Uzmanlar, İzmir’de yaşanan depremle tekrar gündeme gelen asansörlere ilişkin denetimin ihmal edilmemesi ve deprem anında kullanılmaması konusunda uyarıyor.
EN ÇOK ASANSÖR İSTANBUL’DA
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, ülke genelindeki asansör sayısı 550 bin 489’a ulaştı. Türkiye genelinde asansör sayısı 550 bini aşarken, en çok asansör 147 bin 271 adetle İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’u 41 bin 774 adetle Ankara, 37 bin 649 adetle İzmir, 35 bin 836 adetle Antalya, 25 bin 570 adetle Konya, 25 bin 152 adetle Bursa takip ediyor.
İlçeler baz alındığında Kadıköy 14 bin 724 adetle başı çekerken, Esenyurt’ta 12 bin 656, Konya Selçuklu’da 10 bin 800, Ümraniye’de 10 bin 783, Kartal’da 10 bin 7 adet asansör bulunuyor.
Asansör ve Yürüyen Merdiven Sanayicileri Derneği (AYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt, asansörlerin deprem anında davranışlarının ve fiziki yapısının, binanın yıkılmadan bir bütün olarak kalması varsayımından hareketle belirlendiğini söyledi.
Deprem anınsa asansörlerde en sık görülen problemin; “Karşı ağırlığın raydan çıkarak kabine çarpması” olduğunu dile getiren Targıt, “Bunun önlenmesi yapısal önlemlerle gayet mümkündür. Alınacak önlemler sismik etki altındaki asansörler standardında yazılıdır. Bu davranışları incelersek kullanmamak gerektiğini anlarız. İlgili standarda göre bina sistemi deprem dalgalarını algılayıp hareket halindeki asansörün kumanda sistemine ilettiği anda kayıtlı tüm kabin ve kat çağrıları iptal edilir, yeni çağrılar dikkate alınmaz. Hareket halindeki kabinin hızı azalır ve yavaşça ilerleyerek bir sonraki katta durur. Deprem sinyali aldığı anda bir katta durur halde olan asansörler, kapı kilitlerini açar ve hizmet dışı kalır.”
“DEPREM ANINDA İLK KATTA DURACAK OLMASI ASANSÖRLERİ KULLANMAMAK İÇİN ÖNEMLİ BİR NEDEN”
Targıt, “Kurallara uygun tasarlamış asansörlerin deprem anında çalışırken ilk katta durması, çalışmaz haldeyken de hizmet dışı kalması onları deprem sırasında kullanmamamız gerektiğini gösteriyor.” diye konuştu.
Depremlerde hala binaların yıkıldığını ve bu nedenle asansör güvenliği veya başka bir konuya geçilemediğini anlatan Targıt, “Artık biz de depremde yıkılmayan binalar yapma ve iç mekanik, elektrik ve gaz donanımını emniyete alma fazına geçmeliyiz.” dedi.
“ASANSÖR DENETİMİ İHMAL EDİLMEMELİ”
RoyalCert Türkiye Genel Müdürü Ömür Aydın, Türkiye’de son yıllarda asansör pazarındaki gelişmelere değinerek, konut üretiminde son 10 yılda yaşanan hareketlenmenin asansör sektörünü de aynı paralellikte büyüttüğünü söyledi.
Aydın, ilk denetleme dönemlerinde asansörlerin yüzde 52’sinin kırmızı, yüzde 15’inin ise sarı etiketli olduğunu anımsatarak, “Ancak sonraki süreçlerde kırmızı etiketli asansör oranının yüzde 9’a, sarı etiketli asansör oranının ise yüzde 1’e kadar düştüğünü gördük. Bu düşüş oldukça önemli. Artık asansör güvenliği konusunda bir bilincin oluşmaya başladığını görmek sevindirici.” dedi.
Ancak hala mevcut asansörlerin önemli bir kısmının kırmızı etiketli olduğunu vurgulayan Aydın, şu uyarılarda bulundu:
“Can güvenliği, deprem, mekanik arıza ve benzeri nedenlerle asansörlerin belirli periyotlarla denetlenmesi çok önemli.”
“ASANSÖRLER DEPREME HAZIR OLMALI”
Ömür Aydın, Türkiye’nin bulunduğu yüksek riskli fay hatlarına ve artan depremlere değinerek, asansörlerin depreme hazır olup olmadığı sorusunun sorulması gerektiğini vurguladı.
Asansörlerin deprem ve yangın esnasında kesinlikle kullanılmaması gerektiğini dile getiren Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem esnasında içerisinde bulunulması ihtimaline karşın asansör sisteminin can ve mal kaybı yaşanmadan kullanılabilmesi için alınması gereken tedbirler ihmal edilmemeli. ‘Yangın ve Deprem Anında Asansörü Kullanmayınız’ etiketi tüm kat kapılarında asılı olmalı. Kişilerin o esnada bu etiketlere bakmayacağını düşünürsek buna elektronik olarak da önlem alınmalı. Bu önlemi TS EN 81-77 Standardı Sismik algılama sistemiyle alabiliriz. Bu sayede deprem esnasında asansör kontrol sistemleri kabin ve katlardan yapılmış tüm çağrıları iptal etmeli ve yeni komut almamalı.”
Aydın, alınan tedbirlerin deprem senaryosunda çalışıp çalışmadığının önceden kontrol edilmesi ve bu konuda tatbikat yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.