Fizik profesörleri Prof. Dr. Metin Arık, Prof. Dr. Saleh Sultansoy, Prof. Dr. M. Atıf Çetiner, Doç. Dr. Abdüllatif Çalışkan, Dr. Ümit Kaya, Isparta’da 2007 yılındaki uçak kazasında hayatını kaybeden Prof. Dr. Engin Arık’ın, Türkiye’de ilk kez gündeme getirdiği toryum, Türk Hızlandırıcı Kompleksi (TAC), Türk Bilim Kenti gibi projelerinden oluşan ‘Yeşil Nükleer Enerji’ üzerine ortak bir çalışma gerçekleştirdi.
PROFESÖR ARIK’IN RÜYASI
Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinde görev yapan bilim insanları tarafından hazırlanan çalışmada, proton hızlandırıcıya dayalı toryum yakıtlı enerji sistemi ele alındı. Bilim insanları, Türkiye’nin zengin toryum rezervlerine hızlandırıcı teknolojisi eklenebilirse ülkemizin ve hatta dünyanın enerji problemini çözebileceğini, böylece Prof. Dr. Engin Arık’ın rüyasının gerçeğe dönüşeceğini vurguladı.
CERN’DEKİ DENEYLERDE GÖREVLİ
Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) evrenin sırlarını keşfetmek için tasarlanmış ATLAS deneyi, LHeC büyük hadron elektron çarpıştırıcısı ve FCC gelecek dairesel çarpıştırıcı projelerinde görevli Prof. Dr. Saleh Sultansoy, çalışmanın içeriği hakkında bilgi verdi. TOBB ETÜ Malzeme Bilimi ve Nanoteknoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Sultansoy, “Engellenerek yarım kalan TAC projesi sayesinde ‘maddenin kudret’i zerriyesi’ Türkiye ve genel olarak bu coğrafyada da irdelenecekti. Proje gerçekleşseydi, Türkiye bu alanda bölgesel cazibe merkezi ve küresel cazibe merkezlerinden biri olacaktı” dedi.
EA VEYA ADS TEKNOLOJİ
21’inci yüzyılın stratejik teknolojileri arasında önemli yere sahip parçacık hızlandırıcılarının bilim, teknoloji, tıp ve sanayinin birçok alanında kullanıldığına işaret eden Prof. Dr. Sultansoy, “Ülkemiz açısından belki de en önemli kullanım alanı ise Nobel Ödülü sahibi Carlo Rubbia’nın önderliğinde 1990’larda CERN tarafından önerilen, Enerji Yükselteci (Energy Amplifier-EA) veya Hızlandırıcı Sürümlü Sistem (Accelerator Driven System-ADS) teknolojisidir” dedi.
TORYUMDAN NÜKLEER YAKIT
Dünyanın artan enerji ihtiyacını karşılamak için geleneksel nükleer reaktörlere alternatif olarak geliştirilen bu teknolojinin özellikle son yıllarda büyük aşama kaydettiğini belirten Prof. Dr. Sultansoy, “Toryumu nükleer yakıt olarak kullanmaya imkân sağlayacak bu teknoloji Türk kamuoyunun gündemine, 2007’de elim bir uçak kazasında kaybettiğimiz Prof. Dr. Engin Arık’ın 2002’de basına verdiği söyleşiyle taşınmıştı” dedi.
ULUSAL PROGRAM ŞART
Son yıllarda başta Belçika, Çin ve Hindistan olmak üzere birçok ülkede bu konuda ulusal programlar başlatıldığını kaydeden Prof. Dr. Sultansoy, uluslararası işbirlikleri oluşturulduğunu da ekledi. Prof. Dr. Sultansoy, “Ülkemizin de en kısa zamanda ulusal bir program başlatması ve uluslararası işbirliklerine dahil olması şart” dedi.
Sistemle ilgili bilgi veren Prof. Dr. Sultansoy, “Bu sistemin geleneksel reaktörlerden en önemli farkı, nükleer süreci tetikleyen nötronların reaktörün dışında proton hızlandırıcı kullanılarak üretilmesi. Bu nedenle de prensip olarak Çernobil’de yaşanan türden kazaların olması mümkün değil. Diğer bir önemli avantaj da uzun ömürlü nükleer atıkların çok az olmasıdır” diye konuştu.
DÜNYADAKİ TORYUM REZERVLERİ
OECD Nükleer Enerji Ajansı (NEA) ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) verilerine göre dünya toryum rezervlerinde ilk sırayı 846 bin tonla Hindistan’ın aldığını belirten Prof. Sultansoy, “744 bin tonla Türkiye ikinci, 606 bin tonla Brezilya üçüncü. Avustralya 521 bin, ABD 424 bin, Mısır’da 380 bin ton olarak sıralanıyor. Türkiye’de yapılan araştırmalara göre ise IAEA’nın verilerinin çok daha üzerinde toryum rezervi olduğu tahmin ediliyor” diye konuştu.
YÜZDE 20’Sİ TÜRKİYE’DE
Türkiye’de Eskişehir- Sivrihisar bölgesinde 380 bin ton toryum rezervi tespit edildiğini kaydeden Prof. Dr. Sultansoy, “Ayrıca Malatya-Kuluncak bölgesinde havadan ön arama yapılmış, fakat rezerv tespitine yönelik çalışma yapılmamıştır. Profesör Carlo Rubbia’nın; 1990’lardan itibaren yaptığı sunumlarda Türkiye’nin toplam toryum rezervinin 880 bin ton (dünya toryum rezervinin yüzde 20’si) civarında olduğu belirtilmektedir. Son bulgular Rubbia’nın görüşünü desteklemektedir. Sadece Isparta Aksu bölgesinde tespit edilen 20 bin ton üzerindeki toryum rezervi, Türkiye’nin 100 yıl boyunca enerji ihtiyacını karşılar. Bu bölgedeki toryum, Sivrihisar rezervlerinden farklı olarak, çok daha kolay işlenebilir niteliktedir” dedi.
KALICI EKONOMİK VE STRATEJİK BİR DEĞER
Bilim insanlarının ortak çalışmasında, hızlandırıcı sürümlü toryum yakıtlı sistemlerin, gelecekte en önemli enerji kaynaklarından biri olacağı vurgulandı. Fosil yakıt rezervleri tükendikçe petrol ve diğer konvansiyonel enerji türlerinin fiyatının artmaya devam etmesi nedeniyle ADS teknolojisinin en ucuz ve en güvenli enerji üretim mekanizmalarından biri olmasının kaçınılmaz olduğu kaydedildi. Gelecekte bir ülkenin hem toryum rezervlerine hem de onu güvenle kullanacak, kendi ürettiği ADS teknolojisine sahip olmasının, kalıcı bir ekonomik ve stratejik değer oluşturacağına dikkat çekildi.
ADS TEKNOLOJİSİ ACİLEN BAŞLATILMALI
Projede, yapılması gereken uygulamalara da tüm teknik ayrıntılarıyla yer veriliyor. Dünyadaki tahmin edilen toryum rezervinin yaklaşık beşte birinin Türkiye’de bulunduğu göz önüne alınırsa, ADS teknolojisi ile ilgili AR-GE çalışmalarının acilen başlatılması gerekliliği vurgulandı. Çalışmada, öncelikli olarak Türkiye’nin toryum rezervleriyle ilgili spekülasyonları giderecek çalışmalar başlatılması ve gerçek durumun en kısa zamanda ortaya konulması istendi.
YÜZYILLAR BOYUNCA KARŞILAYACAK MİKTARDA
AR-GE çalışmalarının nükleer reaktör ve proton hızlandırıcı teknolojilerini içermesi gerektiği belirtilen çalışmada, “GeV enerjili yüksek akımlı proton hızlandırıcının kurulmasını öngören ulusal bir programın gerçekleştirilmesi, ülkemizin enerji gereksinimini karşılamasının yanı sıra, bilim ve teknolojinin birçok alanında kullanılan nötron spallasyon kaynağına da sahip olmamızı sağlayacaktır. Türkiye’deki toryum rezervinin ülkemizin enerji ihtiyacını yüzyıllar boyunca karşılayacak miktarda olduğu unutulmamalıdır” denildi.