Akciğer zarında oluşan ve agresif seyirli bir kanser türü olarak bilinen Malign Plevral Mezotelyoma’nın (MPM) tedavisinde immünoterapi kombinasyonu kullanımının olumlu sonuçları Avrupa Medikal Onkoloji Derneği’nin (ESMO) bu yıl düzenlediği kongrede büyük ilgi gördü. Araştırmanın ekibinde yer alan Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan immünoterapinin MPM tedavisindeki etkisini umut verici olarak tanımladı.
Akciğer zarında oluşan agresif seyirli bir kanser tipi olan ve teşhisi genellikle ileri evrede konulabilen MPM genellikle asbest mineraline maruz kalan kişilerde görülüyor. ESMO’nun 16-24 Eylül’de gerçekleştirdiği son kongrede hızlı ilerleyen bu hastalığın tedavisindeki immünoterapi kullanımının üç yıllık sonuçları açıklandı. Klinik çalışmanın araştırıcıları arasında yer alan Dicle Üniversitesi Hastaneleri Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Ana Bilim Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan MPM’nin tedavisinde immünoterapi kullanımına dair son bulguların umut verici olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan “İleri evre veya metastatik MPM’ye sahip olup tedaviye rağmen hastalarda genel sağkalım süresinin ortalama 12 ila 14 ay arasında olduğunu, beş yıllık genel sağkalım oranın ise yalnızca yüzde 10 civarında olduğunu görüyoruz. Bu tablo tedavi seçenekleri sınırlı olan söz konusu hastalığın ne kadar tehlikeli olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Gerçekleştirdiğimiz araştırmanın 3 yıllık takip sonuçlarıyla birlikte, immünoterapinin MPM tedavisindeki başarısının daha da belirginleştiğini gördük ve ESMO’da hekimler tarafından ilgiyle karşılanmasından mutluluk duyduk” dedi.
Üç yıllık araştırma sonuçlarına göre immünoterapi tedavisi uygulanan MPM hastalarının yüzde 23’ünde genel sağkalım oranı sağlandı
Prof. Dr. Muhammet Ali Kaplan “Üç yıllık takibin sonunda elde edilen bulgular; immünoterapi kombinasyonunun platin bazlı standart kemoterapiye kıyasla sürdürülebilir sağkalımda hücresel alt tipinden bağımsız daha başarılı sonuçlar sağladığına işaret ediyor. İmmünoterapi uygulanan MPM hastalarının yüzde 23’ünün üç yılın sonunda hayatta kaldığını, kemoterapi uygulananlarda ise bu oranın yüzde 15 olduğunu görüyoruz. Üç yılın sonunda immünoterapi kombinasyon tedavisi görenlerin tedavilerinden yanıt alma oranı yüzde 28 iken, kemoterapi tedavisi alanlarda ise tedaviye yanıt alınamamıştı. Ayrıca immünoterapi kombinasyonunun kemoterapiye kıyasla ölüm riskinde yüzde 27 azalma sağladığını görmek de heyecan verici bir diğer sonuç olarak karşımıza çıktı. Son 15 yıl boyunca hiçbir yeni sistemik tedavi seçeneği olmayan MPM’de immünoterapi kombinasyonları sayesinde sürdürülebilir sağkalım, tedaviye daha uzun yanıt oranları ve yaşam kalitesinde belirgin iyileşme görebilmek hastalar için çok değerli. İmmünoterapi kombinasyonunun küçük hücreli dışı akciğer kanseri de dahil, birçok hastalığın tedavisine katkısını takip etmeye devam edeceğiz” diyerek kanser tedavisinde immünoterapinin rolüne dikkat çekti.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı