“Can Şengün ile Sıkı Fıkı”nın Yeni Bölümünde Kalben Unutulmayacak Bir Gece Yaşattı!
Müzik dünyasında bilgisi, deneyimi ve gerçekleştirdiği projeleriyle öne çıkan Can Şengün’ün birbirinden değerli sanatçıları ağırlayıp izleyicilerine Zorlu PSM touché’de unutulmaz anlar yaşattığı “Can Şengün ile Sıkı Fıkı” adlı programının bu haftaki konuğu başarılı müzisyen Kalben oldu. Doğum gününe denk gelen ve sahnede pasta sürpriziyle karşılaşan Can Şengün’ün programının yeni bölümüne konuk olan Kalben, yazma süreçlerinden kariyer hikayelerine, oyunculuk deneyimlerinden sahnede üst üste denk gelen talihsizliklerine kadar her konuyu tüm samimiyetiyle paylaştı. Can Şengün’ün her bölüm farklı genç müzisyenleri sahnesinde ağırladığı programının yeni bölümünde ise Melis Güven ve Selin Sümbültepe dinleyenleri adeta büyüledi
“Müzik seni hayal kırıklığına uğratmaz”
Programın girişinde sevilen şarkısı “Taşikardi”yi söyleyen Kalben, Can Şengün tarafından “Sen müziğe, yazmaya aşık bir sanatçısın. Seninle her görüşmemizde, her konuşmamızda yeni yaptığın bir şarkı, bir proje ya da sıcak ve yeni yapmak istediğin işlerle karşılaşıyorum. Nedir bu müzik ve üretmek aşkı anlatır mısın?” sorusuna “Müzik benim için biricik bir şey çünkü müzik seni hayal kırıklığına uğratmaz. Hiçbir zaman. Dünyanın en kötü şarkısını da dinlesen içinde seni mutlu edecek, hoşuna gidebilecek bir şey bulabilirsin. Müziğin o yüzden katı eleştirilmesine, müzik yapan insanların yerilmesine hiç dayanamıyorum. Sadece müzik de değil aslında sanatın her dalı için geçerli çünkü çok fazla insan bir arada emek veriyor. O yüzden ben müzik yapabildiğim için çok mutluyum. Müziği çok seviyorum. Beni hiç insanlar kadar hayal kırıklığına uğratmadı. Daha ziyade müzik yaparken insanlar beni hayal kırıklığına uğrattı. Ama eminim birlikte yol yürüdüğüm insanlar da benim hayal kırıklıklarımdan yeni bir şeyler öğrenmiş, bir ders çıkarmıştır diye düşünüyorum.” yanıtını verdi.
“İnsanın hayatında izi kalan şeyler büyük aşk hikayeleri değil, dostluk hikayeleri oluyor”
Sevilen şarkılarından “Yara”yı söyleyen Kalben, Can Şengün tarafından sorulan “Geçen yıl çıkardığın “Eski Dünyanın Yangını” adlı romanınla ilgili konuşmak istiyorum. İçinde ne gibi duygular barındırıyor bana biraz anlatır mısın?” sorusuna “Dostluk hikayelerinin çok anlatılmadığını görüyordum bir süredir. Genelde insanların kendini hep daha mükemmel göstermeye çalıştığı, hep başarılı olmak istediği, kariyerine odaklandığı, günlük meselelerin içinde yitip gittiği ve en sevdiği eşine, dostuna istediği yakınlığı dahi gösteremediği ama kendini mükemmel bir ürün olarak konumlandırdığı zamanlardayız. O yüzden romanın içinde dostluk var diyebilirim öncelikle. Hiç öyle büyük bir aşk hikayesi filan yok. Çünkü insanın hayatında izi kalan şeyler büyük aşk hikayeleri değil, dostluk hikayeleri oluyor ve gerçekten tutkuyla yapmak istediği şeyi yakaladığı an oluyor. Dönüp baktığımızda “en sevdiğim şeyi bulduğumda veya yapmaktan keyif aldığım şeyi yaparken şu yaştaydım” diye hatırlayabilirsiniz ama belki ilk öpüşmenizi o kadar hevesli bir edayla hatırlamayabilirsiniz. O yüzden roman kesinlikle dostluktan beslenen ve dostlukların zamanla nereye evrilebileceğini anlatan, hiçbir konudan utanmayalım dediğimiz hikayeleri anlatıyor.” yanıtını vererek romanı ile ilgili konuştu.
“Kimseyi tanımadan, hissiyatını anlamadan eleştirmemek gerekir”
Başarılı piyanist Tolga Kılıç’ın da sahneye çıkmasıyla hep birlikte Lionel Richie’nin “Hello” şarkısını büyüleyici bir şekilde seslendiren Kalben, Can Şengün’ün sorduğu “Merak ettiğim, belki birçok kişinin de merak ettiği bir sorum daha var… geçenlerde sahnede yaşadığın, nispeten hırçın olarak tanımlayabileceğimiz bir dansın gündem oldu. Bu konu hakkında neler paylaşmak istersin” sorusuna “Hazırsanız tüm samimiyetimle anlatıyorum; birinci konu öncelikle kostümümde büyük bir sıkıntı vardı. Müthiş bir insan tasarlasa da elbisemi, benim hatam oldu ve elbise ölçüleri alındıktan sonra zayıfladığım için elbise üzerimde durmadığından onu üzerimde kontrol etmek için büyük efor sarf ediyordum. İkinci konu ise rodi meselesi… bilirsiniz biz bir ekip olarak çalışıyoruz ve sahnede rodiler vardır. Rodiler gitar taşır, amfileri, davulları taşır yani sahneyi kusursuz ve işleyecek bir biçimde kuran arkadaşlarımızdır. Bizim de o konserdeki rodimiz henüz tam oturmamıştı. Bu konuda cidden çok hassas çalışıyoruz yani bizimle çalışacak kişi konusunda bir sürü prensibimiz var. Ne kadar yetenekli olduğundan ziyade ne kadar insan ona bakarız hep çalışma arkadaşlarımızın. O gün de rodi arkadaşlarımız bir şekilde adapte olamadı ve üst üste aksilikler yaşanmaya başladı ve konser boyunca aksilikler yoluna koyulmamaya başlanınca ben de bir insanım nitekim ve dayanamayıp tepkimi göstermiş oldum. Bu arada sahnede öfkelenebilirim, kimseye zarar vermediğim sürece şovla ilgili veya kişisel birçok şeyi yapabilirim çünkü hepsi şovun bir parçası. İnsanlar 15-20 saniyelik bir görüntü ile 110 dakikalık konserin öyle geçtiğine inanmak istediler ancak çok keyifli geçen bir konser olduğunu belirtmek isterim. İnsanları yargılamak kolaydır ancak kimseyi tanımadan, hissiyatını anlamadan eleştirmemek gerekir. Israrla bu yapılıyorsa da size, umursamaz olabilirsiniz. Ben öyle yapıyorum en azından” yanıtını verdi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı