CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın muhalefet partilerinin terörle mücadeleye destek yerine köstek olduklarına yönelik sözlerine tepki gösterdi.
Kılıçdaroğlu, "Nerede köstek olduk, bir açıklasa bari. Muhalefeti körü körüne eleştirmek, bir başbakanın görevi olmamalı. Biz nerede köstek olmuşuz, bunu açıklamalı önce." dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğinde inisiyatifin TBMM Başkanı Cemil Çiçek‘te olması gerektiğini belirterek, bu konuda AK Parti’ye de randevu verebileceklerini, önyargıyla hareket etmediklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, TBMM’deki makamında Filistin Büyükelçisi Nabil Maarof ile yaklaşık yarım saat görüştü. Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu, sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, Maarof’un, Filistin‘in BM’ye yaptığı başvuru konusunda, Filistin halkına destek veren, hatta ilk desteyi sunan CHP‘ye bilgi vermenin, bir zorunluluk olduğunu düşündüğünü, bu nedenle ziyaret ettiği söylediğini aktardı.
Maarof’un, girişimlerinin, Türk halkı, Hükümet ve anamuhalefet partisi tarafından desteğinin kendileri için önemli olduğunu ancak gerçekleşmede bazı zorluklarla karşılaşabileceklerini ifade ettiğini belirten Kılıçdaroğlu, Maarof’a, ”Filistin halkını en iyi anlayan parti, herhalde CHP olmalı. Nedeni de Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, ulusal bağımsızlık savaşını veren CHP kadroları, yeni bir devlet kurdular. Şimdi aynı savaşı, aynı mücadeleyi sizler veriyorsunuz. Dolayısıyla biz sizleri çok iyi anlıyoruz. Bundan sonra her türlü desteği vereceğiz, verilen destekleri destekleyeceğiz. Uluslararası arena, iç kamuoyunda da bu desteğimiz arkanızda olacak” dediğini anlattı.
-”Nerede köstek olmuşuz?”-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın, ”muhalefet destek yerine köstek oluyor” sözlerinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ”Nerede köstek olduk, bir açıklasa bari. Muhalefeti körü körüne eleştirmek, bir başbakanın görevi olmamalı. Biz nerede köstek olmuşuz, önce bunu açıklamalı” dedi.
”Türkiye’de bugün terör varsa, tek sorumlusunun AK Parti Hükümeti olduğunu” ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Onlar ülkeyi yönetiyor. Türkiye‘yi terör bataklığına sürükleyen AKP değil mi? Gideceksin, PKK ile kol kola, göz göze, oturup konuşmalar, görüşmeler yapacaksın, sonra kalkacaksın muhalefeti suçlayacaksın. Bu kadar ucuz, kaba politika ancak ve ancak Recep Tayyip Erdoğan‘a yakışır. Devlet adamı kimliği bile söz konusu değil. Biz sorunu çözmek için sorumlu davranıyoruz, o sorunu büyütmek için sorumsuz davranıyor, aramızdaki fark bu.”
-”Görüşmeler devam edecek”-
Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ”Başbakan, terörle mücadelede siyasi kanat ile müzakerenin devam edeceğini söylüyor. Ancak konuyu tam olarak açmıyor. Siz ne anlıyorsunuz” sorusunu, ”Anladığım şu; Recep Tayyip Erdoğan ile PKK arasında görüşmeler devam edecek. Bu doğru değil, onaylamıyoruz” diye yanıtladı.
CHP’nin terörle mücadeledeki somut önerisinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, ortak aklı egemen kılmak için parlamentonun harekete geçirilmesi gerektiğini, çözüm adresinin parlamento olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, bu sorunun, tek başına AK Parti’nin çözeceği bir sorun olmaktan çıktığını, bunu herkesin kabul ettiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, ortak aklı parlamentoda egemen kılabileceklerini, burada oturup konuşulabileceğini ifade ederek, ”Biz anayasayı değiştirmek için parlamentoyu harekete geçirmiyor muyuz, parlamentoda bir uzlaşma komisyonu kurmuyor muyuz? O uzlaşma komisyonu, ortak aklı egemen kılmak demektir. Terör de Türkiye‘nin 30-40 yıldır gündeminde, bir türlü çözülmüyor. Çözülmediğine göre ortak aklı egemen kılalım, parlamentoyu harekete geçirelim, burada çözümler üretelim, olay bitsin” diye konuştu.
-”Süreci tıkayan bir parti olmak istemiyoruz”-
BDP milletvekillerinin yemin etmemelerinin anımsatılmasına karşılık Kılıçdaroğlu, ”Parlamentoya gelmelerini ve yemin etmelerini isterim” görüşünü dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti ile yaptıkları protokolün sadece CHP‘li milletvekillerini değil, tutuklu bütün milletvekillerini kapsadığını anımsattı. Kılıçdaroğlu, BDP‘lilerin de parlamentoya gelip yemin etmeleri gerektiğini aksi halde anayasa gibi temel bir konuda düzenlemeler yapılırken, parlamentonun eksik iradeyle grup oluşturacağını, herkesin katkı vermesi gerektiğini vurguladı.
BDP’nin gelmemesi halinde CHP‘nin tavrında değişiklik olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, süreci tıkayan, engelleyen bir parti olmak istemediklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, amaçlarının özgürlükçü, daha çağdaş, güçler ayrılığı ilkesinin yer aldığı sağlıklı bir anayasa olduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği konusunda iktidar partisinin göndereceği mektubun sorulması üzerine, anayasa değişiklikleriyle ilgili Meclis Başkanı Cemil Çiçek‘in çağrı yaptığını, anayasa profesörleriyle görüştüğünü, Uzlaşma Komisyonu kuracağını söylediğini anımsattı. Kılıçdaroğlu, inisiyatifin Meclis Başkanı’nın elinde olduğunu belirterek, bunun bir parlamento çalışması olduğunu dile getirdi.
-”Anayasa süreci farklı bir şey”-
AK Parti’nin ”ön almak” istiyormuş gibi bir hazırlık içinde bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, ”Olabilir. Gelsinler, mektuplarını yazsınlar, belki bizim bilmediğimiz başka önerileri vardır. Ama konu TBMM’nin konusudur. TBMM çözüm üreten bir merkez olmak durumundadır” dedi.
Tutuklu milletvekillerine ilişkin metne, bir bakanın, ”Hukuki bağlayıcılığı yok, temenni” dediğinin anımsatılmasına Kılıçdaroğlu, ”Bu bir taahhüttür. Temenni ile taahhüt aslında aynı şeydir. Bir irade beyanıdır. Şimdi ondan çark etmenin yollarını aramaya gerek yok ki. Verilen bir söz, taahhüt var. Nihai metin, iki liderin onayı alındaktan sonra imzalandı. Bunun neresi niyet?” karşılığını verdi.
”Bir süre öngördünüz mü?” sorusunu, ”Hayır” diye yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bunun anayasa sürecini tıkayıp tıkamayacağına ilişkin soru üzerine ise şunları söyledi:
”Hayır. Anayasa süreci farklı bir şey. Böyle kısa sürede sonuçlanacak bir şey değil. Önşart değil. Bildiğimiz kadarıyla Adalet Bakanlığının bir çalışması var, o çalışma kısa zamanda sonlanır, parlamentoya gelir, bu sorun da aşılmış olur. Parlamentonun meşruiyet kazanması, 550 milletvekilinin parlamentoya gelip, yemin etmesiyle başlar. Tutuklu milletvekilinin olduğu ortamda, her zaman meşruiyet tartışması çıkar. Bazen öyle yasalar görüşülür ki bir-iki oy farkla çıkabilir. O insanların iradelerini hapiste tutup, bir iki oy farkla yasa çıkarmak, o yasanın meşruiyetine gölge düşürür. Bunu demokrasiye inanan herkesin bilmesi gerekiyor. Bu açıdan tutuklu milletvekillerinin önünde yemin etmeleri konusunda, yasal, anayasal hiçbir engel yok.”
-”Önyargıyla hareket etmiyoruz”-
Anayasa görüşmeleri konusunda AK Parti’ye randevu verip vermeyeceğine ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, ”Niye vermeyelim. Mektubunu içeriğini bilmiyoruz. Biz önyargıyla hareket eden bir parti değiliz, AKP’dir. Protokol imzalıyorsunuz, aradan süre geçiyor birisi ‘niyet mektubu’ diyor. Pes vallahi. Grupları ziyaret edeceklermiş, gelsinler, otururuz, konuşuruz. Biz, inisiyatifin TBMM Başkanı’nda olması gerektiğine inanıyoruz, parlamentonun geleneğinde de bu vardır. Geçmişte de eşgüdümü TBMM Başkanı koordinatör oldu, eşgüdümü o sağladı” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Çiçek’in, anayasa görüşmelerine ilişkin tutanakları, Meclis dışındaki partilere de göndermesini önerdi.
Bir gazetecinin, ”Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, daha önce ABD Büyükelçisine, AK Parti’nin kapatma davası, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına ilişkin bir rapor sunduğu ortaya çıktı. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın, bir büyükelçiye bu tür bilgi vermesi normal midir?” sorusuna Kılıçdaroğlu, ”Normal değil, anormal. Hele hele bir Anayasa Mahkemesi Başkanı yapıyorsa, o koltukta oturmaması lazım. Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın dağıtacağı tek şey vardır; hukuk. Onu da hukukun üstünlüğü kuralı üzerinde inşa etmek zorundadır. Ama birilerine gidip, hesap, bilgi vermek gibi bir görevi üstleniyorsa, artık o Anayasa Mahkemesi Başkanı değildir” karşılığını verdi.