Çar. Eki 30th, 2024

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, AK Parti 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın açılışında partililere seslendi.


Erdoğan konuşmasında motorlu taşıtlar, içki, alkol ve cep telefonuna konulan ÖTV zammıyla ilgili eleştirilere de ”Kardeşim sigarayı içmezsin, olur biter. Alkolü daha az tüketirsin olur biter. Kalkıp da Porsche kullanacağına Fiat’a bin. Biraz daha düşür harcamayı” yanıtını verdi.

TBMM’de kadın vekillerin pantolon giyebilmelerine olanak sağlayan düzenleme görüşülürken BDP‘lilerin ek bir önerge vererek ‘türbanla da Meclis’e girilebilsin’ teklifini değeren Erdoğan, ”Dini Zerdüştlük olanın böyle bir derdi olur mu” dedi.

Kıbrıs’ta tek taraflı olarak doğalgaz veya petrol araması yapanların bunun misliyle karşılığını göreceğini belirten Başbakan, "Kıbrıs bizim milli davamızdır" dedi ve çözüm için işi hep yokuşa süren tarafın Rumlar olduğunu söyledi.

Çözüm istemeyen tarafın Rumlar olmasına rağmen yine ödüllendirilen tarafın Rumlar olduğunu belirten Başbakan, "Bu artık Avrupa Birliği için bir namus meselesidir. Bunu böyle bilmeliler" dedi. Başbakan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Avrupa Birliği, ya 2004 yılında yaptığı tarihi hatadan geri dönecek KKTC ile ticaretin önünü açacak ya da Rum kesimini şımartmaya devam ederek ömür boyu bu kara lekeyle yaşamak zorunda kalacak. Tek taraflı Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin üstleneceği bizim için yok hükmünde olan üyeyle aynı masaya oturmayız, oturmayacağız. 6 ay içinde AB kaşsısında Türkiye‘yi bulamayacaktır. Çünkü muhatabımız olmayan bir Güney Kıbrıs vardır. Kendilerine bu güne kadar söyledik."

AK Parti’nin en öncelikli görev olarak yeni anayasa hazırlamayı belirlediğini belirten Erdoğan “Bunu hakkıyla yapacağız. Meclis’in ve siyaset kurumunun en önemli gündem meselesidir. Konu milletse gelin bu üzümü yiyelim, bağcıyla uğraşmayalım. Bu işi bitirelim.” çağrısında bulundu.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar şöyle:

Türkiye bizden önce uçurumun kenarına getirilmişti, demokratik mekanizmalar kilitlenmişti, ülkemiz krizden krize sürükleniyordu. Hamdolsun işbaşına geldiğimiz ilk günden itibaren ülkemiz ayağa kalktı, AK Parti ile büyüme ve gelişme geldi. AK Parti ile kriz kavramı adeta tarih oldu, 9 senelik iktidarımızda geriye doğru tek bir adım hamdolsun atmadık. Sürekli ileri bir demokrasi, ileri bir hukuk için alın teri döktük ve bugünlere geldik. AK Parti ile birlikte Türkiye çözümsüz görünen sorunların üstesinden geldi, ekonomi ile birlikte halkımızın ekmeği, aşı büyüdü. Şimdi bütün enerjimizi toplayarak yeni bir başlangıç yapıyoruz, iktidar yorgunluğuna zerre kadar prim vermiyoruz çünkü gücümüzü milletten alıyoruz. Beraber koşuyoruz, nice engeller, nice barikatlar aştık sayısız tahrike dahil olduk ama yolumuzdan dönmedik, bu şarkı burada bitmez dediğimizde ülkemiz için yüreğimizde büyük bir aşk ve heyecan vardı. Ondan sonra yolumuza sayısız barikat konuldu ama Allahın izniyle o şarkı orada bitmedi.

