En güvenli yatırım aracı olarak yüzyıllardır yastık altına konulan altına karşın, takı amaçlı alınan pırlanta da yatırım aracına dönüştü.
Altın fiyatlarındaki yükseliş nedeniyle pırlantalı takılara yönelen tüketiciler, gümüş gibi pırlantaya da bir yatırım aracı olarak bakmaya başladı. Çıplak taş ve sertifikalı olarak alınıp satılabilen pırlanta, fiyatındaki artışa ve alım satım farkına karşın takının yanı sıra yatırım amaçlı da tüketicilerden büyük ilgi görüyor.
Merkezi New York’ta bulunan Uluslararası Mücevher Taşçıları Derneği Türkiye Başkanı Fazıl Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, altında oldukça kısa bir dönemde 2 misline varan artış olmasının dünyada piyasaları ve altın satışlarını ciddi ölçüde etkilediğini ifade ederek, altının bu yüksek fiyatı karşısında eskiye göre daha yakın fiyatlarda olan pırlantaların satışlarının da önemli miktarda arttığını söyledi.
Özen, fiyatı yüzde 50 civarında yükselmesine karşın pırlanta satışlarında geçtiğimiz aylara ve yıllara oranla ciddi artış olduğunu belirterek, düğün, evlilik yıl dönümleri ve Sevgililer Günü‘nde pırlanta almanın geçmişe göre artık çok daha yaygın olduğunu, bunda reklam, tanıtım ve kampanyaların etkisinin bulunduğunu kaydetti.
Özellikle son bir yılda pırlanta satın alan kişilerin dünya pırlanta fiyatlarının yükselmesi sonucu ciddi kar etmesinin artık pırlantanın sadece takı olarak değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak da görülmesine yol açtığına işaret eden Özen, altın veya diğer değerli metallerin aksine fiyatlarında hiçbir zaman düşüş olmamasının, hep artış yaşanmasının pırlantayı daha cazip hale getirdiğini söyledi.
Pırlantada her zaman için sadece Türkiye‘de değil, tüm dünyada en çok satılan çeşidin tek taşlar, 3 ve 5 sıra taşlı yüzüklerin de popüler ürünler olduğunu belirten Özen, daha ağır takılar, setler ve gerdanlıkların ise fiyatlarının daha yüksek olması ve her gün takılamamasından dolayı daha az oranda tercih edildiğini söyledi.
Pırlanta satışlarında İstanbul‘un ilk sırada yer aldığını, bu ili Ankara, İzmir, Bursa ve turizmin gelişmiş olduğu sahil kentlerinin izlediğini bildiren Özen, pırlantada 25-35 yaş arası kişilerin ekonomik ürünleri, 35 yaş üzerinin ise orta ve yüksek fiyatlı ürünleri tercih ettiğini, erkeklerde pırlantalı mücevher kullanımının çok düşük olduğunu, erkeklerin pırlantayı yüzük, kol düğmesi ve kravat iğnesinde kullandığını anlattı.
”PIRLANTALI ÜRÜNLER ALTIN KARŞILIĞI HESAP YAPILDIĞINDA UCUZ VE ALINABİLİR KALMIŞTIR”
İstanbul Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği (İDMMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner de altın fiyatlarının son 5-6 yıl içinde ”fahiş” bir artış göstererek 6-7 kat arttığını, vatandaşın bu artış karşısında pırlantalı ya da elmas taşlı ürünlere yöneldiğini ifade ederken, pırlantalı ürün imalatında altının fiyata yüzde 10 etki eden bir faktörken yüzde 25 etkilemeye başladığını, pırlantalı ürünlerin altın karşılığı hesap yapıldığında ucuz ve alınabilir kaldığını söyledi.
Güner, ”Örneğin bir beşibirlik ya da 2 adet burgu bileziğin fiyatına gayet güzel üçlü pırlanta takım alınabilmektedir. Geçmiş yıllarda bu oran kat be kat daha pahalıydı. Bir pırlanta kolye için 5-10 burgulu bilezik bozdurmak zorunda kalınıyordu” şeklinde konuştu.
Pırlanta ya da değerli taşlardan mamul mücevher satılabilirliğinin o ülkenin gelişmişliğinin göstergelerinden biri olduğunu ifade eden Güner, ”Ülke ne kadar gelişmiş, dünyaya entegre olmuşsa onların zevk ve seçimleriyle o kadar entegre olmuş olur.
Bundan 20-30 yıl önce bir bayan koluna taktığı 10-15 altın bileziği takı olarak algılıyor ve ondan zevk alıyordu. Ama günümüzde bayanlar zarif, ancak pırlanta, değerli taş ya da elmas tercih ediyorlar. Yani son yıllarda Türkiye‘nin gelişmesine paralel pırlantalı ürünlere talep de artıyor” dedi.
EN ÇOK TEK TAŞLAR TERCİH EDİLİYOR
Pırlanta taşlı ürünlerin satın alınmasındaki en önemli faktörün zarafet ve değerin bir arada bulunması olduğunu vurgulayan Güner, ihtiyaç halinde pırlanta ürünlerinin de belirli bir kayıpla geri satılabildiğini ya da değiştirilebildiği, pırlantalı ürünlerde en çok tek taşların, bunların yanında taşın ön plana çıkıp kendini gösterdiği ürünlerin de tercih edildiğini anlattı.
Ayhan Güner, Türkiye‘ye giren pırlantayı ölçemediklerini ifade ederek, Türkiye‘nin Avrupa, Rusya, Dubai ve ABD’ye pırlantalı ürün ihracatı yaptığını, en önemli pazarlarının Rusya ve Almanya olduğunu söyledi. Güner, ”Bizim tek engelimiz, rekabet gücümüzün artması için ham maddeye verginin kaldırılmasıdır. Eğer bu gerçekleşirse Türkiye yakın çevresinde üretim ve dağıtım üssü olur” dedi.