Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, depremin kişiler ve özellikle de çocuklar üzerinde yaptığı olumsuz etkilerine ve bunların nasıl önlenebileceğine dair değerlendirmelerde bulundu. Etraftaki yetişkinlerin söz ve davranışlarına dair dikkatli davranması halinde depremin çocuklar üzerinde travmatik sonuçlarının çok aza indirgeneceğini ifade eden Koçkar, “Depremin travmatik hale gelmesinde, çocukların etrafında bunun ne kadar büyük felaket olduğuna dair konuşmaların yapılması çok etkili oluyor” dedi.
Küçüklere nedenlerini anlatın
Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, travmaya yol açacak tarzda konuşulmasa da depremin çocuklarla uygun bir şekilde konuşulması gerektiğinin altını çizdi: “Deprem hakkında çocukların yanında konuşulmaması gerekenlerin yanında çocuklarla birlikte konuşulması gerekenler de var. Çocuklara, depremin ne olduğunu, nasıl bir yerküre olayı olduğunu açık ve yaşına uygun biçimde geçiştirmeden anlatırsak bu onları rahatlatır. Çünkü işin gerçeğini anlatmak, depremi anlamlandırmalarına yardımcı olur. Bizim yapmamız gereken öncelikle anlam vermelerini sağlamak. Bu hiç bilmedikleri ve beklemedikleri bir olay.”
Haberler de strese sokabilir
Aylin İlden Koçkar, deprem haberlerinin medyadaki yansıtılma biçimlerinin de kişileri travmaya sokabileceğini söyledi. “TV’lerdeki haberler, hiç depreme maruz kalmayan bir çocuğu da strese sokabilir” diyen Koçkar şöyle devam etti: “Çocukların yanında standart haberler izlenmemeli. Belki bir ekonomi haberi izlenebilir ancak depreme dair haberler izlenmemeli ki çocuk bunu bir felaket olarak algılamasın. Çünkü haberler çoğunlukla bir olumsuzluğu yansıtır. Kısacası TV’nin çocukların yanında açık kalmaması önemli. Televizyonda ne kadar deprem sürecine maruz kalınır, izlenirse o kadar travma… Yetişkinler için de bu durum geçerli aslında. Onların da TV haberlerinden sonra travmatize olabildiğini görüyoruz. Olumsuz etkilerden çocukların korunması için bilgi bombardımanından korunmalıyız.”
Depremi yaşayana olup biteni anlatın
Depremi bizzat yaşamış çocukların durumuna da değinen Aylin İlden Koçkar, “Diyelim ki, çocuk depreme maruz kaldı. Özellikle güvenilir bir yetişkinin çocuğa ne olup bittiğini kısaca aktarması çok kıymetli. Çünkü çocuğun olayın geçip gittiğini bilmesi ve kendisini artık güvende hissetmesi önemli. Yetişkinin ‘Tamam, bunu yaşadık ama artık güvendeyiz, artçı sarsıntılar da olacak, bu da doğal. Ama benim yanımda güvendesin, bir yere gitmiyorum, seninle kalmaya devam edeceğim’ demesi lazım. Elbette bu konuşmaların ailenin birlikte ve güvenli bir ortamda olması önemli” diye konuştu.
Travmatize yetişkin sağlıklı karar alamayabilir
Depremi yaşayan yetişkinlerin de çocukların da kendilerini hem fiziksel hem duygusal olarak yorgun, bitkin, çökmüş hissedebileceklerini vurgulayan Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, “Yetişkinler travmatize oldularsa sağlıklı karar almakta güçlük çekebilirler. Çocuklarına öfkelenebilirler. Oysa çocuğu sakince karşılamak ve kendisini ifade etmesi için fırsat oluşturmak gerekir. Çocuklar huzursuz olduklarında daha fazla yetişkin desteğine ihtiyaç duyabilirler. Bu nedenle yetişkinlerin de kendilerini güvende ve rahat hissettikleri bir yere gitmeleri ve kendi arkadaş ve akrabalarından destek almaları önemlidir” dedi.
Güvende hissedeceği yere götürün
Prof. Dr. Aylin İlden Koçkar, 10 yaş altı çocukları depremin yol açabileceği olumsuz psikolojiden korumak için bu konuları oyun oynayarak konuşmak gerektiğini vurguladı. Koçkar, “Depremle ilgili duygu ve düşüncelerin ortaya çıkması için destek olmak lazım. Yetişkinlerin de çocukların da kendilerini güvende hissedebilecekleri bir yere gitmeleri, kaygıların daha hızlı dinmesine yol açabilir. Depreme maruz kalmış 11 yaş ve üstü çocuklarla ise sohbet etmek, depremle ilgili soruları varsa bunları cevaplamak büyük önem taşıyor” diye konuştu.
Destek ihtiyacı varsa nasıl anlarız
Aylin İlden Koçkar, doğrudan depreme maruz kalmış ya da ortamdan etkilenmiş bir çocuğun desteğe ihtiyaç duyabileceğini belirterek şöyle dedi: “Depremden etkilenmiş bir çocuğun desteğe ihtiyacı olup olmadığını ne zaman anlarız? İki haftadan uzun süren ağlama öfke krizleri, yemekte ve uyumakta zorlanma, eskiden yaptığı şeylerden keyif almama, baş ve karın ağrısı, yorgun hissetme depremden yoğun biçimde etkilendiğini göstergeleri olabilir. Bu süreden sonra destek almak gerekir. Çünkü günlük hayatı, sosyal ilişkileri olumsuz etkilemeye başlar.”
Sorularına cevaplar vermeli
Depreme maruz kalmış çocuğun yetişkinlerden farklı olarak kendini daha güvensiz, kafası karışmış hissedebileceğini belirten Koçkar şunları ekledi: “Çocuk çok korktuğunu söyleyebilir. Bina neden çöktü, neden yıkıldı, kapı niye devrildi, arkadaşım nerede gibi sorularına çocuğun yaşına uygun şekilde net cevaplar vermek lazım. Her sorunun cevabı bizde olmayabilir. Arkadaşının nerede olduğunu bilmediğimizi söylememizde de sakınca yok.”
Yakın temas ve bıkmadan anlatmak
Aylin İlden Koçkar, depreme maruz kalmış çocukların, genel olarak huzursuz ve öfkeliyse, daha fazla ağlıyorsa, daha fazla ilgi ve temasa da ihtiyaç duyabileceklerini belirterek “Sarılmak, yanında olmak, iyi gelen ne varsa yapmak, oyun oynamak rahatlatıcı olur. Güven duydukları yetişkinlere defalarca aynı soruları sorabilirler, bu çok normal. Bazı görüntülerle karşılaşınca olayı hatırlayıp tekrar tekrar korkabilirler. Her seferinde konuşmak, kendisini ifade etmesine yardımcı olmak, anlatmak gerekir” dedi.