları sırasında, Azerbaycanlı askerlerin de cephede görev aldıklarını iddia eden Beynal Halk Diaspora Merkezi başkanı İsmail Agayev, Gelibolu Yarımadası’na Azeri şehitler adına bir levha koyma isteklerinin yerine getirilmesini söyledi.

Çanakkale valisi Abdülkadir Atalık’ın, yanına yaklaşıp, taleplerini dile getiren metni vermek isteyen Başkan Agayev’i Vali Atalık dinlemedi.

Bunun üzerine Agayev yüksek ses tonuyla “1. Dünya Savaşı sürecinde Çanakkale cephesinde verilen mücadele sırasında Türklük ve Müslümanlığın ayakta kalması için bu uğurda şehit olan 253 bin Mehmetçiğimiz ile  aynı kaderi paylaşan 3 bin  Azerbaycanlı şehitlerimizin hatırasına bir buraya levha koymak istiyoruz. Bizim levhamız hazırdır. Geçen yıl bu konuyu Başbakan ile görüşmüştük. Levhanın koyulabileceğini bildiren bir mektup var elimizde. Abidenin yanına bu levhayı koymak istiyoruz. Biz bir millet iki devletiz kardaş. Biz sadece şehitlerimiz anısına bir levha istiyoruz. Neden bunu kabullenemiyorlar. Neden bunu anlamazlar ki, Azerbaycanlılar, burada dövüşüp, vuruşup şehit olmuştur. ABD  ve İsviçre Senatolarında, yalancı Ermeni soykırım iddiasıyla Türkiye’ye suçluyorlar. Biz özümüzü bilmesek, şehitlerimize kıymet vermesek, kim bize kıymet verebilir.  Özümüz bizi ayırırsa, ABD, İsviçre ve Ermeni ‘den ne farkımız kalır” diye yakındı.

“ÇANAKKALE GEÇİLEMEZ…”

“Çanakkale Geçilemez, Geçilmemeliydi…” Bundan tam 95 yıl önce Gelibolu Yarımadası’ndaki bu haykırış, yokluklarla mücadele eden bir ülkenin yeniden diriliş çağrısı oldu.

Dünyanın en müthiş savaşlarından birinin yaşandığı Gelibolu Yarımadası’nda, aradan geçen 95 yıl sonra bile savaşın izlerinin görülmesi mümkün.

1. Dünya Savaşı’nda daha önce pek çok cephede savaşan Türk askeri için Gelibolu Yarımadası’ndaki savaş adeta yeniden bir doğuş oldu. Ülkenin dört bir yanından sadece “vatan” sevgisi için sevdiklerinden kopup gelen binlerce kahraman Mehmetçik, gözlerini kırpmadan bu topraklar için şehit oldu.

Küçücük bir kara parçasını ele geçirebilmek için dönemin “yenilmez donanmasıyla” Çanakkale önlerine gelen İtilaf kuvvetlerinin hesaplayamadığı tek şey, vatanı için canlarını seve seve feda edecek Mehmetçik oldu.

Üzerindeki kıyafete, ayağındaki delik çarığa aldırış etmeyen Türk askeri, Çanakkale Boğazı’nı basitçe geçeceklerini düşünerek gelen İngiliz, Fransız, Avustralya, Yeni Zelanda ile diğer ülkelerin askerlerinin karşısında dimdik durdu. Zaman gelip, mühimmatı biten, açlığından önce ülkesini düşünen kahraman Mehmetçik, topraklarına yabancı eli değmemesi için süngüsünü kılıç, sırt çantasını adeta kalkan olarak kullandı.

Anaların, ülkesi için kurban olması amacıyla başlarını kınalayıp cepheye gönderdiği gencecik vücutlar, adeta ateş kusan toplara siper oldu.

Türk milleti pek çok kahramanı bağrından çıkardı

Çanakkale Savaşları’nda, Gelibolu Yarımadası’nın değişik cephelerinde süren çetin muharebelerin her aşamasında bir kahramanın hikayesi ortaya çıktı.

Balıkesir’in Havran ilçesinde dünyaya gelen Seyit Çabuk, 1912’de Balkan Savaşları’na katılıp, savaş bittiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi’nde görevlendirildi. Seyit Onbaşı, Çanakkale Savaşları’nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı.

1. Dünya Savaşı’nda Mecidiye Tabyası’nda görev alan ve 18 Mart 1915’te 276 kilogramlık top mermisini tek başına sırtlayıp topun namlusuna yerleştiren Seyit Onbaşı, “Ocean” adlı İngilizlerin en büyük zırhlısını batırdı. Diğer bir kahraman Mehmet Çavuş ise, 4 Martta Seddülbahir’e yapılan küçük çıkarmada, tüfeğinin mekanizması bozulmasına karşın, düşman askerlerine taş ve sopayla saldırdı.

Bu hareketinden sonra, Mehmet Çavuş, Atatürk tarafından ödüllendirildi. Seddülbahir kıyılarına çıkarma yapan İngiliz kuvvetlerine karşı savaşan Ezineli Yahya Çavuş da 5 mangadan oluşan bir takımla, Ertuğrul Koyu’nu 12 saat savunarak, çıkarma yapan İngilizleri bertaraf etti.

Tabii ki sadece, bu üç isimle sınırlandırılamaz Çanakkale Savaşı kahramanları… Bu vatan için kanlarını akıtan her Türk askeri, artık Türk milletinin gönlünde bir kahraman olarak yerini aldı. Kimisinin mezarı dahi bilinmese de, bu ülke çok şey borçludur bu kahramanlara…

Yenilmez armadayla geldiler ama yenildiler

Çanakkale Savaşları, tarih sayfalarında kahramanlıklarının yanı sıra, eşit olmayan güçlerin savaşı olarak da yer aldı. Son teknolojiyle donatılmış onlarca savaş gemisi 18 Mart 1915’te Çanakkale Boğazı önlerine geldiğinde, boğazı geçeceklerine adları kadar emindiler.

Küçücük bir kara parçasını ele geçirebilmek için dönemin “yenilmez donanmasıyla” Çanakkale önlerine gelen İtilaf kuvvetlerinin hesaplayamadığı tek şey vatanı için canlarını seve seve feda edecek Mehmetçik oldu. Karada Türk askerinin isabetli atışları, denizde ise Nusrat Mayın Gemisi’nin Karanlık Liman bölgesine gizlice bıraktığı 26 mayın, savaşın kaderini değiştirdi. Büyük bir gururla Çanakkale önlerine gelen “Yenilmez Donanma” sonuçta yenildi ve Çanakkale geçilemedi.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen