Garanti Bankası, Alarko Enerji Grubu’nun geliştirdiği 76 megavat kurulu gücündeki Karakuz HES yatırımının finansmanı için 3 yılı geri ödemesiz, toplam 10 yıl vadeli, 120 milyon TL kredi sağladı.
Garanti Bankası, Alarko Enerji Grubu’nun geliştirdiği 76 megavat kurulu gücündeki Karakuz HES yatırımının finansmanı için 3 yılı geri ödemesiz, toplam 10 yıl vadeli, 120 milyon TL kredi sağladı. Alarko Enerji Grubu’nun Karakuz HES’de toplam yatırım maliyeti 160 milyon TL olacak. Garanti Bankası‘nın kredinin finansmanı için sağladığı 120 milyon TL’lik kredi, Türkiye‘de TL cinsinden ilk uzun vadeli proje finansmanı olma özelliğini taşıyor.
Projenin finansmanı için düzenlenen imza törende konuşan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Tolga Egemen, Türkiye‘de enflasyonun ve TL faizlerinin düşmesi ile birlikte kalıcı bir TL faiz piyasasının oluştuğunu belirtti. Alarko Enerji Grubu ile kredi anlaşması imza töreninin ise rastlantısal olarak S&P’nin TL cinsinden Türkiye‘nin, kredi notunu artırmasına denk geldiğini hatırlatan Egemen, "S&P’nin Türkiye‘de TL cinsinden borçlanma notunu artırması, bizim bu krediyi TL cinsinden vermemiz de gösteriyor ki, Türkiye‘de içeride olsun, dışarıda olsun, oyuncular açısından artık yerel para cinsinden kredi verme ve alma konusunda ciddi bir güven oluşmuş durumda. Biz piyasa olarak kredi kuruluşlarından önce davrandık. Onlar o notu artırmadan biz, bu krediyi ayarlamıştık ve vermiştik" dedi.
-"YABANCI PARA CİNSİNDEN BORÇLANMAK, DAHA MALİYETLİ"-
Egemen, bir ülkede yerel para birimi cinsinden borçlanmanın, o ülkenin yurt dışındaki ekonomik gelişmelerden biraz daha bağımsız, kendi ekonomik modelini oluşturmasının bir göstergesi olduğuna dikkat çekerek, "Bu bir yerde, ekonomik bağımsızlığımızın ve egemenliğimizin bir göstergesidir. Kurumlarımız TL cinsinden borçlanamadığı için, yıllarca yabancı para cinsinden borçlandıkları için kur riskine maruz kaldılar. Bugün 10 yıllık bir TL kurumsal kredisinin faizi yaklaşık 11-12 puan arasında bulunuyor. Aynı vadede dolar olarak borçlanıldığında 8-9 gibi. Kurun yıllık yüzde 3’den daha fazla artması halinde yabancı para borçlanma daha maliyetli bir durumda kalmış oluyor" dedi. Geçmişe bakıldığında, bankaların kurumlara verdiği ticari kredilerin 10 yılda yüzde 35’den yüzde 54’e yükseldiğine dikkati çeken Egemen, bu açıdan bakıldığında TL kredilerin ticari krediler içindeki payının giderek arttığını vurgulayarak, "Uzun vadeli kredilerde de artık TL’ye geçiyoruz. TL kullandırımı arttıkça bankalar olarak, yurt dışından borçlanmaya olan ihtiyacımız ve bağımlılığımız azalacak. Firmalarımız da bu sayede kur artışına olan duyarlılıklarını azaltacaklar" değerlendirmesinde bulundu.
-"İLK UZUN VADELİ TL KREDİSİ"-
Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, proje finansmanının, Türkiye‘de ilk uzun vadeli TL cinsinden proje finansman kredisi olduğu için önemli olduğunu, geçmişte TL faizlerinin yüksek olması dolayısı ile uzun vadeli yapılandırılmış proje finansman kredilerinin TL olarak kullanılmasının düşünülmediğini vurguladı. Son dönemde ise yurtiçindeki yabancı para likiditesinin azalması ile yabancı para faizlerin de oldukça yükseldiğine dikkati çeken Edin, "Böylelikle dolar veya euro kredi faizleri ile TL kredi faizleri arasındaki farkın da geçtiğimiz dönemlere göre azaldı. Bugün baktığımızda düşük platoya yerleşen TL kredi faizleri, uzun vadeli projeler üzerinde eski dönemlere kıyasla ciddi bir mali yük oluşturmadığı gibi, firmaların kurdaki dalgalanmalardan etkilenmemesinde de önemli bir rol oynuyor. Bu bakımdan, uzun vadeli sabit faizli TL proje finansman kredilerinin cazip bir hal almaya başladığını düşünüyoruz" dedi. Garanti Bankası olarak bir süredir özellikle enerji sektöründeki yatırımcılara, uzun vadeli yabancı para kredi kullanıp yabancı para faiz riskine ve spot elektrik fiyatlarındaki kur riskine maruz kalmaktansa, uzun vadeli yapılandırılmış TL kredi kullanmaları önerisinde bulunduklarını söyleyen Edin, "Önümüzdeki dönemde daha fazla yatırımın TL proje finansman kredileri ile finanse edileceğine inanıyoruz" dedi.
