Davutoğlu, bayram namazını Bosna-Hersek’in başkenti Saraybosna’daki tarihi Gazi Hüsrevbey Camisi’nde kıldı.

Bakan Davutoğlu, bayram namazı için Bosna-Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak Üyesi Bakir İzzetbegoviç’le birlikte tarihi Gazi Hüsrevbey Camisi’ne geldi. Burada avluda bulunan cemaatin sevgi gösterisinde bulunduğu Davutoğlu ve İzzetbegoviç, daha sonra camiye girdi. Reis-ül Ulema Dr. Mustafa Ceriç, bayram namazını kıldırdıktan sonra, okuduğu hutbede, Bakan Davutoğlu’nun gelişinden cemaati haberdar etti.

Bakan Davutoğlu’nun bayram namazı için Saraybosna’ya gelmesinin çok özel bir gün olduğunu vurgulayan Ceriç, ”Bugün mutluluk duyacağımız bir gündür. Çünkü Türk Dışişleri Bakanı aramızdadır. Bu tarihi hep hatırlayın. Saraybosna’da asırlarca beklediğimiz gün hep bugündü. Türkiye‘deki tüm kardeşlerimizin bayramı şerifleri mübarek olsun” dedi.

Daha sonra İzzetbegoviç ve Dr. Ceriç’le birlikte halkın bayramını kutlayan Davutoğlu, ardından beraberindekilerle birlikte Gazi Hüsrevbey’in türbesinde dua etti ve yürüyerek Kovaçi Şehitliği’nde bulunan merhum Aliya İzzetbegoviç’in mezarına gitti.

Bakan Davutoğlu, Bakir İzzetbegoviç ve Dr. Ceriç’le birlikte merhum Aliya İzzetbegoviç’in mezarına çelenk bıraktı ve dua ettikten sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, bayram namazında Saraybosna’da bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu ifade etti. Davutoğlu, ”Boşnak kardeşlerimle bayramı idrak etmekten büyük mutluluk duyuyorum. Allah bu bayramı Türkiye için, Türkiye‘deki kardeşlerimiz, Bosna ve Balkan’daki bütün kardeşlerimiz için, İslam dünyası için hayırlarla vesile kılsın” dedi.

Saraybosna’yı kendi memleketi gibi gördüğünü ve bayramda burada bulunmaktan onur ve gurur duyduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

”Bizim geleneklerimizde, bayram sılamızda, ailemizle birlikte kutlanır. Ben de kendi evim olarak gördüğüm Saraybosna’da bayramı tüm ailemle birlikte geçiriyorum. Bosna bizim sılamız, Boşnaklar da ailemizdir.”

Reis-ül Ulema Dr. Ceriç’in hutbe sırasında, ”kendisinin bayram namazına katılmasına ve bugünlerde burada bulunmasına işaret ederek, asırlarca bugünün beklendiği” yönündeki sözlerine dikkati çeken Davutoğlu, ”Reis-ül Ulema’nın bu ifadesi duygusaldı. Biz buradayız, buradaydık ve ebediyen burada olacağız, çünkü burası büyük lider Aliya İzzetbegoviç’in mirasıdır” diye konuştu.

Davutoğlu, Saraybosna’nın Kovaçi Şehitliği’nde bugün bulunmalarını, mezarlıkta yatan ve 20 yaşında hayatını kaybeden şehitlere ve askerlere borçlu olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

”Bütün bunlar tabii ki Aliya İzzetbegoviç’in liderliğinde gerçekleştirildi. Belki onlar olmasıydı bütün buralar düşmanın işgalinde olurdu. Genç yaşlarında şehir düştüler ve Bosna’yı bize emanet ettiler. Biz bu emanete ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağız. Malezya‘da (Aliya İzzetbegoviç) kendisiyle karşılaştığımız zaman hep gelecek sefere ‘Saraybosna’da, Başçarşı’da kahve içeceğiz’ derdik. İşte şimdi de sadece kahve değil, bayram namazını da burada kıldık. Aliya’nın mirası şimdi de oğlu Bakir İzzetbegoviç’in omuzlarındadır ve hepimizin omuzlarındadır. O, siyasi, entelektüel anlamda hepimizin babasıydı. Biz Bosna’yı savunacağız, Bosna’yla birlikte çalışacağız ve eminim ki Bosna, Avrupa ve dünyanın yükselen yıldızlarından biri olacaktır. Reis-ül Ulema Dr. Ceriç’in dediği gibi ‘biz Balkanlar’da 82 milyonuz’. Türkiye‘nin her köyü, caddesi, sokağındaki evinde eminim ki insanlar Bosna için ve bütün Müslümanlar için dua ediyordur.”

DEVLET BAŞKANLIĞI KONSEYİ’NİN BOŞNAK ÜYESİ İZZETBEGOVİÇ

Bosna-Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak Üyesi Bakir İzzetbegoviç de burada yaptığı açıklamada, Bakan Davutoğlu’nu özellikle bayram gününde Saraybosna’da konuk ettikleri için gurur duyduğunu söyledi.

”Saraybosna’nın bu güneşli sabahına, Bakan Davutoğlu Türkiye‘den ek güneş, ışık getirdi” diyen İzzetbegoviç, Davutoğlu’nun ve Türklerin aralarında bulunmasının kendilerini mutlu ettiğini kaydetti.

Boşnakların Türk kardeşleriyle özel tarihi ve gönül bağları olduğunu vurgulayan İzzetbegoviç, ”Özellikle Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu‘nun isimleriyle bilinen bu hükümetle gönül bağlarımız var. Bu hükümet, Bosna Hersek‘in barışı ve daha iyi geleceği bulması için sürekli yardım ediyor” dedi.

İzzetbegoviç, ayrıca kardeşi olarak gördüğü tüm Türk halkının da bayramını tebrik etti.

REİS-ÜL ULEMA DR. CERİÇ’İN KONUŞMASI

Bosna Hersek’in Reis-ül Uleması Dr. Mustafa Ceriç de yaptığı açıklamada, bu özel günde duygu dolu anlar yaşadığını ifade etti.

Bakan Davutoğlu’nun kendisinin sadece dostu değil, ailesinin bir ferdi olduğunu söyleyen Dr. Ceriç, şöyle konuştu:

”Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in çağrısı üzerine Malezya‘da Kuala Lumpur’da görev yaptığım üniversiteyi terk edip Bosna-Hersek İslam Birliği’nin başına geçtiğimde kendisi de orada bulunan Davutoğlu, 3 yıl boyunca benim ailemle ilgilenmişti. Kendisi yine burada benim ve ailemin kalplerinde, yanındadır.”

”ALLAH ONU TARİH YAZMASI İÇİN YARATMIŞTIR”

Bosna-Hersek’in ilk devlet Başkanı merhum Aliya İzzetbegoviç’in Kovaçi Şehitliği’nde bulunan kabrini Davutoğlu ve Bakir İzzetbegoviç’le birlikte ziyaret ettiklerini belirten Dr. Ceriç, ”Lütfen bu tarihi anı hatırlayınız. Dr. Ahmet Davutoğlu buradadır. Allah onu tarih yazması için yaratmıştır” dedi.

Türk halkına da mesaj vermek isteyen Dr. Ceriç, ”Bu bilge insanın (Davutoğlu) size söylediğine inanın, kendisine güvenin. Kuala Lumpur’da kaldığımızda bize bugün olanların gerçekleşebileceğinden bahsetmişti. O zaman kendisine inanamamıştık, şimdi de kendisinden burada özür dilerim. Bu yüzden sizler de benim gibi sonradan özür dileme mecburiyetinde kalmayın” diye konuştu.

Dr. Ceriç, Bakan Davutoğlu’nun Saraybosna’da bulunmasından ve dünya çapında yaptıklarından gurur duyduğunu ifade ederek, Gazi Hüsrevbey Camisi’nde kılınan bayram namazına katılanlar ve ekranları karşısında bu görüntüyü izleyenlere, bu tarihi anı hep hatırlamaları çağrısında da bulundu.

”Bu adım Balkanlar’da ve özellikle Bosna Hersek‘te yeni politika, yeni gerçeklerin yeniden doğması anıdır” diyen Dr. Ceriç, konuşmasına şöyle devam etti:

”Türkiye’de bir kadının, dünyaya getirdiği üçüzlerine ‘Recep, Tayyip ve Erdoğan‘ isimlerini verdiğini duymuştum. Bosna’da da böyle bir durum söz konusu olduğunda, aynı isimlerin verilmesini önereceğim. Türkiye‘deki kardeşlerimin Boşnaklarla birlikte bugünden zevk almaları ve Boşnaklarla bugünün lütfunu paylaşmalarını arzu ediyorum. Bizler burada sadece 2 milyon nüfus olmadığımızı, Türkiye ile toplam 82 milyon olduğumuzu hissediyoruz. Bu his çok iyidir.”