KENDİMİZİ YENİLEMEK ZORUNDAYIZ

Büyük milletimizin teveccühü ile partimizi kurduğumuz gün bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak dedik ve Allaha şükür 9 sene içinde hiçbir şey eskisi gibi olmadı. AK Parti ile beraber Türkiye‘nin bütün göstergeleri pozitif istikamete çevrildi, yolun başı ile bulunduğumuz yeri sürekli hatırlıyor ve hatırlatıyorum çünkü zeminimizi asla unutmamak zorundayız. Unutmayalım ki zeminlerini unutanlar eylem ve söylem tutarsızlığı içine düşerler, biz ise düşmedik hiç bir zaman millete düşün peşimize demedik ve bu psikoloji içinde olmadık. Biz Türkiye‘de bundan sonra millet siyasetin arkasından gitmeyecek, siyaset milletin arkasından gidecek derken bunu bütün içtenliğimizle söyledik ve bu yolda, bu anlayıştan vazgeçmedik Allahın izniyle başardık ama başarı bizim nihai gayemiz olmadı. Devletimizin itibarı, halkımızın mutluluğu için AK Parti olarak 2001’de hedefimiz yüzde 50 dedik, işte bugün o hedefe hamdolsun rabbimize ulaşmış durumdayız. Aynı gün birşey daha söyledik AK Parti sadece Türkiye değil, dünya partisi olacak dedik ve hamdolsun artık partimiz bir dünya partisi bunu da gördük. Hiçbir şey sizi yanıltmasın hakkında tezler, kitaplar yazılan parti AK Parti olacak dedik, hamdolsun 9 yılda buda oldu. Şimdi geldiğimiz noktada kendimizi yenilemek zorundayız, siyaseti rakamlarla ifade edemeyiz, bizim için asıl olan niteliktir, bizim Adalet ve Kalkınma idealimiz ekonomik göstergelerle, istatistiklerle sınırlı değildir. Ahlaki zemin esas alınmadan, adalet olmadan, paylaşma olmadan adalet sağlanamaz. Adaletin paylaşmanın esas olmadığı bir kalkınmanın bize göre hiç bir anlamı yoktur. Geride bıraktığımız iki dönemi aksiyon dönemi olarak adlandırırsak önümüzde ki dönemleri farklı bir şekilde yönetmemiz gerekiyor. Bireye, aileye, toplumsal dokuya daha çok özen göstermek zorundayız. Hakkaniyete, paylaşıma, kaliteye daha çok odaklanmak zorundayız.

ÜZÜMÜ YİYELİM BAĞCIYLA UĞRAŞMAYALIM

Milletimiz bize bir görev verdi, konu TBMM’nin ve siyaset kurumunun en önemli gündem meselesidir. Biz bütün samimiyetimizle, ön yargılar olmadan, ön kabuller olmadan bütün düşüncelerimizi ortaya koyduk ve biz en güçlü partiyiz demedik. Şuanda grubu bulunan dört partimi var, TBMM başkanı bizden 3’er üye mi istiyor, tamam dedik itirazda bulunmadık. 29 üyesi olanda 3 üye, AK Parti’de 3 üye vermeyi kabul etti. Ana muhalefet partisi yüz küsür üyesi var onlarda 3, bizde 3 neden? Gelin biz milletçe bu üzümü yiyelim, bağcıyla uğraşmayalım. İnşallah politik bir vakaya feda etmeden bu işi tamamlayalım. Daha önce ifade ettiğim gibi uzlaşma komisyonunun oluşum şekli bunu açık şekilde ortaya koyuyor. Yeni anayasamız bürokratik ideolojilerin değil inşallah milletimizin eseri olacaktır. Özgürlük alanlarını sınırlayan, belirlenmiş sabitelerle toplumu şekillendirmeyi hedefleyen bir anayasa değil, evrensel değerlerle, milletimizin rızasıyla yapılmış bir anayasaya ihtiyacımız var. 1982 yılından beri istisnasız her kesimin topluma dar geldiğini ifade ettiğimiz ve 29 senedir tartışılan bu darbe anayasasının artık bu bedene uymadığından milletçe herkes mutabıktır. Bugün ki ihtiyacımıza ister yeni bir mukavele diyelim ister adına yeni bir toplumsal sözleşme diyelim, yeni bir anayasa şart olduğunda herkes hemfikirdir. Biz mukavele, sözleşme gibi hepsinin sınırlayıcı ve yetersiz olduğunu düşünüyoruz zira millet eliyle yapılacak bu anayasa Türkiye Cumhuriyeti mensubu olan her vatandaşa kendi evinde olduğunu hissettiren bir anayasa olacaktır. Unutmayalım ki başta Cumhuriyetimizin bekası olmak üzere bütün kazançlarımızın güvencesi de demokrasidir. İnşallah milletimizin bu talebini karşılayacağız ve bunu millet olarak birlikte başaracağız.

