Paz. Kas 3rd, 2024

KABUL OLUNACAK DUALAR
Duanın Özelliği Bakımından Kabulüne Sebep Olması:

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor:

Bir gün Resûlullah (s.a.v.) ile beraber bulunuyordum. Bir kimse:

(Yâ Bedî’assemâvati yâ Hayyu yâ Kayyûmu, innenî es ‘elüke.) diye dua etti. Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Bu adam nasıl bir isimle duâ etti. Nefsim yed-i kudretinde olan Allah ‘a yemin ederim ki, bu isimle yapılan duâya Allah icabet eder, onu reddetmez.”

Yine Hz. Enes anlatıyor: Bir zaman ben Peygamber (s.a.v.) ile beraber idim. Bir adam ayakta namaz kılıyordu. Namazını kılınca, şu duayı okudu:

(Allâhumme innî es’elüke bienne leke ‘l-hamdu lâ ilâhe illâ entel Hannânül Mennân, yâ Bedî’assemâvati vel-ardı yâ Zelcelâli vel-ikram. Es’elükel cennete ve eûzu bike minennâri.)

“Sana hamdederek, Senden isterim. Senden başka ilâh yoktur, ancak Sen varsın. Sen yerlerin ve göklerin yaratıcısısın. Celâl ve ikram sahibisin. Hay ve Kayyûm sensin.”

Namaz kılan kimse bu duayı yaptı, Resûlullahla beraber ben de onun duâsını işittim. “Allah’a yemin ederim ki, bu adamın bu ismi azamla yaptığı duâ asla reddolunmaz. ” buyurdu.
Yine Peygamberimiz bir kimsenin şu duâyı okuduğunu duydu ve Allah’a yemin ederek: “Mutlaka bu duâ kabul olunacaktır. ” dedi. Duâ şudur:

(Allâhumme innî es’elüke bienne leke’l-hamdu lâ ilâhe illâ entel Hannânül Mennân, yâ Bedî’assemâvati vel-ardı yâ Zelcelâli vel-ikram. Es’elükel cennete ve eûzu bike minennâri.)

“Allah’ım, Senden isterim. Zira hamd Sana lâyıktır, Senin içindir. Senden başka mâbud yoktur, ancak Sen varsın. Çünkü istemeden ve istedikten sonra veren Sensin. Sen celâl ve ikram sahibisin. Senden cenneti ister ve cehennemden korunmamı dilerim.”

Resûlullah: “Bu duâ ile istenilen hususu Cenab-ı Hak verecektir. ” buyurmuştur. Vermemesine imkân yoktur. Hz. İbni Abbas, bu hususu kesinlikle bildiriyor ve bu duâyı yapan insanın mahrum edilmeyeceğini yeminle haber veriyor.

Hz. Âişe anlatıyor: “Kul dört defa yâ Rabbî diye Hakka sığınırsa, Allah onun duâsını kabul eder, onu mahrum bırakmaz.”

Taberânî’nin kitabında İbni Ömer (r.a.) hazretleri şöyle anlatıyor: Bir gün Resûlullah Efendimiz bir ikindi namazını kılarken, önünden bir köpek geçmişti. Sa’d bin Ebî Vakkas şu duâyı yaptı:

(Sübhaneke lâ ilâhe illâ ente yâ zelcelâli vel-ikram, ehlik hâzel kelbe kable en yaktaa alâ nebiyyike salâtuhu.)

“Seni noksan sıfatlardan uzak, kemal sıfatlarla mevsuf kılarım. Senden başka ilâh yoktur, ancak Sen varsın. Celâl ve ikram sahibi, Sensin. Peygamberinin namazını kesmeden şu köpeği öldür, Allah’ım.”

İbni Ömer diyor ki: Resûlullah namazını bitirmeden köpek öldü ve Peygamberimiz: “Ey Sa’d, sen öyle kelimelerle duâ ettin ki, sen bununla yer ile gök arasındaki mahlukat için bedduâ etseydin, onlar da ölürdü.” buyurdu.

Hz. Semre diyor ki: Ben Ebu Bekir’den ve İbn Ömer’den defalarca duydum ki, Peygamberimiz buyurdu: “Şu duâyı kim okursa, Allah’tan ne isterse, mutlaka Allah ona istediğini verir:

(Allahumme ente halaktenî ve ente tehdinî ve ente tut’imuni ve ente tüskinî ve ente tümîtünî ve ente tuhyinî.)

