Diyabet oranının yüksek olduğu toplumlarda gebelik şekerinin daha sık görüldüğünü belirten Medical Park Tarsus Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “Türkiye gebelik şekeri sıklığı açısından orta derecede riskli bir ülke sayılmaktadır. Gebelik şekeri gelişen kadınlarda, gebelikten ortalama 22-28 yıl sonra diyabet (ağırlıklı olarak tip 2 diyabet) gelişme riskinin yaklaşık yüzde 70 olduğu görülmektedir” dedi.
Halk dilinde gebelik şekeri olarak bilinen hastalığın tıpta gestasyonel diabetes mellitus (GDM) olarak adlandırıldığını dile getiren Medical Park Tarsus Hastanesi İç Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “Gebelik şekeri, gebelik öncesinde bilinen şeker hastalığı olmayan bir gebede, gebeliğin ikinci ya da 3. Trimester (3 aylık dönem) ortaya çıkan kan şekeri yükseklikleri ve karbonhidratlara karşı ortaya çıkan yetersiz bir cevap durumudur” diye konuştu.
Gebelikten yıllar sonra görülebilir
Diyabet oranının yüksek olduğu toplumlarda gebelik şekerinin daha sık görüldüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, şu bilgileri paylaştı:
“Türkiye gebelik şekeri sıklığı açısından orta derecede riskli bir ülke grubunda sayılmaktadır. Gebelik şekeri gelişen kadınlarda, gebelikten ortalama 22-28 yıl sonra diyabet (ağırlıklı olarak tip 2 diyabet) gelişme riskinin yaklaşık yüzde 70 olduğu görülmektedir.”
İnsülin direnci önemlidir
Pankreastan salgılanan insülinin kan şekeri düzenlenmesinde ana etkili hormon olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “İnsülin, şekerin normal seviyelerde bulunması üzerinde en büyük etkiye sahip hormondur. Normal gebelikte annedeki hormonal değişiklikler ile birlikte plasentada (anneden bebeğe beslenmeyi sağlayan yapı) salgılanan insülin karşıtı hormonlar insülin direncine yol açar. Böylece kişide kan şekeri yüksekliğine meyil artar. Bunu yenmeye yönelik olarak vücutta pankreas beta hücrelerinden insülin salgılanması artar, kan dolaşımına geçen fazladan insülin ile insüline karşı gelişen duyarsızlık (insülin direnci) yok edilerek kan şekeri seviyeleri normal sınırlarda tutulur. Diyabete yatkınlığı olan kadınlarda ise gebelik sırasında oluşan insülin direncini düzeltmek için pankreas fonksiyonlarının yeterli olamaması sonucu gebelik şekeri ortaya çıkar” dedi.
Hipertansiyon ve sezaryen riski göz ardı edilmemeli
Gebelik şekerinin; anne adayı, fetüs ve yenidoğanda çeşitli sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “Gebelik şekeri olan kadında hipertansiyon, preeklampsi, sezaryen riski ve kalıcı diyabet gelişebilirken fetüste makrozomi (normalden daha büyük kilolu olma hali), daha sık doğum yaralanmaları, omuz çıkması ve doğum sırası ve civarında ölüm riskinde artma; yeni doğanda erken doğum sonrası dönemde hipoglisemi (şeker düşüklüğü) yenidoğan sarılığı, kalsiyum düşüklükleri, sıkıntılı solunum sendromu (RDS); çocuklukta, geç ergenlik ve erişkin döneminde obezite ve diyabet görülebilmektedir” diye konuştu.
Hareketsiz yaşam gebelik şekerini tetikleyebilir
Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, gebelik şekeri için risk faktörlerinden bazılarını şöyle sıraladı:
- Önceden annedeki kan şekeri yükseklikleri (diyabet tanısı olmaksızın),
- Ailede diyabet öyküsü,
- 40 yaş üstü gebelik, kısa boylu olmak,
- Obezite, kırmızı et ve işlenmiş et ürünlerinden zengin beslenme tarzı,
- Hareketsiz yaşam tarzı,
- Hipertansiyon,
- Polikistik over sendromu,
- Çoğul gebelik (ikiz-üçüz vb.),
- Önceki doğumlarda 4,5 kg üzeri çocuk doğurmuş olmak,
- Ölü doğum yapmış olmak,
- Önceki gebeliklerde gebelik şekeri.
Açlık kan şekeri ölçümü yapılmalı
Tüm gebelerde ilk muayeneden itibaren risk değerlendirmesi yapılmasını ve açlık kan şekeri ölçülmesini belirten Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “Kan şekeri yüksek gebelerde ve yukarıdaki yüksek risk gruplarından birine dâhil gebelerde kan şekeri normal dahi olsa diyabet taraması (tercihen 75 gram şeker yükleme testi) yapılmalı ve gebe olmayanlardaki gibi yorumlanmalıdır. Diyabet saptanmazsa daha sonra gebeliğin 24-28. haftalarında gebelik şekeri için tarama yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Doğru kan şekerine diyetle ulaşılır
Gebelik şekerinde hastaların yüzde 80’den fazlasında sadece diyet ve egzersizle hedef kan şekeri değerlerine ulaşılabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “Hedef değerlere iki hafta içinde ulaşılamazsa veya kan şekeri kontrol altında iken tekrar yükselirse, insülin tedavisine başlanmalıdır. Hedefe ulaşamamaktan kastedilen, ölçümlerin yüzde 30’dan daha fazlasının hedeflenen seviyenin üzerinde kalmasıdır” açıklamasında bulundu.
Kan şekeri takibi düzenli olmalı
Her gebenin kan şekeri takiplerini gebeliğin başlangıcından itibaren düzenli ve uygun şekilde yaptırması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Mustafa Ozan Levent, “Kan şeker takibi, hem anne hem de bebek sağlığı açısından çok önemli olup kaçınmamız gereken pek çok hasarı bu kontrolle engelleme şansı olduğu unutulmamalıdır” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı