Dolapların en temel ve tüm zamanlarin en klasik parçasi bütün o görkemli tasarımları geride bırakarak sezonun yıldızı oldu.Onu günlük stilimize adapte etmek içinse birkaç ay daha beklememize gerek yok. Sokak stili kendisini çoktan oyuna dahil etti.
Şubat ayında Kaia Gerber Prada defilesini açtığında, Hunter Schafer da sürpriz bir şekilde finalde podyumda belirdiğinde dikkatimi çeken şey üzerlerindeki üçgen Prada logolu beyaz atletlerdi. Bu zamansız parça kristal ve metallerle desteklenen transparan tüllü mini eteklerle tamamlanıyordu. Prada’nın içinde bulunduğumuz bu sezon için yaptığı mini tafta eteklerin farklı bir yorumuydu, peki beyaz atletler?
LADY GAGA
Çabasız bir şıklık, ya da Fransızların da dediği gibi “je- ne-sais-quoi”. Bir jean, bir atlet ve özgür saçlar! Güne hazırsınız.
Birkaç gün sonra Matthieu Blazy, Bottega Veneta için hazırladığı ilk koleksiyonda denim görünümlü deri pantolonları ve tek askılı çantaları yine beyaz atletle podyuma yolladı. Moda dünyasını bir süredir en çok heyecanlandıran ilk koleksiyon için iddiasız bir seçim gibi. Bir taraftan da taze başlangıçlar için mükemmel bir metafor. Blazy, kalbi kadar temiz beyaz bir sayfayı bize açmıştı. Olay şu ki; Miuccia Prada ve Raf Simons’un aslında her sezon trend belirleyici bir parça ürettiklerini unutmuş gibiydim. İki defilenin ardından Paris Moda Haftası’nda da Chloé, Acne Studios ve Sacai koleksiyonlarında beyaz atletler yine rol çalıyordu.
Podyumda, Prada defilesinin ardından beyaz atletleri bir, iki kez daha görmek tatlı bir tesadüf olabilirdi ama Paris koleksiyonlarında da karşımıza çıktığında ‘nur topu’ gibi bir trendin kucağımıza düştüğü konusunda hemfikir olduk.
YALIN ALTERNATİF!
Beyaz atletler tam bir oyun kurucu aslında. Tüm görünümü onun etrafında şekillendirerek harikalar yaratabilirsiniz. Yüksek modanın bir parçası olabilmesi için fazlasıyla işlevsel ama çok sürprizsiz bu parçanın günlük look’lara eklendiğinde, beraber kullanıldığı her parçayı birer yıldız yaptığını unutmamalı. Tasarlarken abartılı bir işçilik gerektirmeyen bu beyaz atletler vurguyu diğer elementlere çekiyor. O yüzden kurtarıcı olduğu kadar destekleyici de. Dolapların demirbaşlarından olan yalın parçaların büyüsü de buradan geliyor zaten. Küçük siyah elbiseler, beyaz gömlekler ya da iyi bir terzi elinden çıkmış gibi vücuda oturan ceketler gibi stili tanımlayan belirleyici unsurlardan. Her gün giyseniz bile sıkılmayacağınız ve trendlere yenik düşürmeyecek bir parça.
Acne Studios’un bol paçalı pantolonları ya da Hermès’in yüksek belli etekleriyle beyaz atletler yüksek modanın bir parçası oluyor. The Row ve Chloé’de ise sportif bir şekilde yorumlanıyor.
Her ne kadar Sonbahar/Kış koleksiyonlarında kendini tekrar ederek bir trend alarmı yaratsa da İlkbahar/ Yaz 2022’de de The Row’da, Jil Sander’da karşımızdaydı. Jacquemus, Marine Serre bu alışılageldik trendsiz ve cinsiyetsiz parçayı koleksiyonlarından eksik etmiyor. Loewe’nin sürreal İlkbahar/Yaz 2022 koleksiyonunda da kurdele detaylı maksimal etekleri olabildiğince yalın atlet- lerle birlikte gördük. Tıpkı Prada’da olduğu gibi Loewe’de de markanın logosu bir guru gibi göğüs kısmına işlendi.
LOEWE SS22
MAÇO KÜLTÜRÜNDEN MİNİMAL 90’LARA
Marlon Brando, “Arzu Tramvayı”nın beyaz perde uyarlamasında tüm maçoluğunu konuşturarak “Stelaaaaaaa” diye haykırdığında onu ıslanmış ve kirlenmiş bir beyaz atlet içinde görüyorduk. Aslında gayet yerinde bir seçim. Beyaz atlet 1910’lu yıllarda erkeklerin dolabına girmeye başlıyor ilk başta. Gömlek altından kendini belli eden bu parça savaş döneminin temel parçalarından. Moda olmakla pek de alakası yok ilk başta yani, günlük gereksinimi karşılaması için icat edilmiş bir ürün. 1950’lerde yakası bağrı açık gömlekler ve altın zincirlerin arasından kendini göstermeye başlıyor sonra.
CALVIN KLEIN JEANS
Zaman içinde de kullanım alanları daha zarif ve yalın olarak genişledi, ancak bir klasik olma etkisini kaybetmedi. 90’lara geldiğimizde minimalizm ve Calvin Klein sayesinde beyaz atletler kadınların dolabında da yer almaya başladı. Jil Sander’in midi eteklerini, Helmut Lang’ın deri siluetlerini tamamlayan şey beyaz atletlerdi. Kate Moss’u bize kazandıran Corrine Day’in ikonik çekimlerinde, sıcak bir yaz günü soğuk duş etkisi yaratan o dingin karelerde de Moss’un üzerinde yine beyaz atletler vardı.Bu yüzden bu sene vitrinlerden podyumlara kadar kendine geniş çevrelerde yer bulma sebebi altın çağı devam eden Y2K ve 90’lar estetiğinin geri dönüşü.
Tüm bu defile ve lookbook çekimleri sıradan bir parçanın her seferinde nasıl farklı şekillerde kullanılabileceğini de gösteriyor. Deri kanvas, jean ya da tafta etek!
POPÜLER KÜLTÜRDEKİ GÜÇLÜ ETKİSİ
Sıradanlık onu dolapların kült parçası haline getirdi. Klasik bir görünüm yaratmanın arkasında bu vurucu sadelik yatıyor. Gelecek sezonun anahtar parçası şimdiden kırmızı halıdan sokak stillerine kadar her yerde karşımıza çıktı. Dua Lipa Avrupa turnesi sırasında şehirlerde dolaşırken, Lady GaGa “Top Gun” filmi için kaydettiği soundtrack albümünün kapağında, Iris Law “Pistol” filminin Londra galasında örgü beyaz atletleydi.
Ve pek tabii beyaz atletler ‘free the nipple’ akımının da en büyük destekçisi.
Julianne Moore, Cannes’da yeni filmini tanıtırken Bottega Veneta tercih etmişti. Siyah bir blazer’la tamamladı beyaz atletini, Bulgari mücevherleri de unutmamalı. Yine Acne Studios defilesinde de öne çıkan şey geniş hacimli aksesuarlara dikkat çekmekti. Böylece bu minimal parçanın her seferinde öne çıkarmak istediğiniz bir başka detayı nasıl vurguladığını görmüş olduk.
Bunlarla sınırlı değil, Annie Leibovitz 1985 yılında Angelica Houston’ı fotoğrafladığında üstünde yine beyaz atlet vardı. Houston, daha sonra o yıl “Prizzi’s Honor” fil- mi sayesinde Oscar kazanacaktı. İlginin sanki özel hayatından, dikkat çekici stilinden uzaklaşması ve sadece film hakkında söyleyeceklerinin ön plana çıkması için bu tercih yapılmıştı. Ancak günün sonunda tüm zamanların en ikonik karelerinden biri geriye kaldı. (Aslında diğer tüm o ikonik fotoğraf kareleri gibi. Helmut Newton’ın Paris sokaklarında çektiği o smokinli karesi ya da Patrick Demarchelier’nin süpermodelleri beyaz gömleklerle sonsuzlaştırdığı gibi. Ne kadar sade, o kadar ikonik.)
Zoë Kravitz örgülerini ve parıldayan, pürüzsüz güzelliğini vurgularcasına New York sokaklarında paparazzi karelerine yakalandığında, Beyonce tıpkı Blazy gibi ilk solo yolculuğuna çıktığında “Crazy In Love” videosunda yine beyaz atletleydi. Bu noktada özgürleştirici ve flörtöz bir yanının olduğunu unutmamalı. Fazlasıyla sıradan bu parça aslında doğru kullanıldığında kişisel stili yücelten, güçlü bir detay olarak istisnai bir görünüm yaratıyor.
Yazı: Aykun Taşdöner
Fotoğraflar: IMAXTREE.COM, GETTY IMAGES TÜRKİYE
ELLE Türkiye Temmuz-Ağustos 2022 sayısından alınmıştır.