ÇAPSIZ ZİHNİYETLER BU ÜLKEYİ KÖR KURUŞA MUHTAÇ HALE GETİRDİ

Herkese çağrımız şudur; En az Türkiye büyüklüğünde düşünün zira Türkiye yeni dünyanın kutup yıldızı olmak için sabırsızlanıyor. Türkiye bütün hesaplarını yeniden yapmak zorunda, yeni bir dönem başlıyor, yeni bir sayfa açılıyor. Türk siyasetinin diğer aktörleri önümüzde ki imkanların farkında olmasa da AK Parti bunun farkındadır. Türkiye içine kapanarak geçmişini ziyan etti, bu ülke bu kifayetsiz zihniyetler önünü görmez o çapsız siyasetler yüzünden kör kuruşa muhtaç hale getirilmişti. 2002 öncesinde üç kuruş kredi için bu ülkenin geleceğini ipotek ettikleri halde gittikleri kapıdan eli boş dönmek zorunda kaldılar. Kökü asırlar öncesine uzanan bu millet bu kahırlı manzaraları kaldıramıyordu ama köklü bir millet olduğu için metanetlerini korudular, sabrettiler ve kısa zaman içinde millet iradesinin tecaligahı olan TBMM’yi aslına döndürdüler. Siyasetçiler bozdu, milletimiz yeniden yaptı ne yazık ki bu mücadele sürerken yıllar yılları kovaladı, çok kıymetli nesillerimiz adeta gün görmeden eriyip gitti. Nice gençler enerjilerini, umut ve heyecanlarını bu ülke için birer projeye dönüştüremeden kaybolup gittiler. Geçmişi kolayca unutup, millet olarak bize ağır bedeller ödetmiş o muhasebeleri yapamazsak bu film yeniden başa sarabilir. Biz millet ve memleket sevdalısı bütün AK Partililer ile birlikte bu dersi çalışarak bunları göze alarak çıktık, dertli olmayan bu işi bitiremez, aşık olmak gerekir aşık olmayan bu işi çözemez. Aşk çok önemli, bizler milletimizin yıllar boyunca sabırla, metanetle taşıdığı emaneti iyi yerlere getirmek için buraya geldik.

BU AHENGİ BOZDURMAYACAĞIZ

AK Parti siyaseti demokrasi içinde, millet iradesini ve hukuk ilkelerini devre dışı bırakacak herhangi bir güç ve iradeye asla yer olmadığını bilen, duruşuyla bu gerçeğin hakkını veren bir siyasettir. Ülkenin kaynaklarını talan etmeye yeltenenlerin bizim aramızda yeri yoktur bunu böyle bilin. Kartvizitinde siyasetçi yazdığı halde her sıkıntıya girdiğinde kapı kapı gezip kurtarıcı arayanların bizim aramızda yeri yoktur, olmayacak. Bu ülkenin menfaatlerini kendi kısır siyasi hesaplarının önüne koyamayanların AK Parti’de yeri yoktur, olmayacaktır. Milletin oyuyla geldiği makamlara oturup, milletin duruşunu beğenmez hale gelenlerin bizim aramızda yeri yoktur, çünkü bizi milletimizden ayrı düşürecek bir şeyin bizim kitabımızda yeri yoktur. AK Parti hiç bir zaman siyaset yaparken istismar politikalarına kitabında yer vermedi, vermeyecektir. Biz olduğumuz gibi görüneceğiz, göründüğümüz gibi olacağız bizim anlayışımız bu olacak. Bu ülkeyi lüzumsuz olarak kimsenin germeye hakkı yok, bunu bizim milletimiz zaten çok iyi biliyor. Milletimizin çok sevdiği şarkıyı söylediği gibi; Aynı yoldan geçmişiz biz, aynı sudan içmişiz biz, yazımız bir kışımız bir, hep beraber söyleriz biz, halaylar bir horonlar bir aynı sazın teliyiz biz, gönüller bir dualar bir, bir Allahın kuluyuz biz, has bahçemiz yurdumuzdur, aynı bağın gülüyüz biz. Bir olmak, beraber olmak milletimizin en önemli gücüdür. Herkes müsterih olsun bu ahengi kimseye bozdurmayacağız. Demokrasinin yoluna mayın döşeyenlere izin vermeyeceğiz.

TERÖRLE MÜCADELEDE YENİ DÖNEM BAŞLADI

Terörle mücadelede yeni bir dönem başladı, şartlar neyi gerektiriyorsa o yapılıyor ve yapılacak. Terörün acısını en çok o bölgede yaşayan insanlarımız çekiyor, terörün maliyetini en çok onlar ödüyor. Terör acıyı büyütmek istiyor, terörist polisime, askerime kurşun sıkıyor ve bunu kalleşçe yapıyor. Acıyı büyütmek için hamile kadını bir veda yemeğine giden genç kızların yoluna pusu kuruyor zira o cinayet örgütü kaos istiyor, aklı selimin kaybolmasını, metanetimizi yitirmemizi istiyor ama bu büyük millet bu tuzağa evelallah düşmeyecek. İnsan hayatına kastedeni, hayata, masumiyete pusu kuranları hep birlikte lanetliyoruz. Terör yoluyla bu milleti birbirine düşürmek isteyenler bu karanlık ideallerine hiç bir zaman ulaşamayacaklar.

BUGÜN BM’DE TÜRKİYE KONUŞULUYOR

Dış politikada önemli adımlar attık, milletimizin belirlediği istikamette bir dış politika, milletimizin tasvip etmediği hiç bir politikadan gidemeyiz. Halka rağmen hiç bir siyaset meşru sayılamaz, bunu bütün dünyaya duyurduğumuz için bizi eleştirenler bilmelidir ki Türkiye‘nin imkan ve kabiliyetlerine büyük haksızlık ediyorlar. Türkiye‘yi bulunduğu her yerde barışın ve kardeşliğin savunucusu olarak gösterdik ve bu onuru dava arkadaşlarımla paylaştık. Havaalanına inince Türkler geldi, kurtulacağız diye sevinen Somali’li kardeşlerimizin dualarına nail olan bir siyasetten başka bir siyaset kabul edilebilir mi? Üzerine fosfor bomba atılan, açık hava hapishanesine konulan Gazze’li kardeşlerimizin isteklerine cevap vermekten, uluslararası sularda saldırıya uğrayan vatandaşlarımızın hukukunu aramaktan başka daha iyi bir dış politika olabilir mi? Bugün BM’de Türkiye konuşuluyor, Türkiye‘nin haklı tezleri konuşuluyor. Türkiye‘ye gıpta ile bakıyor bütün Avrupa, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, ülkemiz tarihinden aldığı güçle yeniden ayağa kalkıyor. Artık Türkiye alan el değil, veren eldir. Dün 70 Cent’e muhtaç olan bir Türkiye‘ydik bugün dünyanın dört bir yanına kalkınma yardımında bulunan kamu, STK, hep birlikte kasalara bağış toplayan bir ülke haline geldik, Allaha hamdolsun. 30 milyon dolar yardım gönderen bir ülke haline geldik, inşallah devamı da olacak.

İŞİ YOKUŞA SÜREN RUMLAR OLDU

İşte AB süreci ilk resmi başvurumuzu 1963 yılında yapmışız, bir arpa boyu yol alamamışız biz geldik 2 yılda Kopenhag kriterlerini tamamladık, müzakerelere başladık. Türkiye AB standartlarına bugün en yakın olduğu noktadadır aslında sahibiz, niye olmuyor derseniz, onlar çok iyi biliyorlar bizde çok iyi biliyoruz biz yolumuza nasıl olsa devam ediyoruz çokta önemli değil. BM’nin ne halde olduğu şuanda ortada bütün üyeleri dökülüyor, şuanda karşılıksız para basıyorlar bakın ne hale geldiler ama Türkiye onlarla ayakta durmuyor, Türkiye kendisi, milletiyle ayakta ve kredi derecelendirme kuruluşları her gün notunu yükseltiyor. Çarşamba günü yayınlanan ilerleme raporu bir kez daha AB’nin akıl tutulması içinde olduğunu gösterdi. Bizim bu kararlılığımız neticesinde özellikle setlerin bir bir yıkılması bizim tezlerimizin doğru olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Şunu herkesin bilmesi gerekir ki, her konuda olduğu gibi vize meselesinin de Türkiye‘ye bir lütuf olmadığını hatırlatmak istiyorum, Türkiye bu konuda bir lütuf peşinde değildir sadece hakkı olanı talep ediyor Türkiye hakkımızı alana kadarda devam edeceğiz. Kıbrıs bizim milli davamız, başından beri kazan, kazan ilkesinin hayata geçirilmesini biz savunduk, başından beri yapıcı olan, sözlerini tutan taraf biz olduk ama sürekli işi yokuşa süren Rumlar oldu. Bu süreci çok yakından içinde yaşadık, 2003’ten bu yana Kofi Annan döneminde bu yana bizzat yaşadık, nasıl oyunlar oynandığını bizler yaşadık buna rağmen AB üyeliği ile ödüllendirilen yine Rumlar oldu. AB’ye sesleniyorum hiç rahatsız olmasınlar bu bizim hakkımız, bu sorun artık AB için bir namus meselesidir bunu böyle ele almalıdırlar.

Türkiye çok boyutlu dış politikasıyla insanlığın dış politikasıyla dünyanın her konumunda ağırlığını hissettirir konuma gelmiştir. Almanya ile biz göreve geldiğimizde yani 2002 sonunda ikili ticaret hacmimiz 13 milyar dolardı, 2010 yılında bu rakam iki kattan fazla artış gösteriyor ve 30 milyar dolara yükseliyor. Keza Fransa 2002’de 5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2010’da 14,2 milyar dolar oluyor. ABD ile 2010 sonunda 16 milyar dolara yükseliyor yine 2,5 katlık bir artış var bu ülkeyle de. Bu konumdayken ne yüzle Türkiye‘yi eleştirmeye i kalkıyorlar bunu anlamıyorum, önce şimdi Kazakistan‘a, 1, 2 Kasım’da Almanya‘ya iş göçünden dolayı Almanya‘ya gideceğiz dile kolay tam 50 yıldır Almanya‘nın ekonomisine katkı sağlıyor, Almanya‘da yerleşik vatandaşlarımızın sahip olduğu 70 bin civarında işletme şuanda 3 yüz 50 bin kişiye istihdam sağlıyor ve bu işletmelerin cirosu 35 milyar Avro. Biz sadece küresel ekonomilerin etkisini bertaraf etmiyor yerine yenilerini de koymayı başarıyoruz, ekonomimizi bir çok ülke için gıpta haline getiren asli faktör budur.

SİGARAYI BIRAK ALKOLÜ AZALT

Buradan medya patronlarına ve işadamlarına seslenmek istiyorum, ben açık konuşurum. Biz bu ara bir kaç zam yaptık hemen başladılar milletvekilleri kendi maaşlarına baksınlar diye, gözüne dizine dursun yahu. Biz 9 yıl boyunca milletvekillerine zam yapmadık sadece en düşük memur ne alıyorsa zam noktasında milletvekili onu aldık ekstra böyle oyunlar oynayalım böyle şeyler yapmayalım. Her milletvekilinin altında araba var diyor, ondan sonra benzin paraları, uçak paraları diyorlar bu terbiyesizliktir. Yahu biz iktidara geldik milletvekillerinin bütün lojmanlarını sattık yahu, bu nasıl terbiyesizlik kalk bunu söylesene bu milletvekilleri satıldığı zaman lojmanlar en ufak ses çıkarmadı bunu bu parlamento AK Parti hükümetiyle yaptı, neden bunu dillendirmiyorsun, şuanda benim milletvekillerimin çoğu kirada oturuyor bunu neden konuşmuyorsun. Yani milleti tahrik etmek için ellerinden geleni yapıyorlar, zannediyorlar ki milletvekilleri el bebek, gül bebek çalışıyor bu aşk meselesi hele Anadolu milletvekilleri bütün misafirleri ağırlamak durumda oradan gelenleri, ağırlamadığı zaman o televizyon spikeri gibi; Bak bizi misafir etmiyor, barındırmıyor’ derler ama onun bundan haberi varsa bile bunu duymaz, ayıptır ayıp. Milletin temsilcisini milletle nasıl ayırırım bunun oyununu oynuyorlar, kardeşim sigara içmezsin olur biter. Alkolü biraz daha az tüketirsin olur biter, kalkıpta porsche kullanacağına lüks 2 bin silindir üstünde kullanacağına gel FIAT kullan düşür harcamaları olur biter. Eğer biz burada işe dikkat etmezsek, rahmetli Özal’ın dediği kemer sıkma olayı gibi işi sıkı tutmazsak Yunanistan‘ın durumuna mı düşelim? Biz eşeği sağlam kazığa bağlayacağız ve sonra Allaha emanet edeceğiz.

TÜRKİYE’Yİ MUNASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNE BİZ ÇIKARACAĞIZ

Şuanda işsizliğe bakıyorsunuz işte Avrupa ülkelerinin durumu ortada koskoca ABD işsizlikte nerelere yükseldi. Hep bunlar disiplinle yürüyor, Türkiye şuanda Bilişim Teknolojisi’nde atılımlar yapıyor, Türkiye‘nin dört bir yanı artık hamdolsun duble yollarla örülüyor yahu benim ülkemde 9 yıl öncesinde uçağa binmek bir lükstü ama artık benim orta halli bir vatandaşım uçağına rahat rahat biniyor bunu görmüyor musun? Bunlar daha çok artacak onlar ne derse desin, bu kervan yoluna devam edecek. Ben milletime şunu söylüyorum, bu yapılan zamlar asla enflasyonun üstünde değildir altındadır, biz sizi asla enflasyona ezdirmeyeceğiz. Arkadaşlarım bizzat haftalarca çalıştılar sonra beraber çalıştık ama bizim cari açığa karşı da tedbirlerimizi almak zorundayız. Biz birileri gibi gidip birilerinin kapısında kuyruğa giremeyiz bizden önceki iktidarlar gibi, biz IMF’den borç felan almıyoruz şuan, 2013 Nisan’da IMF’ye borcumuz tamamen bitecek. Hedefimiz 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat yapan bir Türkiye ancak bu noktada istikrarın korunması, mali disiplinin elden bırakılmaması bunlar çok önemli. Göreve geldiğimizden beri bu disiplinle bütçe açıklarını büyük oranda kapattık, kamu bütçe açığını yüzde 2,3 seviyesine kadar düşürdük bu yılda yüzde 1 seviyelerine gerilemesini bekliyoruz. Bunlar gelişmiş ülkelerin hayal edemeyeceği bile rakamlardır bugün İngiltere‘nin rakamı yüzde 10,4, Fransa‘nın yüzde 7 seviyesinde biz bu oranı yüzde 1’e indirmek seviyesinden bahsediyoruz ki bu rakamlar arada ki farkı herhalde açık şekilde gösteriyordur. Bu heyecanı hep birlikte yakaladık, inşallah bu dönem bize nasip oldu, bunu gerçekleştirmenin mutluluğu ile daha çok çalışacağız, daha çok gayret edeceğiz ve Türkiye‘yi muhasır medeniyetler seviyesi üzerine biz çıkaracağız.

By Usta

<<- Kızlar Baklavalı erkekleri sever diye duyduktan sonra elinde baklava tepsisiyle gezen