Bir süre önce vahşi bir cinayetle sarsılan Bozcaada’da hayatın normale dönmesi her ne kadar kolay görünmese de, geçen hafta düzenlenen kimi etkinlikler ada sakinlerini kısa da olsa başka bir ruh haline sürükledi. Salhane Edebiyat Buluşmaları’nın ilki olan ve cumartesi günü yapılan Faruk Duman söyleşisi bu etkinliklerin ilki oldu. İki gün sonraysa bu kez adanın simge isimlerinden Haluk Şahin’in düzenlediği bir sohbet vardı.
Bozcaada Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen ve Güneşli Bahçe sponsorluğunda yapılan Salhane Edebiyat Buluşmaları’nın ilkinde son romanı “Sus Barbatus” ile Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazanan Faruk Duman, Bozcaada Kalesi’nin hemen arka cephesine bakan Salhane’de okurlarıyla bir araya geldi. Etkinliğin açılış konuşmasını yazar ve gazeteci Haluk Şahin yaptı. Bozcaada’nın en önemli meziyetlerinden biri olan “sükûnet”ten dem vuran Şahin, son günlerde yaşanan olaylara değindi ve dünyanın her yerinde görülen çürümeye karşı adada da mücadele edilmesinin ne kadar elzem olduğundan ve Salhan Edebiyat Buluşmaları gibi etkinliklerin öneminden söz etti.
12 Eylül’e doğru…
1979 kışında Türkiye’nin doğusunda geçen son romanı “Sus Barbatus”a dair konuşan ve soruları yanıtlayan Faruk Duman, yazarlığında hep Tolstoy, Dickens, Dostoyevski gibi büyükleri örnek aldığını ve günün birinde “Savaş ve Barış” gibi epik ölçekte bir roman yazmayı hedeflediğini söyledi. “Sus Barbatus”un devamını da yazmayı planladığını belirten Duman, “Bu romanda 1979 kışını anlattım, diğer iki romanda da baharı ve yazı anlatacağım ve tam 12 Eylül’e kadar getireceğim” dedi. Etkinliğe katılan yazar Engin Çetinbağ da çok uzun yıllardır tanıdığı Faruk Duman’ın edebiyatından bahsederek, onun özellikle az bilinen sözcükleri nasıl yeniden dolaşıma soktuğunu ve dile yaptığı katkıları anlattı. Etkinlik sonrası Duman, okurları için kitaplarını imzaladı.
‘Dostluk’ üzerine
Pazartesi günü akşamüstü saatlerinde bu kez hemen Bozcaada Meydanı’nın Türk Mahallesi’ne yakın köşesinde bulunan Kafa Cafe’de toplandı edebiyatseverler. Burada Haluk Şahin’in düzenlediği bir sohbet buluşması vardı ve ilk haftanın konusu da “Dostluk” idi.
Çiçero ve Arsto gibi antikçağ düşünürlerinden Montaigne gibi usta denemecilere kadar birçok önemli yazar ve filozofun işlediği dostluk meselesini günümüzde nasıl ele almalıyız diye soran Şahin, bu sohbeti, özellikle kendi en yakın dostlarından Tahsin Günday’ın anısını da canlı tutmanın bir vesilesi olarak gördüğünü belirtti. Bozcaada’nın bir diğer simgesi olan Çiçek Pastanesi’nin kurucusu olan Günday ile uzun yıllara yayılan dostluklarından da dem vuran Şahin, “Benim en yakın dostlarımın birçoğu artık yaşamıyor. Uğur Mumcu, Çetin Emeç gibi dostlarım belki artık yok ama ben onları hep yakınımda hissediyorum, sanki bir manyetik alan var da etrafımda, onlar da hep o alanın içindeler gibi geliyor bana” dedi. Dijital iletişim çağında dostlukların aldığı şeklin de dönüştüğünü belirten Şahin, tek tek katılımcılara da söz verdi ve konuya dair görüş alışverişinde bulundu. Etkinliğin önümüzdeki pazartesi yapılacak bir sonraki oturumunun konusu ise “Yolculuk” olarak belirlendi.