Çar. Eki 30th, 2024

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, farklı mülahazalarla, farklı niyetlerle Libya’ya uygulanacak yaptırımların da zaten zor durumda olan Libya halkının şartlarını daha da ağırlaştıracağını belirterek, ”Uluslararası kamuoyunu, Libya’ya karşı, petrol kaygısıyla değil, vicdanla, hakla, hukukla, evrensel insani değerlerle yaklaşmaya çağırıyoruz. Çok büyük bir sınavla karşı karşıya olan modern dünyayı, bu sınavda insanlık şıkkını işaretlemeye davet ediyoruz” dedi.

İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçiş Projesi’nin temeli, Haydarpaşa Limanı’nda düzenlenen törenle atıldı. Törende konuşan Erdoğan, birilerinin yaptığı gibi, Libya’ya çıkar ilişkileri nazarından bakan bir ülke olmadıklarını vurguladı.

Birileri gibi, Libya’ya baktığında petrol rezervleri, petrol kuyuları, petrol boru hatları görenlerden olmadıklarını ifade eden Erdoğan, ”Biz Libya’ya bakınca ortak tarih görüyoruz, kardeş bir halk görüyoruz, her şeyin ötesinde kutsal addettiğimiz canlar, insanlar görüyoruz” dedi.

Erdoğan, Tunus’ta, Mısır’da olaylar başladığında suskun kalan, tepkisiz kalan, izlemeyi tercih edenlerin, bugün de Libya’daki gelişmeler karşısında farklı hesaplarla, farklı saiklerle hareket ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:

”Bu tavır, ilerde tamiri, telafisi mümkün olmayan ikircikli bir tavırdır, bu tavır bir çifte standart tavrıdır. Libya halkına ve Libya’daki yabancı ülke vatandaşlarına zarar verecek her türlü müdahaleye karşı olduğumuzu buradan açık açık ifade ediyorum.

Herhangi bir müdahale, süreci daha da zorlaştıracak. Yönetime değil, Libya halkına zarar getirecek. ‘Yaptırım uygulayalım’ derken, neyin yaptırımını uygulayacaksın? Nasıl bir yaptırım uygulayacaksın?

Bunlar çok ama çok önemi. Her olan olayda ‘yaptırıma gidelim, yaptırıma gidelim’ dediğiniz zaman dünya barışını sağlayamazsın. Burada oradaki halkın durumunu değerlendirmek zorundasınız. Şu anda gıda bulmakta zorlanan Libya halkına gıdaları nasıl ulaştıracaksınız?

Böyle bir sıcak olayın yaşandığı bir ülkede bunları nasıl gerçekleştireceksiniz? Onun için farklı mülahazalarla, farklı niyetlerle Libya’ya uygulanacak yaptırımlar da zaten zor durumda olan Libya halkının şartlarını daha da ağırlaştıracaktır.

Şu anda açlıkla, şiddetle, ölümle karşı karşıya olan Libyalılar, bir müdahale ve yaptırım durumunda daha umutsuz, daha çaresiz bir konuma itileceklerdir. Uluslararası kamuoyunu, Libya’ya karşı, petrol kaygısıyla değil, vicdanla, hakla, hukukla, evrensel insani değerlerle yaklaşmaya çağırıyoruz.” 

”İNSANLIK ŞIKKI” 

Başbakan Erdoğan, refah ve demokrasiyi kendilerine hak gören, kendileri dışındaki ülke ve halklar için ulufe gibi gören, erken gören, fazla gören ülke ve liderleri, çifte standartlı bu tavırlarından derhal vazgeçmeye, ilkeli ve tutarlı davranmaya davet etti.

Erdoğan, şöyle konuştu:

”Orta Doğu ve Afrika halklarının onuru, gururu, on yıllardır devam eden çifte standartlı tavırlar nedeniyle yeterince zedelenmiştir. Orta Doğu ve Afrika halkları, petrol savaşlarında piyon olarak kullanılmaktan bezmiş, esasen bu hissiyatın, bu dışlanmışlığın sonucu olarak, ölmek pahasına sokaklara taşmıştır.

Bunu görmemek, buna saygı duymamak, adaletle, hukukla izah edilemez, en önemlisi de vicdanla bağdaşmaz. Uluslararası toplumu, Libya üzerinde farklı hesaplar yapmaktan vazgeçip, Libya halkının acısını dindirmek için çare üretmeye çağırıyoruz.

Çok büyük bir sınavla karşı karşıya olan modern dünyayı, bu sınavda insanlık şıkkını işaretlemeye davet ediyoruz.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugüne kadar Libya’dan 14 bin 187 Türk vatandaşın, 579 da yabancının tahliye edildiğini belirterek, ”Tahliye çalışmalarını hız kesmeden devam ediyoruz. Ama bu sistem devam ederken, şahsen ben Kaddafi ile görüşüyorum, muhalif kesimle de görüşüyorum. Çünkü tahliye sistemlerini sağlıklı bir şekilde yürütmemiz lazım. Kuru kabadayılığın anlamı yok” dedi.

İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçiş Projesinin temeli, Haydarpaşa Limanı’nda düzenlenen törenle atıldı. Başbakan Erdoğan, törende, kendilerine güvendiklerini ve potansiyellerine inandıklarını belirterek, ”Türkiye’nin, tarihiyle olduğu gibi, gelecek tasavvuruyla da büyük bir ülke olduğunu biliyor, bu bilinçle hareket ediyoruz” diye konuştu.

Ülke içinde çok başarılı projelere imza attıkları kadar, ülke dışında, dünya genelinde de çok büyük projeler üstlendiklerini ve üstlendikleri projeleri de başarıyla tamamladıklarını ifade eden Erdoğan, yurt içinde olduğu kadar, yurt dışında da gittiği hemen her ülkede Türk müteahhitlerin başarılarıyla gurur duyduğunu, devlet başkanlarının, başbakanların müteahhitlerden övgüyle söz etmesinin her zaman göğsünü kabarttığını söyledi.

Müteahhitlerin yüklendiği iş hacminin, Çin’den sonra dünyada ikinci sırada yer almalarının, milletçe herkesi gururlandırdığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

”Şimdi tüm bunlarla övünürken, tüm bu başarılarla göğsünüz kabarırken, bunlarla milletçe iftihar ederken, bir sorun çıktığında onlara sahip çıkmazsanız, oradaki işçilerin yanında olmazsanız büyük devlet olamazsınız. Vatandaşınızın başarısını sahiplendiğiniz kadar, sıkıntısını da sahiplenecek, yanında olacaksınız.

Libya, bizim 1972 yılında ilk kez müteahhitlik hizmeti ihraç ettiğimiz ülke ve iş hacmimiz de 30 milyar doları yakalamış durumda. Tüm dünyada olduğu gibi, Libya’da da biz iş adamlarımızla, işçilerimizle gurur duyduk. Orada sıkıntı baş gösterince de tüm imkanlarımızla vatandaşlarımızın yanında olduk.

Bugüne kadar tahliyede son durum, 14 bin 187 Türk vatandaşımızı tahliye ettik. Bizim kayıtlarımızdaki rakamla şu an itibarıyla 30 bine yakın vatandaşın yarısını tahliye etmiş durumdayız. Bunun yanı sıra 579 da yabancıyı oradan tahliye ettik.

Bunların içinde Koreli, ABD’li, Suriyeli, Faslı, İngiliz var. Bu tahliye sistemimiz devam ediyor. Gemilerle ve havadan tahliye ediyoruz. Tahliye çalışmalarına hız kesmeden devam ediyoruz. Ama bu sistem devam ederken, şahsen ben Kaddafi ile görüşüyorum, muhalif kesimle de görüşüyorum.

Çünkü tahliye sistemlerini sağlıklı bir şekilde yürütmemiz lazım. Kuru kabadayılığın anlamı yok. Biz, buradaki işi tereyağından kıl çeker gibi halletmek durumundayız. Çünkü Libya halkı kardeşimizdir.

Şu andaki sıkıntıyı oradaki vatandaşlarımızın talebi üzerine gerçekleştiriyoruz. İnanıyorum ki orada çalışan vatandaşlarım, orası sakin bir sürece girdiğinde tekrar döneceklerdir.

Onun için dönecekleri kapıyı kapatmanın hiçbir anlamı yok. Bu vesileyle tahliye çalışmalarında görev alan, ilgili Devlet Bakanlıklarımızı, Dışişleri Bakanlığımızın merkez ve yurt dışı teşkilatını, Genelkurmay Başkanımı ve TSK’nin tüm mensuplarını, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Kızılay, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve diğer tüm kurum ve personeli tebrik ediyor, hepsine şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Biz, Libya’daki yaklaşık 30 bin vatandaşımızın burnu kanamasın diye son derece hassas bir şekilde, gece gündüz telefon ve diplomasi trafiğiyle tahliye çalışmalarına bizzat nezaret ederek adeta çırpınırken, anamuhalefet partisi genel başkanının çıkıp buradan siyasi bir çıkar elde etme çabası, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır” dedi.

Erdoğan, İstanbul Boğazı Karayolu Tüp Geçiş Projesi’nin temel atma töreninde yaptığı konuşmada, bölgeye büyük bir vizyonla bakarken, hadiselere son derece hassas bir şekilde yaklaşırken, muhalefetin bu vizyonu yakalayamaması, küçük meselelere takılıp kalmasını anlayamadıklarını ve bunun kendilerini ciddi şekilde hüzünlendirdiğini ifade etti.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in muhalefeti bilgilendirdiğini hatırlatan Erdoğan, ”Bilgilendirmeyi yaptıktan sonra memnuniyet, ama ardından yapılan açıklamalar şık olmuyor” dedi.

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

”Biz, Libya’daki yaklaşık 30 bin vatandaşımızın burnu kanamasın diye son derece hassas bir şekilde, gece gündüz telefon trafiğiyle, diplomasi trafiğiyle tahliye çalışmalarına bizzat nezaret ederek adeta çırpınırken, anamuhalefet partisi genel başkanının çıkıp buradan siyasi bir çıkar elde etme çabası, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır.

