Tehlikeli kanser türlerinden biri olarak gösterilen “melanom”da erken tanının büyük önem taşıdığı bildirildi.
Ege Üniversitesi (EÜ) Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sibel Alper, yaptığı açıklamada, sıradan benlerle, içinde farklı ve olağan dışı bazı hücrelerin bulunduğu displastik nevüsün (displastik benler) farklı olduğunu söyledi.
Sıradan benlerin “melasonit” adı verilen deri hücrelerinin gruplar halinde büyümesinden ibaret bir deri oluşumu özelliğini taşıdığını ve erişkinlerde ortalama 10-40 arasında sıradan benlerden bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Alper, bu benlerin ortalama 5 milimetre çapında, net sınırlı, oval-yuvarlak, kubbemsi, tek renkli lezyonlar olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Alper, displastik benlerin ise sıradan benlerden farklı görünümde ve genellikle 5 milimetreden daha büyük olduklarını, pembeden koyu kahverengiye değişen birkaç renk içerdiklerini anlattı.
Sınırları düzensiz olan bu benlerin çoğunlukla güneş gören bölgeler ve sırt gibi bölgelerin yanında, saçlı deri, kalça gibi güneş görmeyen yerlerde de ortaya çıkabildiklerini ifade eden Prof. Dr. Alper, “Bir kişide 10’dan fazla displastik ben bulunabilir. Displastik benleri bulunanlarda genellikle sıradan benler de çok sayıdadır. displastik benlerde melanom gelişebilir. Hiç displastik beni olmayanlara kıyasla 5’ten fazla displastik beni olanlarda melanom riski 10 kat fazladır. Ben sayısı arttıkça, risk de artar” dedi.
Prof. Dr. Alper, bu tür benleri olanların güneşten korunması, solaryumdan uzak durması ve benlerinde değişiklik fark ettiklerinde hemen doktora başvurması gerektiğini vurgulayarak, “Bu benlerdeki renk değişikliği, büyüme-küçülme, yapısında, dokusunda değişiklik, kabuklanma, sertleşme, kabarma, kaşıntı ve sızıntı çok önemli uyarıcı değişiklikler olarak algılanmalı” diye konuştu.
ERKEN TANININ ÖNEMİ
Her bireyin mutlaka bir kez dermatoloğa başvurarak tüm benleri kontrol ettirmesinin önemine işaret eden Prof. Dr. Alper, “Displastik benleri olanlar yılda 2 kez kontrole gitmeli. Özel görüntüleme yöntemleriyle doktoru benleri fotoğraflayacak ve her muayenede kıyaslayarak, değişimi en erken dönemde, daha kanserleşme olmadan fark edecektir. Ailesinde melanom olanlarda bu kontroller 3 ayda bir yapılmalıdır. Melanom çok tehlikeli ve hızlı ilerleyen bir deri kanseri türü olduğundan benlerin değerlendirmesi ve takibi mutlaka normal sağlık kontrolü takviminde yer almalı. Nasıl check-up yaptırıyoruz, derinin de düzenli check-up’ı yapılmalı, bütün benler kontrol edilmeli” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Sibel Alper, melanom riskini artıran etkenlere yönelik soruya, “Displastik benlerin varlığı, 50’den fazla sıradan ben olması, güneş ışınları ve güneş yanıkları, solaryum, kişinin kendisinde veya ailesinde deri kanseri öyküsü, açık ten, açık göz rengi, bağışıklık sistemini etkileyen bazı ilaçlar” karşılığını verdi.
Son yıllarda melanom sıklığının dünyada iki kat arttığını ifade eden Prof. Dr. Alper, bütün kanser türlerinde artış yaşandığını, ama güneşin zararlı etkilerinin bu türde çok önemli olduğunu, güneşin “birikici” zararlı etkisinin çocuklukta başladığını, birikerek belli bir yaştan sonra tahribatının ortaya çıktığını anlattı.
Prof. Dr. Alper, melanom tedavisindeki son gelişmelere ilişkin soruya, “Dünyada birçok tedavi, kişiye özel tedaviye kaydı. Melanomla ilgili de böyle. Kişinin genetiğine, bağışıklık sistemine bakılıyor. Buradaki en önemli konu erken tanı. Çünkü derinin diğer kanserlerinin aksine, melanom hızlı ilerliyor” yanıtını verdi.
BENLERİN ÇIKARILMASI TEHLİKELİ Mİ?
Prof. Dr. Sibel Alper, her benin çıkarılmasının gerekmediğini ancak riskli benlerin cerrahi yöntemle çıkarılmasından da çekinmemek gerektiğini, böyle bir yol izlenmesinin zaten henüz kanser ortaya çıkmadan yok edilmesi anlamına geldiğini söyledi.
Halk arasında “benlere dokunulmaz” gibi bir algı olduğunun hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Alper, “Bu algı yanlış. Alınması gerekiyorsa alınmalı. Dikkat edilmesi gereken cerrahi müdahale dışındaki yakmak, başka uygulamalar yapmaktır, bu risk yaratır. Yoksa cerrahi olarak çıkarılmalarında hiçbir sakınca yok” diye konuştu.
Prof. Dr. Alper, kişinin kendi derisini muayene etme yönteminin dünyada çok önerilen bir yöntem olduğunu belirterek, “Ayna karşısında kişi benlerini tanımalı, değişiklikleri gözlemlemeli” dedi.
Kişilerin estetik kaygılarla benlerini aldırabildiğinin hatırlatılması üzerine Prof. Dr. Alper, “Et benleri, yani saplı benler tehlikesiz benler. Kişi görüntü olarak rahatsız oluyorsa alınsa da olur, alınmasa da olur. Et benleri zaten gerçek ben değil, doku büyümesidir” şeklinde konuştu.