Per. Kas 21st, 2024

Türk Ocakları “Akademik Çalışma Grubu”nun bu hafta gündem tartışmalarındaki konuğu Türk Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Nevzat Kösoğlu idi. Kösoğlu “Milli Kimlik, Milliyet, Milliyetçilik” konulu konuşmasında çarpıcı konulara değindi.

Nevzat Kösoğlu şunları söyledi:

Türk Milleti bütün söylediğimiz tarifleri ihtiva etmek üzere, kendisini Türk hisseden insanlardan oluşur. Türk bayrağı altında yaşayan, bu devletin tebaası olan, Türkçe konuşan insanlar tabi olarak kendilerini Türk hissederler. Bunun esası Türk hissetmektir.

İNSAN KÜRTÇE KONUŞMASA DA BEN KÜRDÜM DİYEBİLİR

Bir milletin tarifinde birden çok unsurdan bahsediyoruz, bunların hepsinin aynı anda bir arada bulunması diye bir zaruret yoktur. Bir insan Kürtçe konuşur, fakat Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaşadığı, Türk Devleti’ne bağlı olduğu, Türkiye’nin geleceğinde kendi geleceğini aradığı için kendini Türk hisseder. Kürtçe konuşuyor olması bunu değiştirmez. Lakin insan da vardır, Kürtçe konuşmadığı halde “ben Kürdüm” der, bu da olabilir, bu bir inanç meselesidir.

Normal durumlarda, Kürtçe konuşan bir kişinin kendisini Türk hissetmemesi için hiçbir sebep yok. Bin yılık bir tarih var, ortak coğrafya, vatan, cumhuriyet, bayrak var. Bir devletin tebaası olmak var, bir ortak din var, İslam var. Bunlar bir adamın kendisini Türk hissetmesi için yeter de artar bile ama netice itibariyle bu bir inanç meselesidir. Bunların hepsine sahip olduğu halde ve Kürtçe de bilmediği halde, bir insan -ben Kürdüm- diyebilir. Öyle inanıyorsa öyle söyler.

AKLINIZ NERDEYDİ KARDEŞİM?

Kürt milliyetçiliği geç kalmış bir Kürtçülük hareketidir, geç kalmış bir milliyetçilik hareketidir. Ermeni meselesi konuşulurken, bir beyefendi “Mesele çok açık, Sırplar bağımsızlık için isyan ettiler kazandılar, Bulgarlar bağımsızlık için isyan ettiler kazandılar, Ermeniler bağımsızlık için isyan ettiler kazanamadılar, mesele bundan ibaret” dedi. Ermeniler bağımsızlık için baş kaldırdılar, Sırplar ve Bulgarlar gibi muvaffak olsaydılar, onlar da bayraklarını dikeceklerdi, muvaffak olamadılar. Kürtler de bugün Ermenilerin muvaffak olamadığı dönemden yüz yıl geçtikten sonra isyan bayrağı açmaya kalkıyorlar. Artık çok geç. Aklınız nerdeydi kardeşim.

TÜRKİYE ŞU ANDA DÜNYA ÜZERİNDE SÖZ SAHİBİ BİR ÜLKE

Sırp’ın, Bulgar’ın, Ermeni’nin bayrak kaldırdığı dönemlerde, Osmanlı hasta adamdı, hasta adamdan da beterdi, cenaze gibi bir şeydi, o dönemde Ermeni muvaffak olamadı. Hızlı Türkçülerden Doktor Rıza Nur, “Kürtlere şükran borçluyuz, birinci harpte isyan etmediler, Osmanlı’ya bağlı kaldılar” diyor. Kürtler 1. Dünya Harbi’nde de, İstiklal Harbi’nde de Türk’e bağlı kaldılar, Araplar’la değil bizimle beraber oldular. Böyle bir tarih var, gerçekler var. Gelmişsin öyle bir devirde Kürt milliyetçiliğine başlıyorsun ki, tam da bu devirde Türkiye ayağa kalkmış vaziyette. Türkiye şu anda çok şükür ki dünya üstünde söz söyleyen bir devlet haline gelmiştir.

Böyle bir devlete karşı şimdi Kürtler baş kaldırıyor, Kürt milliyetçiliği gütmeye kalkıyor. Yahu hasta adamken bunu başaramadılar, şu anda nasıl başaracaksın? Türkiye büyük bir dünya devleti olma yolunda ilerliyor. Akıllı insan “Türkiye Devleti güçlü, dünyada söz söyleyen bir devlet, bunun içinde yer tutayım da ben de bir şey yapayım” der, milletini dağda bayırda kırdırmakla, Türk Milleti’ni öfkelendirmekle varacağı bir yer olmadığını anlar.

Bu işin çözümü, psikolojik gerginlikleri tamamen kaldırmak, Kürt vatandaşlara her türlü kültürel imkanı vermek ve onları PKK’nın ve bugün Kürtleri temsil ettiğini iddia eden siyasi partilerin tasallutundan kurtarmaktır. Türk Devleti büyüyor, rahmetli Dündar Taşer, “Türk tarihinin sarkacı yükselişe geçmiştir, bunu kimse geri çeviremez” demiştir. Şimdi bugün onu ben gözümle görüyorum, Türk tarihinin sarkacı yükseliyor, bunu kimse geri döndüremez. Onların saadeti onların geleceği de bu sarkacın yükselişinin devam etmesindedir.

Sonuç olarak, Kürtleri Türklerden ayıramazsınız. Bu gerçeği İngiltere bütün aksi çabalarına rağmen 100 yıl öncesinden görmüş ve kabullenmek zorunda kalmıştır. Türkler ve Kürtler birbirleri ile nice evlilik yapmıştır. Akrabalık bağları gelişmiştir. Yaşanan ortak bir tarih vardır, yaşanan ortak acılar, sevinçler ve kederler vardır. Yaşanan ortak bir din vardır. Paylaşılan ortak bir gelecek vardır.

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ASLA IRKÇILIK DEĞİLDİR

Fiilen bir etkisi var mıdır tartışılabilir, ama Türk milliyetçiliğinde ve benim düşüncemde ırkın herhangi bir tesiri yoktur ve hiçbir tarifte de ırk bir unsur olarak sayılmamıştır. Bu daha çok Avrupalı bazı milletlerin meselesidir. Irkçılık Avrupa’da milyonlarca insanın ölmesine yol açmıştır. Bu nedenle Avrupa’da şiddetle yasaklanmıştır. Ancak Türklerdeki milliyetçilik anlayışı Avrupa’dan çok farklıdır.

ARAPLAR BİZE İHANET ETMEMİŞTİR

Tarihe bakıldığında Arapların topyekûn bir isyan içerisinde olmadığını ifade eden Kösoğlu, sadece İngilizler tarafından parayla kandırılan Şerif Hüseyin’in aşiretinin ve ancak birkaç aşiretin bir başkaldırısından söz edilebileceğini belirtti.

1. Dünya Savaşı’nda Arapların Osmanlı ordusu yanında mücadele ettiğini, özellikle Arap bölgesindeki cephelerde Arapların sayıca daha fazla bulunduğunu açıklayan Kösoğlu, “Akademik Çalışma Grubu” üyelerine davetlerinden ötürü teşekkür ederek konuşmasını sonlandırdı.

REYHABER

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen