İnsan sağlığının yanısıra ekonomileri de tehdit eden Kovid-19, ekonomilerde İkinci Dünya Savaşı’ndan beri görülmemiş bir çöküşe neden oldu. Salgın, dünya ekonomisini uçurumun eşiğine getirirken, salgının ortaya çıktığı Çin’in, küresel ekonomideki payını artırarak yükselişine ivme kazandırması ve Türkiye’nin, ihracatını daha da artırma potansiyeli dikkati çekiyor.
KÜRESEL İSTİHDAM KAYBI 500 MİLYON
Kovid-19 küresel ekonomideki resmi olmayan hiyerarşiyi yıkarken, Çin gibi ekonomiler krizin nispeten “kazananı”, Avrupa Birliği (AB) ekonomileri ise “kaybedenleri” olarak öne çıkıyor. Dünya genelinde birkaç hafta içinde yaklaşık 500 milyonluk istihdam kaybı yaşandı. Merkezi Zürih’te bulunan yatırım bankası UBS’nin yaptığı araştırmaya göre, Çin’in, küresel ekonomik üretimdeki pazar payını 2019’dan 2021’e kadar olan süreçte yaklaşık yüzde 9 artıracağı öngörülüyor.
BÜYÜME ORANLARI FARKLILAŞIYOR
AB’nin ise Kovid-19 krizinden dolayı küresel ekonomideki payını 2019 ila 2021 arasında yüzde 3,5 kaybetmesi bekleniyor. Güney Kore ve Türkiye, kazanan ülkeler arasında yer alıyor. Dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’nin ise bu konumunu gelecek yıl kabaca koruyacağı belirtiliyor. Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) Araştırma ve Ekonomik Tahmin Müdürü Timo Wollmershaeuser, küresel Kovid-19 şokunun herkesi vurduğunu ancak ülkelerin büyüme oranlarındaki farklılıkların her zamankinden daha büyük olduğunu kaydetti.
İYİ EĞiTİMLİ İŞ GÜCÜ AVANTAJ
Erdal Yalçın, Türkiye’nin büyük, güvenilir, iyi eğitimli iş gücüne sahip olduğunu ifade ederek, “Türkiye, genç ve iyi eğitimli insanları ile büyük bir nüfusa sahip. Özellikle AB’den uluslararası şirketler için bu, Türkiye’yi AB pazarı için mal üretmek üzere güvenilir ve ilginç bir yer haline getiriyor” dedi. Türkiye’nin Kovid-19 krizinden özellikle ihracat sektöründe daha güçlü çıkabileceğine şüphesi olmadığını vurgulayan Yalçın, bunun için bazı şartların sağlanması gerektiğinin altını çizdi.