Yargıya yönelik “militan” benzetmesi yaparak özür bekleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na HSYK’dan yanıt geldi.
HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, ”Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz” dedi.
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen ”HSYK’da 2010 yılında yapılan değişiklikler, yeni HSYK’da yargının etkinliği” konulu konferansa katıldı.
Konferans öncesi Rektör Prof. Dr. Hasan İbicioğlu’nu ziyaret eden Okur, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Gazetecilerin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile süren ”özür dileme” tartışmasının hatırlatılması üzerine Okur, ”Bu konuda yorum yapmak istemiyorum, siyasilerle polemiğe girme gibi bir niyetim yok. Zaten her şey Türk milletinin gözünün önünde cereyan ediyor” dedi.
Onuruyla şerefiyle görevini yapan hakim ve savcılara hakaret edilmesini kabul edemeyeceklerini vurgulayan İbrahim Okur, hakaret yapıldığı gerekçesiyle özür dilenmesini istediklerini hatırlattı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu‘nun tavırlarını milletin idrakine bıraktıklarını ifade eden Okur, ”Özür dilenmesi konusunda ısrar edilecek mi?” sorusuna, ”Milletimiz gereken değerlendirmeyi yapacaktır” yanıtını verdi. Hakim ve savcıların görevlerini layıkıyla yaptıklarını dile getiren Okur, ”Siz özür dileyecek misiniz?” sorusuna ise ”Görevimizi onurumuzla, şerefimizle yapıyoruz. Şerefli bir Türk hakimi olarak hiç kimseden özür dilemeyiz” dedi.
HSYK ADALETİ BOZAN TUZU KOKUTAN BİR KURUM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na (HSYK) yönelik gündeme getirdiği "militan" suçlamalarında geri adım atmadı.
Adana Genç İşadamları Derneği’nin (AGİAD) Seyhan Oteli’nde düzenlediği "Türkiye’nin siyasi liderleri Adana‘da buluşuyor, şehrin geleceğini konuşuyor" konulu toplantısına konuşmacı olarak katılan Kılıçdaroğlu, HSYK’nın adalet dağıtan bir kurum olmadığını savundu. Kılıçdaroğlu, HSYK için "adaleti bozan, tuzu kokutan bir kurum." değerlendirmesini yaptı.
Toplantıda bu konuyla ilgili sorulan bir soruya cevaplayan Kılıçdaroğlu, yasalarla belirlenmiş görevlerini yerine getiren devletin her kuruma olduğu gibi HSYK’da saygılı olduklarını hatırlattı. Bunun dışında bir görüşlerinin olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözü Ergenekon davalarına bakan yargıçlara getirdi.
Bu davalara bakan bir yargıcın "üzerimde kurumsal baskı var" diyerek ayrıldığını belirten Kılıçdaroğlu, hiçbir HSYK üyesinin çıkıp "Ya arkadaş sana bu baskıyı yapan kim?" diye sormadığını kaydetti.
‘BU ADALET BAKANINA BU HSYK YAKIŞIR’
Yargıya baskı yapıldığını ve kimsenin bunu sormadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Çünkü o baskıyı yapan, kendisi ile aynı düşüncede adamlar… Bu HSYK’ya saygı duyar mısınız? Ben duymuyorum. Kusura bakmasınlar. ‘Özür dile’ diyorlar. Senin neyinden özür dileyeceğim. Sen adaleti dağıtın da ben sana hayır mı dedim. Zaten öyle bir Adalet Bakanı var ki… ünvanı Ali Dibo… siz daha iyi bilirsiniz. Milletvekiliyken ihale dağıtan adam. Milletvekiliyken ihale dağıtan, yani ihaleye fesat karıştıran adam çağdaş bir ülkede Adalet Bakanı olabilir mi? Bırakın Adalet Bakanı olmayı, çağdaş bir ülkede siyasette görev bile alamaz. Biz bunu getirip Adalet Bakanı yaptık. Bu bakana da zaten bu HSYK yakışır, başka birisi olamaz ki…"
Yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğinin altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, yargıcın vereceği kararı önce kendi vicdanında tartmasını aktardı. Bütün yargıçların siyasi görüşlerine saygı duyduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "O da bir insandır, onunda bir siyasi görüşü vardır. Oda gider oy verir. Bunlar saygı duyacağımız alanlardır ve bunlar tartışma konusu olmaz. Ama yargıç kararı kendi vicdanında tartar. Çünkü adalet mülkün temelidir. Oradaki mülk devlet demektir. Adalet bozulursa devlet denilen kurum, büyük yaralar alır. Onun için adalet bozulursa tuz kokar, derler… Kim suçlanıyorsa adil bir şekilde yargılansın. İtirazımız yok. Bu davayı hemen bitin, demiyoruz. Ama adil bir şekilde yargılansın. Evrensel kuralların gerektirdiği şekilde yargılansın. Adamı arıyorlar, bulacağız, diye… Kamu görevlisi yurt dışında. Aranınca çıkıp gelip, hakime teslim oluyor. ‘Ha sen geldin değil mi, yakalayın bu kaçacak, içeriye atın.’ Böyle adalet olur mu? Bu adalet ülkeye adaletsizliği getirir. Gazetelerden okuyorsunuz. Tam bir mizah unsuru. Keşke Aziz Nesin yaşasaydı. Çocuklar arkadaşları hapishanede saçları kesilmiş diye, onlara destek vermek amacıyla kendi saçlarını kesip, fotoğraflarını mahkemeye gönderiyorlar. Vay efendim, bunlarda terör örgütünün üyesi, saklanmak için saçlarını kesmişler… O zaman niye fotoğraflarını mahkemeye göndersinler. Ne akıl, ne zekâ. Tam HSYK’ya uygun bir davranış. Adil yargılanmaya, hukukun üstünlüğüne evet, onun dışındaki bütün kurallara evet demeyiz." Eskiden DGM olarak bilinen Özel Yetkili Mahkemeleri’de eleştiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bunların siyasi iktidarın gücünü perçinlemek için kullandığı mahkemeler olduğunu iddia etti. Sıkıyönetim ve DGM’lerin bu amaca yönelik kurulduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, siyasi iktidarın emrinde yargının olamayacağını açıkladı.
‘YARGI SİYASİ İKTİDARIN EMRİNE GİRİP MİLİTANLAŞMIŞ’
O zaman yargının yara alacağını bildiren Kılıçdaroğlu, "HSYK bütün siyasi kaygılardan arınmalı. Siyasetin dışına çıkmalı, doğru karar vermeli ve ona göre hukuk yerini bulmalı. Ben eleştirdim. Bunlar Yargıtay’a 160 yeni yargıç seçtiler. 160 yargıç birinci turda boş oy kullandı. Ortak hareket ediyor muyuz, diye bir kendi kendilerini denediler. İkici turda da boş kullanarak, kendilerini sınamışlar. Bu yargının siyasi otoritenin emrine girip, militanlaşması anlamına gelir. Yanlışta buradan başlıyor. Düşün, 160 kişi seçiyorsunuz, bir tane kadın hakim var. Danıştay’a seçilen 51 yargıçtan 3’ü kadın. Bu ülkede kadın yargıç yok mu ? Niye seçilmiyor? ‘Çünkü bizden değil’ mantığı söz konusu. Bu yanlışlarla Türkiye‘de adalet sağlanmaz. Biz adaleti sağlamak istiyoruz. Yargıç vicdanına göre karar verir, bizde ona uyarız." diye konuştu. Uzun tutukluluk sürecinden cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı başta olmak üzere herkesin şikayetçi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Şikayetçi olmayan kimse yok. Çözelim, diyoruz. Yok diyorlar. O zaman kim samimi. Halkın oyu ile seçilmiş bir milletvekili hapise atılır mı ? Hüküm giyse, eyvallah diyeceğiz. Tutuklu. Bunların bizim demokrasimin ayıp yönleri. Bu ayıplarla mücadele edeceğiz." dedi.