Paz. Kas 3rd, 2024

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, son günlerde gündem düşmeyen insansız hava araçları ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.


Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, ”24 saat havada kalacak bir buçuk ton ağırlığında insansız hava aracımızın tasarım ve imalatı tamamlanmış ve uçuş testlerine başlanmıştır. Bu projeyle ABD ve İsrail‘den sonra bu kategoride insansız hava aracı geliştirebilen üçüncü ülkeyiz” dedi.

Yılmaz, Sivas Ticaret ve Sanayi Odasında (TSO) düzenlenen vergi rekortmenleri ve 40. yılını doldurmuş oda üyeleri ödül töreni ile Sivas TOBB ETÜ fakülteleri protokol töreninde yaptığı konuşmada, ilgili yasaya göre harp sanayi hizmetlerinin yürütülmesinden Milli Savunma Bakanlığının sorumlu olduğunu ifade etti.

ANKA Türk İnsansız Hava Uçağı hakkında da bilgi veren Bakan Yılmaz, şunları kaydetti:
”ANKA Türk İnsansız Hava Aracı 24 saat havada kalacak. Biliyorsunuz bu sıralarda herkes Heron’dan bahsediyor. Ama bilin ki bu uçağımız Heron’un niteliklerinden çok daha üstün bir uçağımız. Tamamladık mı, tamamladık. Ne zaman hizmete girecek? Üzerinde çalışmalar devam ediyor. 24 saat havada kalacak bir buçuk ton ağırlığında insansız hava aracımızın tasarım ve imalatı tamamlanmış ve uçuş testlerine başlanmıştır. Bu projeyle ABD ve İsrail‘den sonra bu kategoride insansız hava aracı geliştirebilen üçüncü ülkeyiz. Ve önümüzdeki yıl 2012 yılı ortasında da Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, güvenlik güçlerimizin hizmetine sunacağız.”

Atak helikopteri ve Göktürk uydusu

Yine aviyonik ve silahlı sistemleri ile görev bilgisayarı ve yazılımları tamamen ülkede tasarlanan Atak helikopterinin de Türkiye‘de üretildiğini ifade eden Yılmaz, ”İlk helikopterlerin uçuş testlerine bu yıl içinde başlanmıştır. Yine Göktürk, biz kendi uydumuzu yapıyoruz, Göktürk uydusu iki buçuk metre çözünürlükte görüntü alacak ilk elektro-optik istihbarat uydumuzun üretimine başlanmış olup 2012 yılında biz bunu hizmete vereceğiz. Bu çalışmalar sonucunda savunma sanayi sektöründeki yerli katkı oranı yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Amacımız nedir, yüzde 99’unu yapabilmek. Hatta yüzde 100’ünü yapalım” diye konuştu.
Türk insanına güvendiklerini söyleyen Yılmaz, ”Biz bu insanımızla yüzde 100’ünü de yaparız. Ama o yüzde 100’ünü yapmak için yapacağımız masraf dışarıda aldığımızdan daha pahalı olur da ondan biraz da tercih ediyoruz gibi gelir. Dolayısıyla şu anki yüzde 50’den fazla yerli üretimimiz var. Amacımız ucuz şekilde, rekabet edebilir şekilde, yüzde 100’e çıkarmak” ifadelerini kullandı.

”Türkiye’nin ufku da, yolu da, bahtı da açıktır”

Şu anda vermiş oldukları ihalelerde de yüzde 30’unun mutlaka küçük ve orta ölçekli işletmelere ait yüklenicilere verilme zorunluluğu getirdiklerini söyleyen Yılmaz, şöyle devam etti:
”Uyguladığımız yan sanayi ve KOBİ’lerin savunma sanayine katılması politikamız ile savunma sanayi alanında geliştirilen teknolojinin ülkemiz sanayi tabanına yayılması temin edilmektedir. Savunma sanayi diğer sektörlerden farklı olarak teknolojik altyapı, yüksek kalite süreçleri ve eğitimli insan altyapısı gibi unsurları gerektirici bir sektör olmakla birlikte bunların bir araya getirilmesi imkansız olmayıp doğru bir anlayışla yapılacak çalışmalar sonucunda başarıya ulaşabileceğine inanıyorum. Türkiye‘nin ufku da, yolu da, bahtı da açıktır. ”

”Güçlü bir Türkiye‘nin güçlü bir ordusu olması lazım”

Türkiye’nin bugün bölgesinde lider olduğunu, bölgedeki çocukları gördüğünü, onların yarın büyüdüklerinde Türkiye‘nin birer dostu olacağını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
”Türkiye’nin ufku açıktır diyorum. Bu liderliği sürdürebilmek için iki unsur gerekli. Güçlü bir Türkiye‘nin güçlü bir ordusu olması lazım. Çünkü politikaları gücünüzle ortaya korsunuz. Ancak güçlü bir ordu için güçlü bir ekonominin olması lazım. Zayıf bir ekonomi güçlü orduyu taşıyamaz. Bunu Gorbaçov söylemişti. ‘Birinci sınıf bir orduyu beşinci sınıf bir ekonomi kaldıramadı’ diye. O bakımdan ekonomi önceliklidir. Güçlü bir Türkiye öncelikliktir. Güçlü bir Türkiye, güçlü bir ekonomi, güçlü bir asker olacak. Son dönemde Türkiye‘nin kaydettiği gelişme tüm dünyanın dikkatlerinde, Türkiye‘nin üzerine gözlerini çevirmiştir.”

Sarkozy ve Cameron’un Libya ziyareti

Bakan Yılmaz, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve İngiltere Başbakanı David Cameron’un ziyaretlerinden bir gün önce bölgeye gittiğini, konuşma yapacakları meydanın boş olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
”Meydan boştu, arada çağrı yaptılar ki katılım olsun diye. İki devlet bir araya geldi, herhalde bu Libya‘daki toplamış olduğu kalabalık Türkiye adına toplanan kalabalığın onda birinden daha azdır. Bu Türkiye‘nin büyüklüğünü göstermektedir. Bazen bir söz vardır. ‘Ol mahiler ki derya içinde deryayı bilmezler’ diye. Bilin ki biz Türkiye‘deyiz ama Türkiye‘nin büyüklüğünü belki o kadar bilmiyordum. Güzel bir söz vardır. Yüce dağların başındayken dağın yüksekliğini anlayamazsın. Uzağa git bak işte o zaman görürsün dağ ne kadar büyük. Türkiye bu derece büyük.”

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen