Halk arasında şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet hastalığı, ülkemizde ve dünyada en sık rastlanan kronik hastalıklar arasında yer alıyor. Diyabet hastalığının en öncelikli tedavisi diyet ve egzersiz ile ideal kiloya ulaşmak olduğunu belirten uzmanlar, tedavinin aksatılmasının akut ve kronik komplikasyonlara yol açabileceğine dikkat çekiyor. Uzmanlar, kan şekeri düzeylerinin kontrol altına alınabilmesi için diyabet hastalarına hekim kontrolünde haftada toplamda 150 dakika egzersiz ve oluşturulacak diyet programına uyulmasını önemle tavsiye ediyor. Uzmanlar, vücut ağırlığındaki yüzde 5 azalmanın bile insülin direncini azalttığını vurguluyor.
Dünya Diyabet Günü, artan diyabetli kişi sayıları nedeniyle Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından ilk kez 1991 yılında gerçekleşti. 2006 yılında ise Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, diyabetin yaşam boyu süren ve major organ hasarları nedeniyle diyabetli kişinin yanı sıra ailesini, ülkesini ve dünyayı çeşitli risklere maruz bırakabilen bir hastalık olması nedeniyle 2007 yılından itibaren 14 Kasım’ın resmi olarak Birleşmiş Milletler Diyabet Günü de olmasını tanıdı. 1921 yılında insülini bularak diyabet hastası milyonlarca hastanın tedavisini mümkün kılan Fredrick Bantig’in doğum yıl dönümü anısına her yıl 14 Kasım, Dünya Diyabet Günü olarak anılıyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, diyabet hastalığının yol açtığı sağlık sorunlarına ilişkin bilgi verdi.
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, halk arasında “şeker hastalığı” olarak tabir edilen diabetes mellitusun, kanda glukoz (şeker) seviyesinin normalin üzerine çıkmasıyla meydana geldiğini kaydetti.
Yüksek kan şekeri vucütta kalıcı hasara yol açıyor
Diyabet hastalığının, ülkemizde ve dünyada en sık rastlanan kronik hastalıklar arasında yer aldığını belirten Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “Birçok farklı önemli hastalığın oluşumunda birincil neden olarak karşımıza çıkan diyabette tedaviye tam olarak uyulması büyük önem taşıyor. Uzun süre yüksek seyreden kan şekeri; kardiyovasküler sistem, böbrekler ve gözler başta olmak üzere tüm vücutta kalıcı hasarlara yol açtığından diyabet teşhisi konulan bireyler derhal diyabet eğitimi almalı, diyetisyen tarafından uygun görülen beslenme programına tam olarak uymalı.” dedi.
Vücut ağırlığındaki yüzde 5 azalma bile insülin direncini azaltıyor
Diyabet hastalığında en öncelikli tedavinin diyet ve egzersiz ile ideal kiloya ulaşmak olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, “Kilolu ve insüline dirençli obez bireylerde vücut ağırlığında yüzde 5 civarındaki azalma bile insülin direncini azaltıyor. Enerjinin yüzde 30’undan azının yağlardan karşılanması, düzenli fiziksel aktivite ve düzenli kilo izlemi içeren yaşam tarzı değişikliği ile hastanın başlangıçtaki vücut ağırlığı yüzde 5-7 oranında azalabilir.” ifadelerini kullandı.
