Soft renkler, uçuşan kumaşlar ve geçmişten ilham alan korseli tasarımlarıyla kendi özgün çizgisinde ilerleyen tasarımcı Duygu Ay, yurtdışında da dikkat çekmeyi başaran isimlerden biri. Öyle ki tasarımcı, geçtiğimiz günlerde Versay Sarayı’nda gerçekleştirilen baloya aldığı davet üzerine gece özel üç elbise tasarlıyor.
Kraliçe Victoria’nın 203. doğum günü şerefine Versay Sarayı’nda gerçekleştiren baloya davet edilen tek Türk tasarımcı Duygu Ay ile bu özel gecenin detaylarını konuştuk.
Kraliçe Victoria’nın 203. doğum günü kutlamaları kapsamında Versay Sarayı’nda düzenlenen baloya katılan tek Türk tasarımcı oldunuz. Bu özel davetin detaylarını sizden dinleyebilir miyiz
Gerçekten büyüleyici bir geceye bende şahit oldum. Bu balo ilk kez 167 yıl önce 3. Napolyon tarafından Versay Sarayı’nda düzenlenmiş; ardından 167 yıl sonra tekrar organize edildi. Benden de üç tasarım hazırlamam istendi. Açık arttırma ile gelirleri Unicef, StreetchildUK ve Levalife adlı kurumlara bağışlanacağını da duyunca çok mutlu oldum ve içinde olmaktan onur duyduğum bir proje oldu.
Davet boyunca nasıl bir atmosfer vardı?
Peri masalı gibi bir geceydi desem abartmış olmam. Dünyadan sadece 1100 kişinin katıldığı bir yardım balosuydu. Prens Jean Christophe Napoleon ve sevgili eşi Prenses Olimpia Napoleon, İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in kuzeni Prens Michael, Sör Rodney Williams, Rutland Dükü gibi birbirinden önemli davetliler vardı.
Geceye özel üç elbise tasarladınız, hikayelerini paylaşır mısınız? Nelerden ilham aldınız?
Bu üç tasarımın birinde Kraliçe Victoria’dan, diğerinde Napolyon’un eşi olan Empress Eugenie’den ve son olarak da modern kraliyet elbisesinden esinlendim ve günümüz modasıyla birleştirerek yorumladım. En hassas davrandığım nokta tasarımları 1830’lardan 1890’lara kadar olan dönemdeki modaya tamamen sadık kalarak modernize etmek oldu. Bunun için çok yoğun bir mesai harcadığımı söylemeliyim.
DUYGU AY COUTURE & WEDDING (@duyguaymaisondecouture)’in paylaştığı bir gönderi
Versay Sarayı’nda bir de çekim gerçekleştirildi, nasıl bir deneyimdi sizin için?
388 yıllık bir yapının içerisinde olmak ve tasarımların mekan-uyum ilişkisi taşıması çok heyecan vericiydi. Orada tarihi tekrar yaşadım diyebilirim. Tasarımlarıma peri masalından ilham alarak başladığım bu yolda, böylesine anlamlı ve özel bir projenin içinde yer almak beni çok mutlu etti.
Balo gecesinden bir gün önce Fransa’nın İngiltere Başkonsolosluğu’nda verilen davetten de biraz bahseder misiniz?
Balodan bir gece önce kendisiyle tanışma fırsatı bulduğum Fransa ve Monako Başkonsolosu Menna Rawling’in ev sahipliği yaptığı bu gece herkesin balo öncesi tanışma fırsatı bulduğu ve açık arttırmanın başladığı ilk gün oldu. Çok verimli geçtiğini söyleyebilirim.
Peki, son dönemde başka ne gibi projeler yapıyorsunuz? Yeni bir koleksiyon hazırlığınız var mı?
Son bir yıldır markama abiye ve gelinlik bölümü ekledim. Duygu Ay Maison De Couture markası altında İstanbul Rumelihisarı’nda 450 yıllık bir yalı olan İffet Hanım Yalısı’nda hizmet veriyoruz. Pandemi süresince hayata geçirmek istediğim projelerim arasındaydı ve gerçekleştirebildim. Bu organizasyon sürecinde üç kıyafet tasarlarken Victoria dönemini çok detaylı bir şekilde inceleme fırsatım oldu ve oldukça etkilendim. Şimdi ise adını “The Royal Collection” koyduğum bir koleksiyon üzerinde çalışmalara başladım.
Röportaj: Damla Durak