Disleksi ve disgrafi gibi özgül bir öğrenme bozukluğu olan diskalkuli, matematiksel bilişin dahil olduğu beynin belirli bölümlerinde oluşan bozukluk nedeniyle matematikte yaşanılan güçlük olarak tanımlanıyor. Diskalkuli’nin anne karnında beyin gelişimi sırasında meydana gelen yapısal ve fonksiyonel farklılıklardan kaynaklandığını belirten uzmanlar, kız çocuklarında erkek çocuklara kıyasla daha sık görüldüğüne dikkat çekiyor. Uzmanlar, diskalkuli’nin kalıcı bir durum olduğunu ve tedavisinin özel eğitim ile gerçekleştirilebildiğini ifade ediyor.
Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, özgül öğrenme güçlükleri arasında bulunan diskalkuli hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Özgül öğrenme güçlükleri arasında yer alıyor
Diskalkuli’nin Yunanca bir örnek olan ‘dis’ (bozuk-kötü) ve Latince ‘calculare’ (sayma-hesaplama) sözcüklerinden türetilmiş olup kötü hesaplama anlamına geldiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Diskalkuli’nin okuma güçlüğü olarak bilinen disleksi ve yazı yazma güçlüğü olarak tanımlanan disgrafi gibi özgül öğrenme güçlüklerinden biri olduğunu söyleyebiliriz. Diskalkuli, ilk olarak Çekoslovakyalı araştırmacı Kosc tarafından ‘bilişsel fonksiyonlarda genel bir güçlük olmaksızın, beynin matematiksel bilişin dahil olduğu belirli bölümlerinde oluşan bozukluk nedeniyle matematikte yaşanılan güçlük” olarak tanımlandı. Aritmetik öğrenme güçlüğü, matematik öğrenme güçlüğü, hesaplama bozukluğu, matematik-aritmetik yetersizliği ifadeleri aynı anlamda kullanılıyor.” dedi.
Diskalkuli kalıcı bir durum
Öğrenme güçlüğüne sahip bireylerin yeni karşılaştığı verileri yavaş yavaş aldıklarını ve yavaş yavaş işlerlediklerini ifade eden Kilit, “Bu nedenle kişinin sahip olduğu beceri ile kendisinden yapması beklenilen iş, ödev arasındaki bu etkileşim kişinin zorlanmasına, güçlük yaşamasına neden oluyor. Özgül öğrenme güçlüklerine sahip bireylerin ortalama ya da ortalamanın üzerinde bir zekaya sahip oldukları kabul ediliyor. Bütün özgül öğrenme güçlüğü tipleri gibi diskalkuli de kalıcı bir durumdur. Matematik öğrenme güçlüğünün istenilen bir öğretime rağmen matematiksel becerilerin edinimini sağlayan yetiyi etkileyen sürekli bir durum olduğunu söyleyebiliriz.” diye konuştu.
Cevabı bulamadan soruyu unutuyorlar
Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, diskalkuli güçlüğü olan bireylerin matematik sorularına geç cevap verdiklerini ve akranları ile karşılaştırıldığında yavaş olduklarını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Zihinsel hesaplamada güçlükler yaşar ve basit toplama işlemlerinde parmaklarını kullanırlar, arkadaşlarının zihinsel hesaplama yaptığı yerde çentik işaretlerini kullanırlar, tahmin etmede ve yaklaşık cevap vermede güçlük yaşarlar, matematiksel işlemler hakkında konuşmayı güç bulurlar, anlamadığı halde soru sormazlar ve sözel problemleri yorumlamada hata yaparlar. Ayrıca bu bireyler ‘eşittir’ ile ‘-den daha büyüktür’ gibi terimleri karıştırırlar. Daha önce iyi öğrendiği işlemleri çok hızlı unuturlar. ‘+’ gibi sembollerin anlamını hatırlamada sorunlar yaşarlar. 3×6=18 gibi bir cevap için tüm çarpımları ezbere okurlar. Zihinden matematik işlemlerinde güçlük çeker, cevabı bulmadan soruyu unuturlar. Sayarken sayıların sırasını şaşırırlar. Çarpım tablosunu okurken sırayı karıştırırlar. Çok basamaklı bir işlemde işlem adımlarını hatırlamada güçlük çekerler. 36 ile 63 arasındaki fark hakkında kafa karışıklığı yaşar, dönüşümlü olarak birini diğerinin yerine kullanırlar. ‘+’ ve ‘×’ işaretlerini karıştırırlar. Dağılma ve değişme özelliklerini kullanırken sayıları yanlış yerlere koyarlar. Bir sayfada çalışırken ve hesaplama yaparken sayfayı düzgün kullanamazlar. Yine ‘6-2’ ile ‘2-6’ farklarını karıştırarak iki durum için de ‘4’ cevabını verirler. Sayıları yuvarlamada güçlük çekerler. Analog saatlerde vakti söylemede zorlanırlar ve toplama işlemini mekanik olarak yapabilir ancak işlemi nasıl ve niçin yaptığını açıklayamazlar.”
Diskalkuli anne karnındayken oluşuyor
Diskalkulinin diğer özgül öğrenme güçlüğü tipleri gibi oluşumunda birden fazla genin etken olduğu bir sorun olduğunu ifade eden Kilit, “Diskalkuli, anne karnında beyin gelişimi sırasında meydana gelen yapısal ve fonksiyonel farklılıklardan kaynaklanıyor. İlk semptomları erken gelişim döneminden beri var olan ancak tanısı okul hayatı başladıktan sonra konulabilen nörogelişimsel bir bozukluk olduğundan bahsedilebilir. Tek başına bulunabileceği gibi genellikle disleksi ve disgrafi güçlüklerinden biri veya ikisi ile bir arada var olabiliyor. Özgül öğrenme güçlükleri bütün norogelişimsel hastalıklarda olduğu gibi erkek çocuklarında daha sık karşılaşılıyor ancak diskalkulinin tek başına görülme oranlarına baktığımızda kız çocuklarında daha sık görülebildiğini söyleyebiliriz. Diskalkulinin şiddeti, diğer bütün özgül öğrenme güçlüğü tiplerinde olduğu gibi bireyden bireye değişim gösteriyor. Hafiften, ağıra kadar şiddeti tespit ediliyor ve eğitimleri ona göre şekillendiriliyor.” dedi.
Özel eğitim kapsamında ders alıyorlar
Bütün özgül öğrenme güçlüklerinin tedavisinin özel eğitim olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Neriman Kilit, “Matematik öğrenme güçlüğü yaşayan bireyler, özel eğitim kapsamında tam zamanlı kaynaştırma öğrencisi olarak değerlendiriliyor ve eğitimlerini normal sınıflarda alıyorlar. Aynı zamanda matematik derslerinde kaynak oda ve destek hizmetinden yararlanıyorlar. Bu nedenle matematik derslerinde takip edilmek üzere özgül öğrenme güçlüğü yaşayan bireyin özelliklerini ve gereksinimlerini dikkate alarak hazırlanan ‘Bireysel Eğitim Programları’ çerçevesinde, bireyler matematik derslerini kaynak odada uzman bir eğitimciyle bireysel veya grup olarak gerçekleştiriyorlar.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı