Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali’deki açlık dramını örnek göstererek, olayları yerinde görmenin önemine değindi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Somali’deki açlık dramını örnek göstererek, olayları yerinde görmenin önemine değinirken, ”Şimdi biz liderler, olayı bulunduğumuz ülkelerden ya da gelen raporlardan izlersek her zaman yanlış karar veririz. Eğer Ankara‘dan Başbakan olarak Türkiye‘yi yönetecek olursam beni aldatırlar” dedi.
Erdoğan, BM Genel Kurulu’na katılmak üzere bulunduğu New York’taki SETA Vakfı’nda düzenlenen ”Yeni Türkiye, Yeni Ortadoğu ve Yeni Dünya Düzeni” konulu toplantıya katılarak, konuşma yaptı.
Türk dış politikasının çok yönlülüğü ve Türkiye‘nin oynadığı uluslararası rollere değinen Erdoğan, bu çerçevede Somali’deki açlık dramına yardım amacıyla atılan adımın anlamlı olduğunu söyledi.
Türk halkının Somali’ye yaklaşımını, ”Bu nasıl bir kültür, nasıl bir inanç, nasıl bir ahlaki ve vicdani yaklaşım” diye niteleyen Erdoğan, halkın yardım elini uzatmasının bu açıdan çok önemli olduğunu belirtti. Erdoğan, ayni yardımların dışında hesaplarda şu ana kadar yaklaşık 300 milyon dolar toplandığını ifade etti.
Hastane, okul, havaalanı, yol, su ve temizlikten tamamen yoksun olan Somali’de çöp kamyonu ve traktör olmadığının altını çizen Erdoğan, şöyle konuştu:
”Kesilen hayvanların kemiklerinin öbek öbek biriktiği yol kenarlarında çocukların da onlarla oynaştığı bir tablo görüyoruz. Nerede? Başkent Mogadişu’da. Peki, insanlık nerede? Hani gelişmiş ülkeler, BM nerede? BM’nin eli buraya neden uzanmıyor? Bunları ilgililere söylediğim için rahat konuşuyorum ama bakıyorsunuz yardım yok. 20 yıldır savaşın bedelini ödeyen buradaki 10 milyon insan, yaklaşık 10 bini aşkın çocuğunu kaybetmiş bir toplum… Gözlerimizin önünde derisiyle kemiği birbirine yapışmış ve artık iğneyi yapamayacak durumda kalan aciz bir doktor, serum veremiyor. Öyle bir halde. ‘Hemen arabayla hastaneye ulaştırın’ dediğimiz yavru, 5 dakika sonra haberini alıyoruz vefat ediyor. Böyle bir dünyada biz siyasiler sorumlu değil miyiz? İstediğiniz kadar trilyarderleri idare eden bir yönetim olun hiçbir anlamı yok.
Dünyanın en ücra köşesinde böyle mazlum, mağdur, imkansız çocuklar varsa, bunlar ölüyorsa hepimiz sorumluyuz. Bunu din ile izah edemezsiniz, ‘şu ülkedir, bu ülkedir, dost ülkedir’ diyemezsiniz. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, sadece bir dinin mensupları için açıklanmadı, tüm insanlık için açıklandı. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesine yönelik acaba ne yapıyoruz veya ne yaptık? İlgililere sordum, en ufak yapılan bir şey yok. Ailemle gittim, protokol takılmadım. İstedim ki hepsi görsün. Bakan arkadaşlarımı, sanatçıları, iş adamlarını, gazetecileri yanıma aldım, hep birlikte bu tabloyu yaşadık.”
”BULUNDUĞUMUZ YERDEN İZLERSEK…”
Somali’ye karşı insani, vicdani ve ahlaki görev sorumluluğuyla yardım adımı attıklarını vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
”Aynı şeyi Darfur’da da yaptık. Darfur’da da tabloyu gördüğüm zaman orada da şaşırmıştım? Darfur’un valisine sormuştum, ‘size hiç yardım gelmiyor mu’ diye, ‘hayır’ dedi. Sayın Bush’a ayaküstü o zaman sordum, bana teşekkür etti, ‘Darfur’a gittin’ dedi. ‘Ama hiç ABD’den yardım gitmemiş’ dedim. Dedi ki ‘olur mu, geçen 800 milyon dolar gönderdim’ dedi. Çağırdı. Para gönderilmiş doğru da para halka gitmiyor. Orada araç gereçler var dolaşan. Raportörler var. Onların aldığı paralar var. Oradaki çalışmalara gidiyor. Halka ulaşmıyor. Sadece İtalyanların yaptığı bir okul veya hastane vardı, bir de Suudilerin yaptığı hastane.
Şimdi biz liderler, olayı bulunduğumuz ülkelerden ya da gelen raporlardan izlersek her zaman yanlış karar veririz. Bunu sadece uluslararası bazda söylemiyorum. Ulusal bazda da bu böyledir. Ülkemin başkenti Ankara. Eğer Ankara‘dan Başbakan olarak Türkiye‘yi yönetecek olursam beni aldatırlar. Onun için 81 vilayeti dolaşmak, yatırımları yerinde görmek zorundayım. Yatırımları yerinde görmezsem o yatırımlar ne zamanında biter, ne de biter. Onun için gideceksin, bizzat takip edeceksin. Takip edersen netice alırsın. Takip etmezsen netice alamazsın. Bu uluslararası bazda da böyle. Başbakan Yardımcım 2 ayda bir Somali’ye gidecek. Oradaki çalışmaları yerinde inceleyecek, bizzat o getirecek. Çünkü siyasinin sorumluluğu farklıdır.”