Paris Moda Haftası sona erdikten sonra, Simon Porte Jacquemus İlkbahar/Yaz 2022 defilesini Hawaii’de sundu. Oahu’nun kuzey tarafındaki Moli’i Bahçeleri plajının kumlarında ince uzun bir kobalt podyum… Defile, adanın doğasını ve manzarasını tamamen kucaklayan bir plajda gerçekleşti. Tasarımcı, çevre üzerinde mümkün olduğunca az zarar bırakmak için yerel yetenekler ve işletmelerle birlikte çalıştı. Adından da anlaşılacağı gibi “Le Splash”, sudan ilham alan canlı mavi tonları ve su sporlarına göndermeler içeriyor.
Kova dolusu yağmur yağdı ve konuklar siyah şemsiyelerinin altında toplandı. Biri, Jacquemus’un Hawaii’deki ilk çıkışını yaklaşık bir buçuk saat erteleyen yağmur fırtınasının bir lütuf olarak yorumlanabileceğini söyledi. Yağmur dindiğinde ve gösteri başladığında, bu yerin toprağı, insanları ve tarihi sayesinde gerçek bir Hawaii kutsaması yapıldı. Güneş Pasifik havasına girildi; dalgalar kıyıya vurdu. Güzel ve huzurluydu ve (bir halkla ilişkiler talebi sayesinde) görünürde cep telefonu yoktu. Sonra moda geldi.
Kumun renginden ilham alan keten gsteriyi açtı. Sonunda iddialı mavi, pembe ve mürekkep siyahı mayolara dönüştü. 2022 baharı için tasarımların şekilleriyle oynandı ve terzilik yapıldı. En iyi elbiseler ve pantolonlardan bazıları bir kalçanın etrafında bir Malaya peştemâli gibi açıldı; seksi ve çekicilikleri basitti. Jacquemus’un kargo pantolonları ve board şortları daha uzun bir raf ömrüne sahip olsa da, sırtı açık blazerler bu fikri daha da ileri götürdü. Başka yerlerde, optimum çekicilik için mantıksız bir düzende giyilen giysilerle, kısadan uzuna stillerle oynadı. Ayrıca, su damlacıkları gibi görünecek şekilde tasarlanan sanatçı Tanya Lyons ile yeni bir boncuk işi işbirliğini tanıttı.
Defilesini Fransa’dan Hawaii’ye uzanan uzun yolda yapma kararı, Jacquemus ve markası için büyük bir adımdı ve bu, tam anlamıyla övgüyle karşılanmayan bir adımdı. Bazı moda takipçileri için, sömürgecilik ve turizm ile bağlantılı bir yerde bir destinasyon şovu düzenleme seçimi yanlış bir adımdı. Ancak izleyiciler arasındaki yerel konukların çoğu için Avrupalı bir tasarımcının adaya geldiğini görmek olumluydu. Waikiki’nin ana caddesi boyunca lüks mağazalar boldur ve yine de bu tasarımcıların hiçbiri adada bir gösteri düzenlememiş veya belki de buraya ayak basmamıştır.
Hawaii’de doğup büyüyen stilist Ben Perreira ve yaratıcı yönetmen Taylor Okata’nın yardımıyla Jacquemus, yerel toplumu onurlandıran bir gösteri yaratmak için çalıştı. Adaya yalnızca bir avuç Jacquemus’un Avrupalı personeli seyahat etti ve yalnızca Pasifik bölgesinden ve Amerika Birleşik Devletleri anakarasından gelen konuklar davet edildi. Her model bölgeye özgüydü ve çoğu için bu onların ilk pistiydi. Tüm yapım ekibi yereldi. Perreira gösteri öncesi, “Modada çalışmak, hiçbir şey bu kadar tatmin edici hissettirmedi” dedi.
Jacquemus, koleksiyonunu Fransa dışında sergilemeyi tercih ederek, “Başka bir şey hakkında konuşmanın zamanı geldi,” dedi. “Bence Jacquemus kadını Fransız değil; o güneşli bir insan. Markanın konusu bu: paylaşmak, güneş, aşk ve aile.” Jacquemus kadını ve erkeği de bir el çantası sapı olarak tüplü şnorkel kullanması veya aksesuar olarak deri bir şamandıra takması ile ironiktir. Bu saygısız, Pop bakış açısı, Jacquemus’un alçakgönüllü haute kıyafetlerini bin yıllık ve Z kuşağı hayranları arasında bu kadar popüler hale getirmeye yardımcı olan bir yığın samimiyet çorbasıyla birlikte geliyor. Arkadaş canlısı bir yüze sahip yüksek fikirli bir moda…
Ama böylesine bomba bir gösteriden sonra, değişiklikten başka yapacak ne var ki? “Bu benim son Pop koleksiyonum,” dedi. “Gelecek sezon, süper kadınsı bir şeye, Jacquemus kimliğinin yeni bir parçasına geri dönüyorum.” Jacquemus’un ve onun arkadaş ve işbirlikçileri topluluğunun bundan sonra nereye gideceğini görmek heyecan verici olacak, ama belki de böylesine güzel bir ışıkta böylesine başarılı bir gezinin halesinde bir an daha oyalanmaya değer.”