‘Allah’ım, Sen beni halkettin ve beni hidâyet ettin, beni Sen yedirir ve içirirsin ve beni Sen öldürür ve diriltirsin.’

Semre hazretleri diyor ki: “Cenab-ı Hak, Musa Aleyhisselâm’a bu duâyı öğretti. Hz. Musa günde yedi defa bu kelimelerle duâ ederdi ve Allah’tan ne dilerse Mevlâ ona verirdi.”

Anlaşılıyor ki, bu duânın ehemmiyeti çok büyüktür. Ulu Allah herşeye kadirdir. Dilediğine az yalvarmakla çok şeyler verir, dilediğine de çok yalvarmakla az bir şeyler verir. Çünkü mülk O’nun, servet O’nundur.

Hz. Enes (r.a.) anlatıyor: Bir gün Peygamberle beraber bir yere gidiyorduk. Yolda bir kimse “Ya Erhamerrahimîn”diyordu. Resûlullah Efendimiz ona: “İste, Cenab-ı Hak sana teveccüh etti.” buyurdu.

Anlaşılıyor ki, “Ey esirgeyenlerin en esirgeyicisi ve merhametlisi” demek suretiyle yapılan duâ çok tesirlidir. Hz.Enes’in bu husustaki şehadeti çok yerinde bir ikazdır. Bizler de devamlı olarak Allah’ın rahmetine ve mağfiretine sığınalım. Kurtuluşumuz ancak böyle mümkün olabilecektir.

Hz. Ali radiyallahu anh hazretleri bir kimseye şöyle söyledi: “Resulullah’ın bana öğrettiği duâyı sana öğreteyim mi? Eğer kaf dağı kadar borcun var ise bu duâ sayesinde borcunu ödersin.” Duâ şudur:

(Allahummekfinî bi halâlike an haramike ve ağninî bi fadlike ammen sivâke.)

“Allah’ım, helâlınla beni kandır, haramından beni uzaklaştır. Fazlınla beni zengin kıl ve Senden başkasına beni muhtaç ettirme. ”

Hz. Musa bu duâyı yapmıştı. Mevlâ onu ummadığı taraftan zengin etmişti. Hz. Ali’nin bu duâsı bir çok insanları borçtan ve sıkıntıdan kurtardı. İnsan, yeter ki bir şeye inansın, inandıktan sonra istediği şey Allah’ın izniyle husule gelir.

Yâkub Aleyhisselâm devamlı olarak oğluna ağlayınca, Cenabı Hak ona şu duâyı yapmasını Cebrail tarafından bildirdi:

(Yâ zel ma’rûfillezî lâ yenkatı’u ebeden velâ yuhsîhi gayruke.)

“Ey bilinen ve kimsenin ümidini kesmeyen, Senden başka vermeye gücü yeten olmayan Allah.”

Rivayetlere göre Hz. Yâkub bu duâyı akşam okumağa başladı, sabaha yakın müjdeci Yûsuf’un gömleğini getirdi ve ona müjdeledi. Nitekim Yâkub Aleyhisselâm müteessir idi, o esnada Cebrail geldi: “Sana bir müessir duâ öğreteyim mi?” dedi. Yâkub Aleyhisselâm da: “Buyur, öğret” dedi. İşte Cibril-i Emin bu duâyı ona okudu ve sabaha yakın arzusuna kavuştu.

İbnü’l Musib anlatıyor: “Ben bir ara çok sıkılmıştım, ne yapacağımı bilemiyordum. Bu üzüntümle birlikte Harem-i Şerif’e girdim. Bir ara çakıl taşlarında kıpırdama gördüm, baktım kimse yok. Arkasından bir ses duydum: ‘Sen üzüntülü olduğun için şu duâyı yapta kurtul’ denildi. Duâyı yaptım, hemen o sıkıntıdan kurtuldum.” Duâ şudur:

(Allahumme innî es ‘elüke feinneke lenâ mâ leke ve inneke alâ külli şey’in kadîr. Faktedir ve inneke ma teşâu fi emrin )

Kaynak Kitap: Mecmuatul Ahzab (Büyük Dua Kitabı) // Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi

By Usta

“Seni çok seviyorum ama sana anlatamıyorum.”