Hepimiz, hayat ile ilgili birçok klişe söze maruz kalırız. Hatta bazen maruz kalmaktan ziyade maruz bırakan olduğumuz da olur. Hayat inişli çıkışlı bir yoldur, düşmeden kalkmayı öğrenemezsin, her inişin bir çıkışı vardır… gibi. Ve birçoğumuz aslında bu klişe sözlerin gerçek olduğunu biliriz de.
Terapi için birçok insan bu düşüş zamanlarının uygun olduğunu düşünür ve çoğunlukla bu doğrudur da. Kendinizin baş edemediği , bir desteğe ihtiyaç duyduğu zamanlardır bunlar. Fakat bazen düşmeden önce de önlem almak gerekir ya da daha iyi ayakta kalabilmek için desteğe ihtiyaç duyabiliriz. İşte böyle durumlarda bir terapistin yardım eline ihtiyaç duyabiliriz.Terapistimi Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyim?
Terapistimi Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyim?
Ama her ne sebeple olursa olsun terapistimizi seçmeden veya terapiye başlamadan önce nelere dikkat etmeli, nelere önem göstermeliyiz?Terapistimi Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyim?
Öncelikle alanında uzman birinden destek aldığımıza emin olmalıyız. Peki kimdir bu uzmanlar ve alanlarında uzman olduklarını nasıl anlarız?Terapistimi Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyim?
Psikoloji alanında, maalesef ki birçok “sahte” terapiste rastlamak mümkün. Bu sebeple gitmek istediğiniz terapistin, psikoloji bölümünü bitirmiş ve klinik psikoloji alanında yüksek lisansını yapmış olmasına dikkat etmelisiniz. Aldığı eğitimleri, sertifika programlarını ve bunların geçerliliklerini araştırmak terapistinizin yeterliliği konusunda size fikir verecektir.
Sonrasında ise terapistin hangi alanda uzmanlaşmış olduğunu öğrenmek size fayda sağlayacaktır. Çünkü bir terapistin her konuda uzman olması pek olası değildir ve belirli bir alanda uzmanlaşmış olması terapi sürecini olumlu yönde etkileyen bir faktör olabilir. Kendi sorununuza en yakın gördüğünüz alanda çalışan bir terapist ile çalışmanız hem sizin hem terapistinizin işini kolaylaştıracaktır. Örneğin, eşiniz ile ilişkinizle alakalı sorunlarınız varsa, çocuk-ergen çalışan bir psikoloğa veya terapiste gitmeniz size bir kazanç sağlamayabilir. Bunun yerine çift ve aile terapisi üzerine çalışan ve bu konuda uzmanlaşmış bir terapistten destek almanız uzun vadede hem size hem ilişkinize daha faydalı olacaktır.
Terapist seçiminde bir diğer faktör ise terapistin hangi ekole göre çalıştığı olabilir. Her ekolün yöntem ve süresi farklılık gösterebilir. Dolayısıyla beklentilerinizi karşılayamayabilir. Analitik yönelimli bir terapide süreç seneler alabilirken bilişsel ve davranışsal terapi ekolünü benimseyen bir terapistle daha kısa süreçlerde çalışabilirsiniz.
Önemli detaylardan birisi ise seçtiğiniz ya da seçeceğiniz terapistin kendisini ne kadar geliştirdiği, yenilikleri ne kadar takip ettiği olacaktır. Psikoloji her geçen gün gelişen ve yeni terapi yöntemleri ile zenginleşen bir alan olmasının yanı sıra fizyolojik ve nörolojik temellere gün geçtikçe daha çok dayandırılmaktadır. Durum böyle olunca iyi bir terapistin alanında gelişen yenilikleri takip etmesi ve uygulayabilirlik edinmesi oldukça önemlidir.
Bu süreçte en ama en önemli nokta ise terapistiniz ile olan iletişiminiz, yani terapötik bağınız olacaktır. Bu bağın oluşması tek seansta mümkün olabileceği gibi bazen birkaç seans gerektirebilir. Terapistiniz ne kadar yetenekli ve başaralı olursa olsun bu bağ sağlanmadığı sürece terapiden tam anlamıyla verim elde etmeniz pek mümkün olmayabilir. Fakat bu bağın sağlanmamış olması terapistiniz kötü bir terapist olduğunu göstermediği gibi sizin de suçunuz değildir. Sadece birbirinize uyum sağlayamadığınız anlamına gelir.
Ne olursa olsun bir terapi sürecine başlamaya ve bu süreçten olabildiğince faydalanmaya ve keyif almaya bakın. Unutmayın ki terapi sadece sorun çözmek üzerine değil kendinizi tanımanız ve daha kaliteli bir hayat sürmeniz üzerine de etkili bir yoldur. Kendiniz için en doğru terapisti bulmanız dileğiyle…