Haber 7 ailesi olarak, İslam dünyasının ve okurlarımızın Mevlit Kandili’nin kutlar, öncelikle bugün ve gecenin, ülkemize, milletimize ve bütün insanlığa huzur ve bereket getirmesini temenni ediyoruz…
Mevlit Kandili sebebiyle Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de bir mesaj yayınladı. 2011 Kutlu Doğum Haftası’nın ana başlığının ‘Peygamber ve Merhamet Eğitimi’ olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez mesajında şunları kaydetti:
“Sevgili Peygamberimizi anlatan en güzel kavram şüphesiz rahmettir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Resul-i Ekrem’e hitaben: ‘Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik (Enbiya 21/107)’ buyrulmuştur. Sevgili Peygamberimiz de kendisinin rahmet peygamberi olduğunu ve bu rahmeti yeryüzünde egemen kılmak için her türlü sıkıntı ve meşakkate katlanmaya razı olduğunu ifade etmiştir.
Bugün Hz. Peygamber’in merhamet etmeye ve müsamaha göstermeye yönelik insanlığa sunduğu zengin mirastan yararlanmak ve sosyal yapımızda aksayan unsurların çözümünde bu dinamik değeri harekete geçirmek gerekmektedir. Bu hareket, küçük yaşta minik omuzlarına hayatın tüm yükünün yüklendiği ve istismara açık çocukların gözetilmesini, her yaşta ve sosyal tabakada mağdur insanların insanlık onuruna yakışan bir şekilde saygınlıklarını yeniden kazanmasını ya da son zamanlarda artış gösteren ve hepimizi insanlığımızdan utandıran töre, şiddet, rant ve değişik gerekçelerle suistimal edilen kadınların korunmasını ve çeşitli sıkıntılara maruz kalmış tüm insanların durumlarının iyileştirilmesini içine alacak bir merhamet seferberliğine dönüşebilir. Bu çerçevede bir merhamet eğitimi ve merhamet kültürü seferberliğine muhtacız. Onun bize öğrettiği merhamet, içimizde bir yerlerde sönmeye yüz tutmuş insanlık kandilini yeniden tutuşturan ve bizi en temel halinde insanlığımıza geri çağıran bir duygu, düşünce, tutum ve davranışlar manzumesidir.”
İnsanın iç güzelliğini yansıtan ve merhamet duygusunun en somut tezahürlerinden olan hasbilik ve diğerkamlık gibi toplum dayanışmasının temel dinamiklerinin adlarının bile unutulduğu, bunların yerini daha çok kazanmanın, daha çok tüketmenin, bencilliğin ve öğretilmiş şiddetin aldığı sosyal yapıların insanları mutsuzluğa mahkum ettiğini belirten Görmez, mesajında şunlara yer verdi:
”Halbuki toplumsal yapı, ilke ve normların ruh ve maneviyattan uzak şekilde alelusul uygulandığı ve ahlaki değerlerin ancak müeyyidelere bağlı olarak sergilendiği bir vitrin değildir. Aksine, sevgi ve muhabbet hislerinin, merhamet ve hürmet tezahürleriyle insani ilişkilere yansıdığı bir yerdir. O bize öğretmiştir ki hiçbir insan yaşadığı topluma kayıtsız kalamaz, inanan insan için ise yanı başında acı çeken bir insana, gözyaşı döken bir ihtiyaç sahibine, geleceğe dönük ümitlerini daha hayatının baharında kaybetmek üzere olan bir yetime sırt dönmek, Allah’ın rızasına, Rabbin vaat ettiği sonsuz güzellikteki cennet nimetlerine ve insanın yeryüzüne gönderiliş misyonuna yüz çevirmektir. Kur’an kendine has üslubu ile ‘Rabbimiz kendi üzerine merhameti yazdı’ diyerek (En’am,6/54) insanların aynı şekilde birbirlerine ve çevrelerinde bulunan tüm varlıklara acıma hissiyle yaklaşmalarını istemiştir. Peygamberimizin tebliğinde yer alan merhamet vurgusu yeniden okunmayı, üzerinde düşünülmeyi ve şiddetin açtığı yaralara merhem olarak sunulmayı beklemektedir. Merhametlilerin en merhametlisi tarafından insanlığın son ümidi olarak gönderilen Hz. Peygamber, birbirlerini sevme, birbirlerine merhamet ve şefkat göstererek bütünleşme konusunda bir vücudun organlarından farksız olan bir toplum oluşturmakla görevlendirilmiştir. Dolayısıyla barbarlığın yaşam tarzı haline geldiği cahiliye toplumunu şefkat, insaf ve adalet ile tanıştıran rahmet elçisinin izlediği yöntemler, belirlediği ilkeler, benimsediği tavırlar, aldığı kararlar, kısacası merhameti öğretirken harcadığı çabalar modern zamanların insanı ile bir kez daha buluşturulmalıdır.”