-"4,7 MİLYAR DOLARLIK KREDİ TAHHÜDÜ SAĞLADIK"-
Garanti Bankası için enerjinin öncelikli sektörlerden biri olduğunu vurgulayan Edin, banka olarak toplam kurulu gücü 8 bin 200 megavat olan 60’ın üzerinde enerji yatırımının gerçekleştirilmesi için şu ana kadar toplam 4,7 milyar dolarlık kredi taahhüdü sağladıklarını, bunun 2,5 milyar dolarlık kısmının kullandırıldığını, geri kalan tutarın ise yakın zamanda kullandırılacağını açıkladı. Bankanın, 2008 yılındaki dünyadaki türbülans sırasında bile enerji sektörüne kredi vermeye devam ettiğini belirten Edin, 2005 yılında enerji kredilerinin bireysel krediler hariç olmak üzere toplam yabancı para kredileri içerisindeki payının yüzde 2 olurken, 2010 yılı sonunda ise yüzde 10’ları aştığını, bu oranın önümüzdeki yıllarda daha da artmasını beklediklerini söyledi.
-"ELEKTRİK FİYATLARINDA AŞAĞI YÖNLÜ BİR BASKI OLUŞACAĞINI ÖNGÖRÜYORUZ"-
Yenilenebilir enerji projelerine odaklandıklarını kaydeden Edin, bankanın enerji sektörüne sağladığı 4,7 milyar dolarlık finansmanın 2,6 milyar dolarlık kısmını yenilenebilir enerji projelerinin oluşturduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
"Bu projeleri, ülkemiz ekonomisinin yumuşak karnı olan cari açığın önemli bir kısmını oluşturan enerji faturamızı azaltacak çözümler olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca enerji üretiminde su, rüzgâr, jeotermal ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını karbon emisyonunu azalttığı için de önemsiyoruz. Enerji sektörüne olan inancımız tam, önümüzdeki dönemde de yatırımları finanse etmeye devam edeceğiz. Son 3 yılda 8 bin 700 megavatlık yeni kurulu güç devreye girdi. 2020 yılında 36 bin megavatlık yeni yatırım yapılacağını öngörüyoruz. Ayrıca talep artışının piyasada genel beklenti olan yüzde 7’lerin altında oluşabileceğini tahmin ediyoruz. Böyle bakıldığında, önümüzdeki 10 yıllık dönemde beklenildiği gibi arz açığı değil arz fazlası olacağını, bunun da elektrik fiyatları üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturacağını öngörüyoruz."
Edin, yatırımcılara, önümüzdeki dönemki yatırım kararları alırken, arz fazlası olacağına ve fiyatların baskı altında kalacağına göre oluşturulmasını, yatırımcıların seçici bir yaklaşım sergilemelerini ve rekabet gücü yüksek projeleri tercih etmeleri tavsiyesinde bulundu.
-"S&P NOT ARTIRIMINDA BİZDEN İLHAM ALMIŞTIR"-
Alarko Holding Genel Koordinatörü Ayhan Yavrucu ise bir İngiliz’in kendi ülkesinde pound, Avrupa’da euro cinsinden borçlandığına dikkat çekerek, Türkiye‘de TL cinsinden borçlanmanın olumlu olduğuna işaret etti. İmza töreninin S&P’nin not artırımına denk geldiğini hatırlatan Yavrucu, "S&P, TL yönünden Türkiye notunu yükseltme tüyosunu bizden aldı. Bunu latife diye değil, samimi söylüyorum. Biz bu krediye başladığımızda ilk Garanti Bankası ile görüşmemiz 4-5 ay öncesine gelir. 10 yıllık krediyi taahhüt edince bu piyasada duyulmaya başladı. Banka buna müspet yaklaşıp 10 yıla döndürünce S&P’ye de şöyle bir ilham gelmiştir: Demek ki ‘Türkiye artık normalleşiyor. Bir İngiliz, bir Fransız gibi kendi parasıyla borçlanabilir hale geliyor. Demek ki ‘bunun kredi notunu yükseltme zamanı gelmiştir’ demiştir. Bizim burada ciddi bir katkımız var. Dolayısıyla Hazine’nin de bizim bu maliyetimize ciddi bir sübvansiyon yapması lazım" diye konuştu. Yavrucu, imza töreni sırasında ise elindeki kalemi basın mensuplarına göstererek, "Bu kalemi rahmetli Üzeyir (Garih) Bey bana hediye etmişti. Bu kalemle neyi imzaladıysam hepsi bize geri gelmiştir" ifadelerini kullandı. Toplantıda verilen bilgilere göre, Karakuz HES projesi, Adana‘nın Pozantı ilçesinde, Seyhan nehrinin kolu üzerine inşa edilecek. Toplam yatırım tutarı 160 milyon TL olanak projenin, 2013 yılı sonunda faaliyete geçmesi planlanıyor. Müteahhitliğini Alsim Alarko Sanayi Tesisleri ve Tic. A.Ş.’nin üstleneceği proje, yılda ortalama 300 milyon kilovatsaat (kw/h) elektrik enerjisi üretecek. Proje, 120 bin kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak.
-"KREDİYİ ÇOK UYGUN MALİYETTE ALDIK"-
Toplantı sonunda gazetecilerin soruları yanıtlandı. Kredi maliyetine ilişkin bir soru üzerine Ayhan Yavrucu, "Çok uygun bir maliyette aldık" demekle yetindi. TL cinsinden verilen kredi kaynağının sorulması üzerine Tolga Egemen, "Türkiye’de, TL cinsinden kredi kullanılır düşüncesini inşallah hayata geçirmemize yol açacak bir kredi bu. Fakat bununla da kalmıyor, bizim bankalar olarak aktif tarafta bu kredileri vermemize paralel olarak, pasifte de bunun kaynağını yaratmamız lazım. Ne yazık ki hala, tasarruflar bir ay, bilemediniz üç ay vadeli mevduat olarak bankalara geliyor. Dolayısıyla bankaların TL cinsinden uzun vadeli kaynağı henüz önemli bir seviyede yok. Bu Garanti Bankası olarak 2-3 yıldır üzerinde çalıştığımız bir şey" dedi.
-"TL CİNSİNDEN KREDİ İÇİN, DÜNYA BANKASI’NA PUSH EDİYORUZ"-
TL cinsinden kredi verilmesi konusunu uluslararası kurumlara da söylediklerini belirten Egemen, "Dünya Bankası, IFC gibi kurumlara da, bize uzun vadeli YP kredileri vermeye geldiklerde hep şunu söylüyoruz: Bizim döviz cinsinden likiditemiz artık o kadar iyi ki, uzun vadeli bize döviz cinsinden borç vereceğinize TL cinsinden verin de, işte bu amaca hizmet edin. Eğer sektöre ve ülkeye bir katkı yapmak istiyorsanız. Nitekim onlarda bunun üzerinde çalışıyorlar. Fakat bugün için öyle uzun vadeli borçlanmalar yok. Dünya Bankası, IFC gibi kurumlardan uzun vadeli TL cinsi kredi alınması için onları push ediyoruz (zorluyoruz)" dedi.
Türk bankalarının son iki yıldır TL cinsinden bono ve tahvil ihracına başladığını, burada da vadelerin henüz istenen düzeyde olmadığını belirten Egemen, "Bu demek değil ki kaynağı olmayan bir şeyi veriyoruz. Unutmayalım ki biz, Garanti Bankası olarak bu nisan ayında 10 yıl vadeli bir euro bond ihraç ettik. Döviz cinsinden. Fakat döviz cinsinden bir yükümlülüğünüzü swap’layarak TL’ye çevirebiliyorsunuz. Yakında bizleri artık sadece 1, 2, 3 yıllık değil, 5-10 yıllık TL tahvil ihraçlarında da göreceksiniz. Umarım tasarruf sahipleri de bunlara ilgi gösterir ve sürdürülebilir kılabiliriz" dedi.
-"KUR RİSKİ YOK"-
Bu kredide banka ve Alarko Enerji Grubu açısından kur riski olmadığını dile getiren Egemen, "Kur riski yok, biz bunu ya TL mevduatta ya da YP cinsinden aldığımız kredileri TL’ye swaplaya fonladığımız için, banka tarafından da kur riski yok" dedi.
Kaynak konusunda mevduatların önemine dikkati çeken Egemen, Türkiye‘de vadesi kısa da olsa mevduat olduğunu, hatta yabancı reyting kuruluşlarının bile, Türk bankalarının mevduatını, kalıcı olarak gördüğünü belirterek, "Bu kalıcılık ve bu dağınıklık nedeniyle hem reyting kuruluşları, hem BDDK mevduatı aslında, o bir kerede çıkıp 10 yılda borçlanarak aldığı paraya daha bile avantajlı görüyor. Mevduat, kısa devam etse bile biz, 10 yıllık bu kredileri vermekte çok da imtina etmeyeceğiz bu dönemde" dedi.
-"S&P’DEN GELEN NOT ARTIŞI SICAK PARA GİRİŞİNİ HIZLANDIRMAZ"-
Egemen, "S&P’nin TL cinsinden Türkiye‘nin notunu artırması sıcak para grişini hızlandırır mı?" şeklindeki bir soruya, "Olmaz bence. TL reytingimizin artmasının bunla ilgisi yok. Bizim asıl yabancı para (YP) kredi reytingimiz, asıl istediğimiz reytingimiz artarsa, o zaman yabancılar Türkiye‘ye yatarım yapmaya daha fazla gelecekler. O zaman ülkenin istikrarına birçok anlamda daha çok güveniyor oldukları anlamına çıkacak. Dolayısıyla TL kredi notumuzun artması, sıcak para girişini hızlandırmaz bence" karşılığını verdi.