Haftada 150 dakikalık egzersiz tavsiye ediliyor
Vücut ağırlığının azaltılmasında ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişikliği ile fiziksel aktivite kombine edildiğinde yüzde 5-10 oranında ağırlık kaybı sağlanabileceğini ifade eden Levent, “Haftada 4 – 5 güne yayılacak şekilde yapılacak fiziksel aktivite ile hem kilo verilmesi sağlanabilir, hem de kan şekeri düzeyleri kontrol altına alınabilir. Haftada toplamda 150 dakikalık egzersiz programı tavsiye ediyoruz. Yapılacak egzersizler bisiklete binme, tempolu yürüyüş yapma ya da yüzme şeklinde olabilir. Özellikle 35 yaşını geçenlerde yüksek tempolu spor önermiyoruz.” dedi
Tedavi uygulanmazsa akut ve kronik komplikasyonlar oluşabilir
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, ‘Diyabet hastaları kan şekerlerini kontrol altında alacak tedavileri uygulamazlarsa diyabetin akut ve kronik komplikasyonları meydana gelebilir.’ dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
“Diyabetin akut komplikasyonları hayatı tehdit edip ölüm ile sonuçlanabilir. Kan şekerleri uzun süre yüksek seyrederse diyabetin kronik komplikasyonları meydana gelir. Diyabetin kronik komplikasyonları mikrovasküler yani küçük damar tutulumu ve makrovasküler olarak adlandırılan büyük damar tutulumu şeklinde olabilir. Kan şekeri yüksekliğinin derecesi, mikro ve makrovasküler komplikasyonlar ve tüm ölüm nedenleri arasında doğrusal bir ilişki vardır. Diyabet hastalığında dikkat edilmesi gerekenler ve önerilen tedavi ilkelerine uyulmadığı durumlarda kan şekerinin yüksek seviyelerde seyretmesi, başta diyabetik kalp hastalığı, nöropati, nefropati ve retinopati olmak üzere birçok sağlık sorununa yol açar. Bu nedenle eğer birey diyabet hastalığına sahipse kontrollerin düzenli olarak yapılması ihmal edilmemeli.”
Yrd. Doç. Dr. Ayhan Levent, tedavi uygulanmadığında oluşabilecek mikrovasküler ve makrovasküler komplikasyonlardan şöyle bahsetti:
Mikrovasküler Komplikasyonlar
Diyabetik Nefropati – Böbrek hasarı
Son dönem böbrek yetersizliğinin en sık nedeni diyabettir. Diyabetli hastaların yüzde 20-30’nda diyabetik nefropati gelişir.
Diyabetik Nöropati – Sinir harabiyeti
Diyabetli bireyde; ellerde ayaklarda uyuşma, karıncalanma, yanma gibi şikayetlerin varlığı diyabetik nöropati açısından hekimi şüphelendirmeli. Diyabetik nöropatide esas risk faktörünün kan şekeri yüksekliği olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlandı. Bugün için diyabetik nöropatinin önlenmesi ve tedavisinde en etkin yöntem kan şekeri düzeyinin iyi kontrol altında tutulmasıdır.
Diyabetik Retinopati – Göz retinasında hasar oluşumu
Erişkin yaştaki diyabetli hastalarda en önemli körlük nedeni diyabetik retinopatidir. Tip 1 diyabetli hastalarda tanıdan 5 yıl sonra başlayarak puberteden (ergenlik) itibaren yılda bir retinopati taraması yapılmalıdır. Tip 2 diyabetlilerde tanı konduğu anda retinopati taraması yapılmalıdır.
Makrovasküler Komplikasyonlar
Diyabetik kalp hastalığı
Koroner arter hastalığı, diyabetik kardiomiyopati ve hipertansiyon şeklinde olabiliyor. Koroner arter hastalığı, diyabetik hastalarda morbidite ve mortaliteyi asıl etkileyen kardiyovasküler hastalıktır. Diyabetik hastalar sağlıklı bireylere göre kardiyovasküler hastalık açısından 4 kat artmış riske sahiptirler.
Preferik arter hastalığı
Diyabetlilerde bacak ve ayak amputasyonları normal populasyona göre 5 kat daha fazladır. Bunun nedeni diyabetlilerde gelişen nöropati, iskemi, immün sistem bozukluklar, yetersiz hijyen, görmede azalma ve yaşlanmadır.
Serebrovasküler hastalık
Diyabette inme riski 2-6 kat oranında artış gösterdi. Diyabetiklerde inmeler daha ölümcül oluyor ve daha fazla işlev ve doku bozukluğu bırakıyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı