İstanbul Tabip Odası ‘İstanbul’da Sağlık Raporları Ekim Ayı’ raporunu düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Toplantıda İstanbul’da hızla artış gösteren Covid-19 vakaları, gelinen durum, yaşanan sorunlar, talep ve öneriler anlatıldı.
Toplantıya, İstanbul Tabip Odası (İTO) Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Güray Kılıç katıldı. İTO Yönetim Kurulu ve İTO Covid-19 İzleme Grubu tarafından hazırlanan raporla ilgili bilgileri Dr. Pınar Saip aktardı.
Raporda 18 Ekim 2020 itibariyle Türkiye’deki tüm vakaların yüzde 38.8’inin İstanbul’da olduğu, rakamlarınsa sadece hastanede yatan vatandaşların sayısını içerdiği belirtildi.
İstanbul’daki hızlı artışa karşı etkili, yerinde önlemler alınmazsa bir kaos tablosuyla karşı karşıya kalınacağı uyarısı yapılan raporda pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının yaşadığı tükenmişliğe, sorunlara da dikkat çekildi.
“ARTIŞ DURDURULAMAZSA İSTANBUL’U FELAKET BEKLİYOR”
TTB tarafından yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
* Türkiye’de ve özellikle İstanbul’da salgın Nisan ayında en büyük pikini göstermiş, Haziran’da vaka sayıları azalmış, ancak yaşamın hızla ‘normalleşmeye’ geçirilmesi ile vaka sayıları tekrar artmış, Ekim ayında 1. dalganın ikinci büyük pik dönemine girilmiştir.
* COVID-19 pandemisi sürecinde tüm ülkede vaka artışı devam ederken İstanbul’da çok daha hızlı bir artış olduğu, bu artışın durdurulamadığı bir durumda ise İstanbul’u tam bir felaketin beklediği görülmektedir.
* İstanbul hem nüfusun kalabalık olması hem de nüfus yoğunluğunun çok fazla olması sebebiyle, vaka sayısındaki artışın çok daha dramatik boyutta gerçekleşeceği özelliklere sahiptir.
“İLLERİN KENDİ KARARLARINI BAĞIMSIZ ŞEKİLDE ALABİLME HAKKI TANIMLANMALIDIR”
Dr. Güray Kılıç da pandemi sürecinde atılması gereken adımlarlarla konuştu. “Pandemi tsunamisi hastanelerde değil, toplumda, toplumla birlikte karşılanmalıdır” diyen Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:
* Pandeminin hastanelerde değil birinci basamağın çalışma alanı olan toplum genelinde kazanılabileceği unutulmamalı.
* Birinci basamak sağlık hizmetleri organizasyonu hızla bölge temelli yapılanmaya dönüştürülerek salgınla mücadeleye uygun hale getirilmelidir.
* Toplumun tüm kesimlerinin salgın sürecine katkı ve katılımının etkili mekanizmaları kurulmalıdır. İllerin pandemi ve il hıfzıssıhha kurullarında ilgili yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının sendika ve odaların temsiliyeti sağlanmalı, illerin kendi kararlarını bağımsız şekilde alabilme hakkı tanımlanmalıdır.
ALINACAK ÖNLEMLER SIRALANDI
Güray Kılıç alınacak önlemleri ise şöyle sıraladı:
* Ev içinde buluşmanın çok yaygın olduğu gerçeği göz önüne alınarak; mevcut algoritmaya göre hastaneye yatışına gerek görülmeyen ancak, evde izolasyon önerilen asempotomatik veya hafif semptomlu hastalardan ev koşulları izolasyon için uygun olmayanlar, evde Covid-19 açısından yüksek riskli birey bulunanlar ücretsiz olarak yurt, misafirhane veya otellerde gözetim altında tutulmalıdır.
* İstanbul’da bu zamana kadar açılan sınıflara ek olarak kasım ayından itibaren 5’inci ve 9’uncu sınıflarda yüz yüze eğitime geçilmesi, zaten artmış olan salgının boyutunu daha da artırabilir.
* Okullar, TTB, uzmanlık dernekleri ve eğitim sendikalarının önerileriyle sıkı önlemler alındıktan sonra açılmalıdır. Okullarda personel eksikliği giderilmeli, tuvalet vb. ortak kullanım alanlarında temizlik kurallarına uygun koşullar sağlanmalıdır.
* Şeffaf veri paylaşımı, yaygın test yapılması, Sağlık Bakanlığı’nın tedavi rehberlerinin bilimsel verilerle düzenlenmesi önemlidir.
* İhtiyaç halinde özel hastanelerin sevk ve idaresi tamamen Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülmelidir, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonu arttırmak için ek ödeme adaletsizliği giderilmelidir.
* Sağlık çalışanları için güvenli çalışma koşulları sağlanmalı, düzenli test uygulanmalı, grip aşısı yapılmalı ve Covid-19 meslek hastalığı olarak kabul edilmelidir.
* İstanbul’da sosyal destek paketleri ile desteklenerek toplumsal hareketliliğin sınırlandırılması ihtiyacı vardır.