Dış politikası olan, dış politika tasavvuru olan, dış politikaya ilişkin en küçük bir vizyonu olan hiçbir genel başkan böyle bir sorumsuzluk sergileyemez. Hata yaptığını anlıyor, susuyor ya da çark ediyor ama öte yandan bakıyorsunuz, milletvekilleri aynı minval üzere, aynı tahrik edici dille, üslupla, benim oradaki işçi kardeşimin hayatını tehlikeye atacak şekilde beyanatlar vermeye devam ediyor.

Bunlar, buralardaki yaşam nedir bilmiyorlar. Bilmeden konuşuyorlar. Adeta dış politikada, ekonomide, iç politikada, Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çekme gayreti içindeler. Bu hükümet başarılı olmasın da Türkiye’ye ne olursa olsun gayreti içindeler. Bunların hiçbirisine aldırmayacağız.”

”İLKELİ BİR DURUŞ SERGİLEDİK”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye olarak, Tunus’ta ve Mısır’da halk hareketleri başladığı andan itibaren ilkeli bir duruş sergilediklerini vurguladı.

Tunus ve Mısır’ın ardından başta Libya olmak üzere bölge ülkelerine yayılan halk hareketleri karşısında da aynı ilkeli tavrı sergilediklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

”Biz öncelikle demokrasiye, insan haklarına vurgu yapıyoruz; idarecilerin, kendi halklarının taleplerine, isteklerine, arzularına kulak vermelerini, meydanlardan yükselen haykırışlara kulak vermelerini, halkı dinlemelerini tavsiye ediyoruz. Şunu herkesin, her liderin artık görmesi gerekiyor.

Baskı, susturma ve sindirme kalıcı olmadığı gibi; talepleri bastırmak için şiddete başvurmak da asla ve asla bir çözüm değildir, hele insani bir yöntem hiç değildir. Bugünün dünyasında kendi halkını tehdit, kendi halkını düşman olarak gören, silahlarını kendi halkına çeviren hiçbir rejim adil de olamaz, güvenlik içinde de olamaz.

Ben, geçtiğimiz hafta içinde partimin grup toplantısında da ifade ettim. Libya’da tek bir Libyalının burnunun kanamasını arzu etmeyiz. Böyle bir durumda en az Libyalılar kadar bizler de acıyı yüreğimizde hissederiz.”

”KİMSE FARKLI HESAPLAR YAPMASIN”

Başbakan Erdoğan, hayatını kaybetmiş yüzlerce can karşısında milletçe Libya’nın acısının paylaşıldığını belirterek, şöyle konuştu:

”Bu şiddetin artmamasını, Libya’da daha fazla insanın hayatını kaybetmemesini arzuluyor, taraflara buradan bir kez daha itidal çağrımızı yineliyoruz. Buradan uluslararası camiaya sesleniyorum.

Kimse bu ülkeler içerisinde farklı hesaplar yapmasın. Tunus Tunusluların, Mısır Mısırlıların, Libya Libyalıların, Cezayir Cezayirlilerin, Fas Faslıların, Bahreyn Bahreynlilerindir.

Sadece coğrafya olarak konuşmuyorum. Alt ve üst yapısıyla oralarda yaşayan halkların ama geçmişte olduğu gibi hep birileri buralar üzerinde petrol hesabı yaptılar, madenlerin hesabını yaptılar.

Türkiye’nin böyle bir hesabı yok. Türkiye sadece oralarda yaşayan halkların demokratik noktadaki iradesine saygı duyuyor. Hak ve özgürlükler noktasındaki mücadelesine saygı duyuyor ve burada durumdan vazife çıkarma gayretinde de değiliz.

Eğer bize düşen görev varsa, bu görevi de yapmaya hazır olduğumuzu kendilerine iletiyoruz. Özellikle, Libya’da bulunan Türk vatandaşları ve diğer ülke vatandaşlarının canı ve malı, Libya halkına emanettir. Libya halkının, Libya’daki tüm tarafların, bu emanete sahip çıkmalarını, misafirlerinin emniyeti noktasında hassas olmalarını rica ediyoruz.”

Erdoğan, Trablus yakınlarında bir şantiyede vurularak öldürülen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Yunus Emre Çelik’in yüreklerde ve hatıralarda acı bir iz bıraktığını ifade ederek, bu acının daha da büyümemesini diledi.

Yunus Emre Çelik’in cenazesiyle ilgili olarak da Erdoğan, ”Şu anda morgdadır ve orada muhatap olmaması hasabiyle almakta zorlanıyoruz. Bugün yoğun bir gayretle çalışmalarımız devam ediyor.

Cemil Çiçek ve büyükelçi bizzat takip ediyor. Temennim odur ki, bugün işlemleri bitirip, adli tıp ile yapılması gereken işlemler var, bunların halli gerekiyor.

Bu halledilemediği için morgdan almakta sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak aldığımız anda Yunusumuzu da vatana getirip, yakınlarına teslim edeceğiz” diye konuştu.

AA

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen