DSÖ verilerine göre, dünya genelinde şişman sayısı, 1980’den bu yana 2 katına çıktı. Son 15 yılda özellikle aşırı kilolu çocuk sayısında önemli artış olduğuna işaret eden DSÖ, üye ülkelere acil önlem çağrısı yapıyor.
Dünya nüfusu 7 milyara ulaşırken, insanlar sayıca çoğalmakla kalmıyor, aynı zamanda giderek ”ağırlaşıyor”. Beraberinde getirdiği sağlık sorunları nedeniyle ”obezite ile mücadele” konusunu yeni bin yılın öncelikli mücadele alanlarına dahil eden Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verileri, 1980’den bu yana kilolu ve obez bireylerin oranının iki katına yükseldiğini, obezitenin ölüm nedenleri listesinde ön sıralara yükseldiğini ortaya koyuyor.
DSÖ’nün resmi internet sitesinde yer alan rapor ve istatistik bilgilere göre, 20 yaş ve üzerinde en az 1,5 milyar kişi kilo problemi yaşıyor, obeziteyle ve beraberinde getirdiği sağlık sorunlarıyla mücadele ediyor.
Veriler, her yıl en az 2,8 milyon kişinin şişmanlık nedeniyle hayatını kaybettiğini ortaya koysa da aşırı kiloların verdiği zarar bu sayıyla sınırlı kalmıyor. DSÖ’nün raporunda diyabet hastalığının yüzde 44’ünün, kalp hastalıklarının yüzde 23’ünün ve çeşitli kanser türlerinin yüzde 41’e varan bölümünün obezite ile ilişkilendirildiği belirtiliyor. Bir başka deyişle, tek başına ölüm nedeni olan obezite, ”dolaylı yollardan” da insan hayatına mal oluyor.
Kişinin vücut ağırlığının, metre cinsinden boyunun karesine bölünerek bulunan beden kitle endeksinin 30 ve üzerinde çıkması olarak tanımlanan obezite, son 20 yılda özellikle çocukları da tehdit eden bir soruna dönüştü. 5 yaş ve altındaki 43 milyon obez çocuğun varlığına dikkati çeken DSÖ, üye ülkelere, şişmanlıkla mücadele konusunda acil önlem alma çağrısı yapıyor.
ARTIK YALNIZCA ZENGİN ÜLKELERDE DEĞİL
Çocuklara yönelik çalışmaların hızlandırılması gerektiğini özellikle vurgulayan DSÖ’ye göre, çocuklukta başlayan şişmanlık, sadece yetişkinlikte şişmanlıkla sonuçlanmıyor, kilolu çocuklar soluma güçlüğü, kemiklerde kolay kırılma, hipartansiyon, insülin direnci ve psikolojik sorunlarla erken yaşta karşılaşmak zorunda kalıyorlar.
Obeziteyle mücadele konusunu ”şişmanlık önlenebilir” prensibiyle ele alan DSÖ, yüksek gelir grubundaki ülkelerde karşılaşılan obezitenin, artık gelir grubuna bakılmaksızın yaygınlaştığına işaret ediyor ve üye ülkeleri özellikle sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitenin artırılmasını teşvik eden programlar geliştirmeye davet ediyor.
DSÖ’nün raporuna göre, alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki dengenin bozulması olarak kısaca özetlenebilecek şişmanlama hızla artıyor. Çünkü dünya genelinde kalorisi yüksek, içinde katkı maddeleri bulunan ancak vitaminler yönünden zayıf yiyecekler artarken, bir yandan da şehirleşme, ulaşım olanaklarının iyileşmesi ve teknoloji, bireylerin fiziksel hareketliliğinin azalmasına neden oluyor.
Tütün ürünleriyle mücadele gibi, obeziteyle mücadeleyi de milenyum hedefleri arasına alan DSÖ, 2004 yılında Dünya Sağlık Kongresi’de ”DSÖ Diyet, Fiziksel Aktivite ve Sağlık Global Stratejisi”ni kabul etti ve 2008-2013 yılları arasında uygulanmak üzere ”Eylem Planı” açıkladı. Plan, yerel ve ulusal otoritelerin, STK’ların desteğiyle, bireylerin öncelikle sağlıklı beslenmenin önemi ve yolları konusunda bilgilendirilmesini ve teşvik edilmesini amaçlıyor.
TÜRKİYE OBEZİTEYLE MÜCADELE EDİYOR
Sigarayla mücadelede DSÖ’nün gösterdiği hedefleri yakalama, gerekli düzenlemeleri hayata geçirme konusunda örnek gösterilen ülkeler arasında yer alan Türkiye, obeziteyle mücadelede kararlı olduğunu belirterek, 2011 yılını ”Şişmanlık ve Hareketsizlikle Mücadele Yılı” ilan etti.
Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ortak yürütülen çalışmalarla, başta sağlık eğitimi olmak üzere işyerlerinde ve evlerde bilinçli beslenmenin yaygınlaşması, sporun teşvik edilmesine yönelik önlemler ve düzenlemeler geliştiriliyor.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün açıkladığı, 2014 yılına kadar geçerli olacak ”Türkiye, Obezite ile Mücadele Kontrol Programı”, ülke genelinde başta çocuklar olmak üzere obezitenin artığı tespitini yaptıktan sonra, kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenlere ilişkin yol haritası çiziyor.
OBEZİTEYLE MÜCADELE HASTALIKLARLA MÜCADELEDİR
Programın ön sözünde Sağlık Bakanı Recep Akdağ‘ın şu ifadelerine yer veriliyor: ”Yapılan araştırmalar dünyada olduğu gibi ülkemizde de fazla kilolu olma ve obezite sıklığının giderek arttığını ve obezitenin özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi etkisi altına almaya başladığını göstermektedir. Çağımızın en büyük sağlık problemlerinden biri olan obeziteden korunmada devlete ve bireylere farklı sorumluluklar düşmektedir. Devlet, obezite ile mücadeleye yönelik etkin ve yaygın politikalar geliştirerek, doğru bilgi kaynakları ve çeşitli imkânları sağlayarak toplumu ve bireyleri sağlıklı bir hayat tarzına teşvik etmeli, bireyler ise hizmetleri talep etmeli, devletin sağladığı imkânlardan yararlanmalı, yeterli ve dengeli beslenme ile düzenli fiziksel aktivite alışkanlığı kazandıkları bir hayat tarzını benimsemelidir.
Obezite ile mücadele, gerçekte pek çok hastalıkla mücadele demektir. Obezite, kalp damar hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum sistemi hastalıkları, kas-iskelet sistemi hastalıkları gibi pek çok sağlık probleminin oluşmasına zemin hazırlamakta, hayat kalitesi ve süresini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu sebeple obezite ile mücadele etmek ülkemizin geleceği için son derece önemlidir.”