Türkiye karanlık dönemleri geride bıraktı derken 28 Şubat zihniyeti yeniden sahneye sürüldü. Muhafazakar insanları hedef alan eylem ve söylemler son dönemlerde ayyuka çıktı. Zehirli iklim 2019 seçimleri sonrasında yeniden uç vermeye başladı.
MELTEM’LE BAŞLADI
İSLAMİ STK’LAR HEDEF
Ardından tıpkı 28 Şubat döneminde olduğu gibi İslami vakıf, dernek, sivil toplum kuruluşu ve eğitim kurumları hedef alındı. Kamu yararına hizmet veren bu STK’lara belediyeler tarafından yapılan yardım, hibe ve kiralamalar ‘yolsuzluk’ gibi gösterilip bu kuruluşlar itibarsızlaştırılmak istendi.
BAŞÖRTÜLÜ HAKİM OLMAZMIŞ
ÖRTÜLÜSÜN SANA GÜVENMEM
İstanbul’da CHP’li bir Belediye Meclis üyesi İsmail Hakkı Temel de kendine koronavirüs testi yapan başörtülü sağlık görevlisine “Senin başında şu şey varken, nasıl güvenip ağzımı açarım, ya beni zehirlersen” diyerek saldırdı. CHP Grup Başkan Vekili Engin Özkoç ise, AK Parti Milletvekili Özlem Zengin’e, Bülent Ecevit’in Merve Kavakçı için kullandığı “Bu kadına haddini bildirin” söylemini andıran üslupla saldırdı. Engin Özkoç, TBMM’da ‘ulan’ ifadesini kullandığı Zengin’e “Bu kadına haddini bildiriniz” diyerek saldırdı.
Camiler ve Kur’an hedef
Başörtülülere vampir benzetmesi
Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Zirvesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesi esnasında 28 Şubat’ın sembol isimlerinden Merve Kavakcı’nın kızı Fatma Gülham Abusahanab tercüman olarak görev aldı. Kavakcı’nın kızının tercüman olarak görev yapması CHP’li Özgür Özel’i rahatsız etti. Başörtüsü nefretini gözler önüne seren Özel, Kavakcı’yı ‘rejim düşmanı’ ilan ederek “Sembol isimleri kritik görevlere getirerek vampir gibi ülkenin kanını emdirerek Cumhuriyet’ten öç alıyorlar gibi bir hissiyata kapılıyor insan” ifadeleriyle adeta kin kusmuştu.
Özcan’dan densizlik
Hazmedemediler
Kara Harp Okulu’nun ilk başörtülü öğrencisi olan Müberra Öztürk, okulunu 5’inci olarak tamamlarken, diplomasını Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler’in elinden aldı. Bir dönem başörtülü olduğu için yemin törenine alınmayan aileler, bu tablo karşısında göz yaşlarını tutamadı. Bu görüntüler de bazı çevreleri rahatsız etti. Bu rahatsızlığı ilk dışa vuran Sözcü Yazarı Emin Çölaşan oldu: “Diploma törenine kafasındaki türbanla çıktı. Diplomasını Genelkurmay Başkanı verdi. Bundan sonra görev alacağı her askeri birlikte örtüsüyle çalışacak, günah olur diye saçları asla görünmeyecek. Belki bu nedenle önü açılacak ve zamanı geldiğinde generalliğe terfi ettirilecek.”
Bu saçmalık bardağı taşırdı
Saldırılar arttı
28 Şubat’ı hatırlatan eylemlerde bulunanlar sadece CHP’liler değildi. İzmir, Adana ve İstanbul’da çok sayıda kadın sadece başörtülü olduğu için saldırıya uğradı. İstanbul Barosu başörtüsü ile seminere katılan kadın avukata uyarı yazısı gönderdi. EBA TV’de ders anlatan başörtülü öğretmenlere “Başörtülü öğretmenler öğrencilere rol model olarak gösterilemez” denilerek karşı çıkıldı. Ferhan Şensoy’un cenazesinde konuşan tiyatrocu Cihat Tamer de haddini aşarak dindarlara saldırdı: “70 senedir bu ülkeyi din bağımlısı hükümetler yönetiyor. Ama ona rağmen 70 senedir inadına tiyatro yapıyoruz biz” sözlerini sarf etmişti.